- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 January 2019, Tuesday 8:04
- 3154 kez okundu
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, bir öğrencisi tarafından vahşice katledildi.
Şaşırdık mı?
Doktor, hastası ya da hasta yakını tarafından...
Emniyet Müdürü, polis tarafından...
Öğretmen, veli tarafından...
Hakim, avukat tarafından...
Avukat, müvekkili tarafından...
Kadın, kocası tarafından...
Her geçen gün daha çoğunu, daha çok ürpererek okuduğumuz, öğrendiğimiz; hatta yaşadığımız olaylar değil mi bunlar?
Ne yazık ki bu ülkede yasaların gücüne ve emeğin kutsallığına inanan; farklılıklara saygıyı ilke edinen herkes birer "ceren"dir.
Onlar, yasa tanımazların cirit attığı, güce tapanların köşe başlarını tuttuğu bu toplumda; soyguncularla, vurguncularla, hırsızlarla ve katillerle bir arada yaşamak zorundadırlar.
Üniversitelerinin denetimini "Cahilin ferasetine güvenen profesör" lerin gerçekleştirdiği;
Dinini - diyanetini öğretsin diye kendisine gönderilen çocuklara musallat olan din adamlarının el üstünde tutulduğu;
Din anlayışı, kendisininkine uymayan din bilginlerini, din adına katletmekle tehdit eden müftülerin, şeyhlerin egemen olduğu;
Memleket insanı yoksullukla boğuşurken milyonlarca dolar harcayarak saraylar, külliyeler, camiler yaptırmayı dindarlık sayan din tüccarlarının bir sözünün iki edilmediği bir ülkede,
toplumu, hangi ahlaki değerlerle ayakta tutabilirsiniz?
Bir ülke ki yöneteni; "Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50’si var." diyebiliyor.
Bir ülke ki liderleri, birbirine 15 yaşından küçüklerin duymaması için sansürlenmesi gereken bir dille hitap ediyor.
Sağduyudan, hoşgörüden, itidalden uzak; kendisi gibi düşünmeyeni düşman gören, aşağılayan, kazanmak için her yolu mubah gören, ağzı hakaret fıskiyesi, kalbi kin çanağı liderlerin ülkesinde, halkın ruhen sağlıklı olması nasıl mümkün olabilir?
Ne acıdır ki bu “Ceren"imizin katili, halka adalet dağıtsın diye sözüm ona eğittiğimiz bir genç.
Öldürme gerekçesi daha acı: Ceren'in, bilgi hırsızlığına izin vermemesi.
Ceren öğretmen, katilini kopya çekerken yakaladığında sınavdaki öğrenciler nasıl davranmışlardı hiç merak edeniniz oldu mu?
Bana ne mi, demişlerdi?
Hoca, hoca! Arkadaşımızın geleceğiyle oynama mı demişlerdi yoksa?
Peki, o sınıf birlikte ayağa kalkıp "Adalet dağıtıcısı olmaya aday biri olarak bu davranışın doğru değil arkadaş!" diyebilseydi Ceren öğretmen yine katledilir miydi sizce?
Ya olay, Ceren öğretmene hakaret, hatta bir ki tokatla sınırlı kalsaydı siz ne derdiniz?
Bu ülkede "Canım, alt tarafı kopya! Hangimiz çekmedik ki!" diyecek insan sayısını tahmin edebiliyor musunuz?
Erdemli insan, hayatın her safhasında ve her koşulda dürüst olabilendir.
Bazen öyle, bazen böyle; işine ve çıkarına göre dürüstlük, insanı erdemli kılmaz.
Siz, bugün kopya çeken ya da kopyacı arkadaşlarına tepki göstermeyen bir hakim ve savcı adayının yarın, nasıl bir adalet dağıtıcısı olacağını düşünüyorsunuz?
Bu ülkede din devleti kurmak için yıllarca sınav soruları çalındı. Yüz binlerce gencin hayat akışı değiştirildi. Bugün, o hırsızlıklar sayesinde makam mevki sahibi olanlar, o hırsızlıklar yüzünden iş güç sahibi olamayan; hayatı kararanlar hakkında ne hissediyor olabilirler sizce?
Ya bu soruları çalanlar, çaldıranlar?
Pişmanlık, eziklik, utanma...
Günah mı?
Hani kıldan köprüydü sırat?
Yargı mı dediniz?
İnsanın en büyük yargıcı kendi vicdanıdır.
İnsan hayatının, ne uğruna olursa olsun, bit kadar değeri olmadığı bir ülkede toplumsal çürümenin boyutunu başka ne gösterebilir ki?
Bilelim ki bu ülkenin "Ceren"leri çok değil. Fırsatını bulanlar da hızla bu ülkeyi terk ediyor.
Kim bilir, yıllardır bize deli gömleği giydirmeye çalışanların asıl istediği, belki de bu.
-
04.08.2020 EĞER YUNAN GALİP GELSEYDİ!
-
19.05.2020 İŞGAL GÜNLERİNDE DARBE SÖYLENTİLERİ
-
05.05.2020 HANGİ ÖZGÜRLÜK?
-
24.04.2020 TOPRAK KOKUSU
-
13.04.2020 ERGUVANLAR HEP ÇİÇEK AÇAR
-
07.04.2020 BÜLBÜLLERİ DİNLERKEN
-
30.03.2020 HAYAT DÜNYAYA SIĞAR
-
29.02.2020 UZLAŞI OLMADAN ASLA
-
08.02.2020 ŞAPA DÜŞMEK Mİ, ŞAPA OTURMAK MI?
-
09.08.2019 ÇEVİR KAZI YANMASIN
-
26.03.2019 İZMİR'DE BİR SABAH
-
21.03.2019 SORMADAN EDEMİYORUM
-
14.03.2019 AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN
-
13.02.2019 ÖYLE ÇEKİP GİTMEK YOK; AMA...
-
05.02.2019 SEFERİHİSAR’DAN İZMİR’E: TUNÇ SOYER
-
11.01.2019 HACIYATMAZLAR
-
03.01.2019 MÜSVEDDE
-
14.12.2018 GOMONİST KANAL NE DEYO?
-
13.12.2018 DOĞA HAKLARI
-
26.11.2018 YEREL BASIN VE DEMOKRASİ
-
20.11.2018 BİR YAĞDI, PİR YAĞDI
-
19.11.2018 DR. OSMAN GÜRÜN BAŞARISIZ MI?
-
07.11.2018 MİLAS, MİLAS
-
30.09.2016 Düğün ve ölüm
-
16.08.2016 Bodrum Karaova Bağbozumu Günleri
-
12.08.2016 İlkeli olmak
-
05.08.2016 Hangi darbe?
-
23.07.2016 Darbe Yazıları
-
15.07.2016 Yeni bir güne başlarken
-
01.07.2016 Türkiye Kent Konseyleri Platformu’nun 19. Genel Kurulu yapıldı
-
18.06.2016 ‘Zeytin Adam’ı anarken …
-
17.06.2016 Eskişehir İzlenimleri / 2 - Bir Kent ve Bir İnsan
-
16.06.2016 Eskişehir İzlenimleri / 1 - Eskişehir bir Turizm Kenti midir?
-
03.06.2016 Yargı: Saygınlık ve Güvenilirlik?
-
26.05.2016 Binbaşı Kıvanç
-
20.05.2016 İşgal günlerinden geçerken
-
06.05.2016 Dünya Basın Özgürlüğü Günü 2016
-
01.05.2016 İsmail Kahraman ne demek istiyor?
-
15.04.2016 Vandallık ve Barbarlık Çağı
-
08.04.2016 Asla umutsuz olmam
-
01.04.2016 Bodrum’a yazık oluyor!
-
26.03.2016 Ayrık Out
-
18.03.2016 Taziye
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.