• 20 October 2023, Friday 12:14
Abdullah GÜRGÜN

Abdullah GÜRGÜN

İSRAİL DENİZİ’NDE FİLİSTİN TAKIMADALARI

7 Ekim’de HAMAS saldırdı sivilleri öldürdü, kaçırdı. İsrail O günden bu yana Gazze’ye bomba yağdırıyor. Hastaneleri bile bombalıyor. Taş üstünde taş kalmadı.

Hamas’ı da İsrail’i de kınıyorum. Hamas, Dünya’da yükselen İslam düşmanlığını daha da kaşıdı. İsrail’e saldırı bahanesi verdi. İsrail‘in saldırıları da İsrail’e saldırıların nedeni oluyor, olacak.

Olay “tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan?” meselesi değildir. Kapışmanın nedeni kümese tilkinin girmesidir.

Büyük sorun Filistin isimli bölgede 1948 yılında Siyonistlerce kurulan korsan “Yahudi Devleti” İsrail ile başlamıştır. Bu devletin Filistin topraklarına el koyması “vaad edilen topraklar” efsanesine dayandırılmaktadır.

Tanrı tarafından “Sina Ahdiyle”, Yahudilere Nil’den Fırat’a Kenan ülkesine sahip olmaları sözü verilmiş (1). Ancak o ahitte Yahudilerin orada yaşamaya hak kazanmaları için yapmaları gereken koşullar da bildirilmiş.

Sina Dağı'nda Tanrı’nın Musa kanalıyla İsrailoğulları'na verdiği on emir arasında haftanın altı günü çalışıp bir gün Tanrıya ibadet etmek, öldürmemek, çalmamak, komşularının mülklerine tamah etmemek gibi yasaklar yer alıyor.

Tanrı’nın toprak sözü verdiğini kabul eden İsrailoğlu bu sözün bağlı olduğu koşulları gözardı edemez. Ama şimdiye dek hiçbir İsrail lideri bu emirleri gözönüne almadı.

İsrailoğulları 1948’e dek o topraklarda çok küçük bir azınlık iken 1948’de devlet kuruyor ve o zamandan bu yana durmadan komşularının mülklerine tamah ediyor, onları öldürüyor ve onların mülklerini çalıyor. Sözde haftanın altı günü üretecek, dünyevi çalışmalarını yapacak bir gün dinlenip Tanrı’ya dua edecekmiş. Günlerdir durmadan dinlenmeden hastaneler dahil Gazze’nin her yerini bombalıyor, genç yaşlı, kadın erkek, herkesi öldürüyor, bırakın duayı Tanrıyı aklına bile getirmiyor.

Dünyanın gidişatı hiç hayra alamet değil.

AB ve ABD, Fransa, Güney Kıbrıs, Yunanistan, PKK/PYD, tüm Batı/Emperyalizm NATO İsrail’in müttefikleri. Emperyalizm ve işbirlikçileri zalim. Ortadoğu’da, Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Libya’da, Afganistan’da saldırgan... Türkiye’ye karşı PKK/YPG’nin, Ermenistan - Azerbaycan savaşında Ermenistan’ın, Ukrayna – Rusya savaşında Ukrayna’nın yanında, İran hedefinde, Tayvan / Güney Çin Denizi’nde Çin’e düşman, Güney Kuzey Kore sorununda Güney Kore arkasında... NATO üyesi... ABD/NATO üsleri komşularını tehdit ediyor. Yalnız komşularını mı? Kendisi için de tehdit. İşte o üslerden kalkan bir ABD F16’ı bir Türk SİHA’sını indiriverdi aşağı. Saflar besbelli... Türkiye’nin çıkarları mazlumun yanında olmayı gerektiriyor ama resmen zalimler cephesinde... İsrail de öyle... Çıkarları komşularıyla barış içinde yaşamasını gerektiriyor. Ne var ki, Büyük Ortadoğu Projesinde Büyük İsrail rolünü benimsemiş.

Birleşmiş Milletler mırın kırın... İsrail durdurulamıyor. Sorunun çözümü için ilk adımın 1967 sınırlarına saygı gösterilmesi olduğu ortada. İsrail dinlemiyor.

O sınırları çoktan delik deşik etti. Filistin topraklarında yeni yerleşim bölgeleri kuruyor. Karşı çıkan Filistler (Filistinliler) baskı, eziyet görüyor, hapse atılıyor, evleri başlarına yıkılıyor, arazilerine el konuyor.

Artık Filistinler İsrail topraklarında adalar halinde yaşar hale geldi.

En büyük ada Gazze... Kırk bir kilometre uzunluğunda on kilometre genişliğinde altı tünellerle örümcek ağı gibi örülmüş bir ada. İsrail şimdi oranın da kuzeyinin boşaltılmasını istiyor. Hastaneleri bombalıyor. O adanın yarısı da gider mi gider...

