• 17 June 2016, Friday 19:26
HamdiTopçuoğlu

Hamdi Topçuoğlu

Eskişehir İzlenimleri / 2 - Bir Kent ve Bir İnsan

Hamdi TOPÇUOĞLU

Yılmaz Büyükerşen, soyadının hakkını tam veren bir bilim insanı, siyasetçi, sanatçı ve yönetici.

Onun ve ekibinin Eskişehir peyzajına kazandırdıkları tüm Eskişehirlilerin gözünün önünde.

Oysa bir de Eskişehir’i üniversiteler ve müzeler kenti yapan çalışmaları var ki, insan bir ömre bu kadar şeyi nasıl sığdırabildiğine şaşıyor.

Bilelim ki Eskişehir artık, müzeleriyle, tarihsel dokusuyla, üniversiteleriyle kültür kenti ve kültür turizminin yıldızı olma yolunda çok önemli noktalara gelmiştir.

Ancak bu yeterli midir?

Trende koltuk komşum, telefonda Eskişehir’e yakın yerlerdeki arazi alım satımları ile ilgili görüşmeler yaptıkça merak ettim.

“Çiftçiymiş. Yüzlerce dönüm arazisi varmış. Allah’a şükür işler iyiymiş.”

Bir yerden geçerken eliyle işaret etti:

“Ta şurada iki yüz dönüm soğanım var” dedi.

“Dilerim emeklerinizin karşılığını alırsınız” dedim.

“Allah kerim!” dedi.

“Eskişehir gelişiyor mu?” diye sordum.

Yüzünü ekşitti.

“Yok canım!” dedi. “Değişen bir şey yok. İki üç binayı tıraş ettiler, allayıp pulladılar.”

“Ya Porsuk…” dedim.

“ Eskiden de akıyordu, şimdi de…” diye yanıtladı sorumu.

Ömründe bir kez olsun müzeye gitmemiş, bir konser dinlememiş, bir sergi gezmemiş, camilerde imam vaazlarından başka bir konferans dinlememiş, üniversite diplomasını askerlikten yırtmak için gerekli görmüş insanlarla kalkınma, gelişme; kentleşme, kentlileşme gibi konularda düşünce ortaklığımızın olup olmadığını düşündüm bir an.

Yılmaz Büyükerşen onlar için asla önemli biri değildir.

Odunpazarı’nda Kazım Kurt’un halk meclisleri aracılığıyla kentin tüm bireylerini kent yönetiminin karar alma süreçlerine sokma çabalarının da anaokulundan üniversiteye çocukları ve gençleri kucaklayan sosyal belediyecilik çalışmalarının da önemi yoktur.

Çünkü bu tür işler okus pokus zenginliklerinin ayak bağıdır.

Eminim Yılmaz Büyükerşen kentsel dönüşüm adı altında Odunpazarı’nı yıkıp oraya ova manzaralı gökdelenler dikseydi, Porsuk’un üstünü betonlayıp yol yapsaydı pek çok kişi daha mutlu olurdu.

Bilelim ki kültürle yoğrulmuş “Kent, kalkınma ve gelişme” kavramlarının toplumumuzun her kesiminde kabul görmesi için Yılmaz Büyükerşenlerin ve bu davaya inanan bizim almamız gereken çok uzun ve zorlu yollar olduğu bir gerçek.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık