Abdullah GÜRGÜN

Türkiye maceralı memleket.

Nerede, ne zaman, ne olacağı belli olmaz...

....

Pazar günü 10.30’da Kızılay’da sporum var.

Sabah 09.30’da evden çıktım. Kuleli’den otobüs’e bindim.

Şehiriçi otobüsü değil yarış arabası mübarek... 

Yollar bomboş, tangur tungur gidiyoruz.

Birkaç dakikada Kuğulu durağı’na geldik.

Otobüs durağının yakınına güzel bir Audi otomobil park etmiş.  

GÜÜÜM!!!

Park edecek yer bulamadın da otobüs durağının dibini mi buldun?

Otobüsün hasarını Audi’nin sahibine ödetirlerse şaşmam...

Belki otobüs otomobili bilerek cezalandırdı...

Şoför gayet sakin telefonunu aldı, kaza olayını anlatmaya başladı.

Yolcular homurdanıyor. Bir kadın şoföre bağırıp duruyor.

Yola nasıl devam edeceğiz?

Ben Atatürk Bulvarı’na geçtim.

....

Bir tuhaflık var.

Kızılay’a gidiş yolundan arabalar geliyor. Yollar tutulmuş.

Yanımdan geçen bir delikanlı soruyor: “Ne olmuş?”

Ne olmuş?

Bomba patlamış...

“Boş ver” diyorum. Antrenmana yetişeceğim, hızlı hızlı yürüyorum.

Her yerde polisler..

“Geçmek yasak”

“Nasıl gideceğim?”
“Arka sokaktan git”...

Gittim, antrenmanımı yaptım, çıktım...

Meğer neler olmuş!?.

1 Ekim 2023 Pazar günü Ankara tarihine geçmiş...

Sabah 09.30’da ben evden çıktığım sırada İçişleri Bakanlığı önüne gelen iki PKK’lı canlı bombalardan biri kendini patlatmış, diğeri vurulmuş. İki polis hafif yaralanmış.

Adamlar meclisin açılacağı gün meclisin dibinde, bakanlıkların, Genel Kurmay Başkanlığı ve kuvvet komutanlıklarının olduğu yerde bombalı eylem yapmış...

İşe bak...

Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbini hedef almışlar..

....

Akşam dostlar ziyarete geldi.

“O kendisi yaptırdı” diyor biri.

Diğerleri, “hıı hıı”, destekliyorlar...

“Nerden belliymiş?”

“Taksi şoförü söyledi”

“Taksi şoförü nerden bilmiş?”

“Ooo taksi şoförü deyip geçme. Kelli felli, oturaklı adam”

“Aynı 15 Temmuz tiyatrosu”

“Sahi mi? Allahalla. Bak sen şu işe.”

....

Memlekette gerçekten herkes herşeyi herkesten iyi biliyor.

Uydurma, kafadan atma, yanıltma, algı yaratma, kara propaganda...

Haberlere baktık, açıklamaları okuduk, uzmanları dinledik...

Durum anlaşıldı...

Caniler PKK’lı...

Biz birbirimize masal anlatıyoruz.

.....

PKK, yan kuruluşları, yerli - yabancı destekçileri, efendileri ve, ve emperyalizm ile mücadeleyi doğru bir şekilde, dostu düşmanı ayırarak yükseltmeli.

Her türlü kötülüğün başının yoksulluk olduğu unutulmamalı.

“Tek terörist kalmayıncaya dek mücadelemiz sürecek!”

“Bir gece ansızın gelebiliriz!”

İyi, güzel de lafla peynir gemisi yürümez.

Bataklık kurutulmadan sivrisinekler yok edil(e)mez.

Sıtma bitiril(e)mez.
Terörü bitirebiliyor muyuz?
Kesin sonuç almak için Suriye, Irak, İran ile birlikte terörün kökünü kazıyabiliyor muyuz?

Ben tesadüfen o gün o saatte patlamanın olduğu yerden geçip salona gidiyor olabilirdim.

Türkiye’nin en güvenli olması gereken bölgesinde güven içinde yürüyemeyecek miyim?

....

Akşam 18.30’da gene sporum var. Yaptığım spor da savunma sporu.

Bu durumda bir işe yarar mı?

Hiç!
Yurttaş ne şehit olur ne gazi...

....

Bakalım bugün ne maceralar yaşayacağım.