Öte yandan Filistin adaları birbirinden ayrı ve abluka altında iki bölgede bulunuyor: Gazze ve Batı Şeria. Gazze Hamas kontrolünde Batı Şeria Filistin Kurtuluş Örgütü’nün. Bir sürü ufak tefek grup da cabası... Diğer bir deyişle Filistinliler arasında coğrafi olarak da siyasi olarak da birlik yok. Filistin halkı çok büyük zorluklar içinde yaşıyor ve koşullar daha da ağırlaşıyor, ağırlaşacak.

Öte yandan, Batı’daki namuslu insanların, yöneticilerine rağmen, ayağa kalkmaları umut veriyor. Yahudi halkı içindeki dürüst insanların seslerinin yükselmesi karanlıkların aydınlanması için ışık oluyor, umut oluyor.

1948 – 2023 dönemi dünya tarihinde zerrenin zerresi değil. Uzun erimde mazlumlar zalimleri yenecek kuşkusuz.

Polonya’daki Yahudi toplama kamplarını, ölüm tarlalarını, ormanlara saklanmış toplu mezarları gördüm. İsrail ve Filistin’e gittim. Değişik etnik gruplar, din ve mezhepler bir arada. Herkes için kutsal topraklar. Başta Kudüs tüm bölge barış içinde yaşanan örnek bir coğrafya olabilir. Auschwitz’ten kurtulmuş bir hanımefendiye bu düşüncemi açtığımda kesinlikle karşı çıktı. Filistinli istemiyormuş, yalnız Yahudilerin yaşadığı bir ülke istiyormuş. Ülkenin asıl sahibi Filistlere etnik temizlik yapılmasını onaylıyor... Düş kırıklığına uğradım. Nazilerin kurbanı şimdi Filistinlilerin cellatlarından yana olmayı seçmiş.

Auschwits – Birkenau’dan kurtulan bir muhterem hanımefendide empati ve vicdan nasıl kaybolur? İntikamını Filistlerden mi alıyor?

Naziler soykırım kamplarında Zyklon B gazı kullanıyorlardı; Siyonistler Filist soykırımında fosfor bombası.

Siyonizm: İsrail usulü Nazizm... Tut birini vur ötekine.

Başta genetik olarak da akraba oldukları ispatlanmış Filistin – İsrail halkı olmak üzere tüm insanlık uluslararası dayanışmayla bu sorunun da üstesinden gelebilir.

İsveç’teki Yahudi dostların etkinlikleri de bu iyimserliği perçinleyen cinsten. İsrail Filistin Barışı İçin Yahudiler Derneği bir bildiriyle Hamas’ın sivillere yönelik terör saldırısını ve İsrail’in toplu imha saldırılarını kınadı. Dünya kamuoyunun barış ve insani yardım için elinden geleni yapmasını istedi. Kuruculardan Dernek Sözcüsü Dror Feiler İsrail’den İsveç’e tam elli yıl önce, 1973 yılında kaçmış bir sanatçı/müzisyen. İsveç’in Vårberg kentinde bir sergi açtı.

Sergideki eserlerinden birinin adı ”Bir taş yak”. “Barış için bir mum yak” der gibi. Taş yanar mı? Zor ama olanaksız değil… Sergi salonunda bir otobüse yerleştirilmiş 84 hoparlörden heyecanlı sesler ve çığlıklar geliyor. Bu seslerin eşliğinde video kolajıyla Feiler'in İsrail’deki yetiştiği ortam ve koşullar anlatılıyor.

Bir diğeri değişik sesler çıkaran gramofonlar ve başka ses kaynaklarından oluşan orkestra... Yüksek, rahatsız edici, yinelenip duran, tekdüze melodi çalıyor. Adı “Orkestra”. Dünyanın tepkilerine “hep aynı terane” der gibi.

Bir başka eserinde “Enternasyonal” çalıyor;

Uyan artık, uykundan uyan,
Uyan, esirler dünyası!
Zulme karşı hıncımız volkan,
Bu ölüm dirim kavgası.

Çalıp duruyor. Dünyaya sesleniyor;

Bu kavga en sonuncu
Kavgamızdır artık.
Enternasyonal'le
Kurtulur insanlık.

 Yahudi Sanatçı Dror Feiler’in sergide yer alan ve günümüzü en güzel anlatan, yansıtan eseri ise “İsrail Denizi’nde Filistin Takımadaları”...

Bu yazıya esin kaynağı olan eseri de bu...

  1. https://groups.google.com/g/Turkiye-icin-el-ele/c/LXIKHXxs7aA
  2. Harita: 12 Ekim 2023 Aydınlık

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık