- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 09 March 2017, Thursday 18:43
- 4055 kez okundu
Feridun Hayati ÜNÜVAR
Geri dönüp gurbetin kahrını, sıla özlemini, insan sevgini bir hatırlayalım.
Sene 1961, ekim ayının son günü. Almanya ile imzalanan Türk İşgücü Anlaşması. İlk etapta 2 bin 500 Türk, çalışmak amacıyla Almanya’ya göç ediyor. Bugün ise Almanya`da ne kadar Türk’ün yaşadığı kesin olarak maalesef bilinmiyor. Ama tahminlere göre, 2017 yılı itibariyle Almanya’da 3,5 milyon ila 4 milyon arası Türk yaşıyor. Ve ilk gidenler geri dönmüyor. Ve yıllarca insanlar susmuyor, gidenler hep özleniyor, aranıyor ve geri isteniyor:
‘’Alamanya gardaaaşımı geri ver’’
Ve Alamanya vermiyor. Biz de alamıyoruz ve halâ da veriyoruz..
Gelelim, 55 yıl sonrasına.
15 temmuz 2016’da, Türkiye’de Hain Fetö Terör Örgütü darbe girişiminde bulunuyor ve bir kısım Fetöcü terörist asker Almanya’ya sığınıyor. Bunlardan 40 Fetöcü askeri personelin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğu ortaya çıkıyor ve Türkiye, bunların iade edilmesini istiyor. Her türlü diplomatik girişimlere rağmen Almanya, “hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiği yönünde güçlenen kanaat nedeniyle” iade ve yakalama talepleri konusunda son derece temkinli davranıyor ve Fetöcü askerleri Türkiye’ye geri vermiyor. Baskılar, ricalar, diplomasiler yapılıyor, ısrarla isteniyor :
‘’Alamanya Fetöcüleri geri ver’’
Ve Alamanya vermiyor.
‘’Hainleri geri ver!’’ Hainleri de vermiyor. ‘’Teröristleri ver!’’ Teröristleri de vermiyor. Biz de alamıyoruz.
Ve bugüne geliyoruz..
Adalet Bakanı sayın Bozdağ ve Ekonomi Bakanı sayın Zeybekçi’nin Alamanya’da Türk İşçilerine yönelik yapacağı konuşmaya, müsaade isteniyor. Müsaade edin, yer verin deniyor. Verilmiyor. Yer olmadığı gerekçesiyle, Alman Yerel Yöneticilerce alınan ‘’yer yok, müsaade yok’’ kararına, Türkiye çok sert tepki gösteriyor.
Almanya’nın Türkiye Büyükelçisi Martin Erdmann, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak kendisine, Türkiye’nin protestosu, hem sözlü hem de yazılı bir nota ile veriliyor.
Almanya ise; sayın Bozdağ’ın konuşamayacağına sadece merkezi hükümet’in değil, yerel makamların da buna karar verdiğini açıklıyor.
Ve hemen sonra Almanya, bu kararın alınmasında daha birçok gerekçelerin olduğunu da ortaya koyuyor.
Ve Türkiye’deki siyasal iktidarın; Düşünce ve ifade özgürlüklerini ortadan kaldırdığını, Demokrasiden saptığını, Muhalefeti yok etmeye çalıştığını, İnsan haklarını ihlali ettiğini, Gazetecileri tutukladığını belirterek, Hukuk Devleti normlarından giderek uzaklaştığını söylüyor.
Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, Yerel Yönetimin aldıkları karara da saygı gösterdiklerini belirterek, verdiği demeçte; “Almanya’da mitinge katılacak Türk siyasetçiler, basın ve ifade özgürlüğünün bizim için ne kadar önemli olduğunu bilmelidirler’’ şeklinde konuşarak, tepkilerini dile getiriyor.
Sayın Bekir Bozdağ ve sayın Nihat Zeybekci’nin Almanya’da yapacakları referandum etkinliklerinin Yerel Alman Yönetimleri tarafından iptal edilmesiyle, Almanya - Türkiye arasındaki diplomatik gerilim, haliyle, iyice tırmandı. Son olarak Almanya’nın bu kararına, Hollanda’dan da acil destek geldi. Ve uluslararası haber ajansı olan Reuters’in haberine göre; Hollanda hükümeti, Rotterdam’da 11 Mart’ta Türk Dışişleri Bakanı sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılacağı Referandum etkinliğine izin verilmeyeceği açıkladı. Hükümet yetkilisi, yaptığı açıklamada, kararın Ankara’ya en kısa sürede iletileceğini söylüyor.
Durun bakalım, bizim siyasetçilere Avrupa ülkelerinde konuşma imkanı vermeyecek olan, kimbilir daha kuyrukta kaç ülke var..? Bunları da zaman içerisinde göreceğiz.
Kısacası; ‘’Şayet sayın Erdoğan veya sayın Bozdağ, Almanya’ya gelecekse ve burada düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanacaksa, önce bunu kendi ülkelerinde gerçekleştirmek zorundadırlar” diyen Almanya, çok açık bir şekilde tutumunu Türk Hükümetine belirtmiştir.
Eeeee.. doğru ve yerinde alınmış demokratik kararlara biz ne diyelim..?
‘’Ebu cehil, kazdığı kuyuya düşermiş’’
Kötü kalpliler de, kazdıkları çukura, kurdukları tuzaklara önce kendileri düşüyor.
Bu gidişle daha da düşecekler.. Bakıp göreceğiz. Ah bir de yüzsüzlük yapmasalar. Bu da çok gülünç. Zira bunlar, iktidara geleliden beri ‘’MEN DAKKA DUKKA’’ demiyorlar mı..? Eeee… işte esas ‘’men dakka dukka’’ budur..!
Bunlar, siyasi iktidar olarak tüm milleti kucaklıyorlar mı..?
Demokrasiyi uyguluyorlar mı..?
Demokrasi, farklı insanları barış içerisinde bir arada yaşatma sanatı değil midir..?
Bunlar, muhalefetlerini bırak yaşatmayı yok etme peşindeler. Ya hapsettiriyorlar, ya ölümle tehdit edip, sokağa çıkartmıyorlar ya da miting yapamasınlar diye engeller oluyorlar.
Daha dün, Türkiye’nin değişik yerlerinde ve yenileyin İstanbul’da ‘’HAYIR’’cılara yer vermeyen, onların konuşmasını, miting yapmasını engelleyenler bunlar değiller miydi..?
Çok da kurnazlar. ‘’Ele verirler talkını, kendileri yutar salkımı’’ diye de işte buna derler..!! Çok uyanıklar canım. La Fontane’nin tilkisi gibiler :) Milleti enayi yerine koydukları yetmiyormuş gibi, şimdi de dünyayı aldatacaklarını sanıyorlar.
Şimdi de Donkişotluk yapmaya kalkıyorlar.
Neredeyse Almanya’ya savaş açacaklar..!
Ne fetihçi ve ne fethe doymaz insanlarmış bunlar..? Yaptıkları ihlaller yetmiyor.. Kalkıp bir de demokrasi dersi vermeye kalkıyorlar. Pes doğrusu. ‘’Hem kel hem fodul” diye de buna denir. Ayrıca Türk Yetkililerinin yaptıkları bu sorumsuzca açıklamalar, Almanya’da yaşayan 4 milyon insanımızı da tedirgin etmiyor mu sanıyorsunuz..? Elbette tedirgin de ediyor, huzursuz da. Hem de bu son olaylar, çok huzursuz etmiştir. Bir taraftan yaz mevsimi de geliyor. Turizmi baltalayacaklarını dahi hiç düşünemiyorlar..!
Türk yetkililer, Almanya’daki Türklerin güvenliğini de hiçe saydılar. Bunun da idrakinde değiller..! İkili ilişkileri ve dostlukları çok zedelediler. Ve en kötüsü, bunun da farkında değiller..!
Savaş kültürünü, tehdidini ve kahramanlıklarını daha ne zaman bir tarafa bırakacağız..? Hem ‘’Müslümanız’’ demek ve hem de barış dilini konuşmamak, yakışmıyor. Hırçınlıklarını ve devlet imkanlarının verdiği şımarıklıklarını görmeyen ve bilmeyen yok. Çok sayın Bekir Bozdağ ve Dış İşleri Bakanının tutumunu kınamayıp da ne yapalım..?
Millet olarak iyice havsalamız karıştı.
(Köyceğiz, 4 Mart 2017)
-
05.02.2024 SİYASET ve SİYASETÇİLERİMİZİN AYNASI.
-
20.01.2024 HRANT DİNK'İ ANARKEN..
-
02.01.2024 Krizde olan Burjuva Hukuk'u değil, CHP ve Emekçiler..!
-
22.12.2023 MECLİS'TEKİ DİL HOKKABAZLIĞI..!
-
09.12.2023 KRİMİNAL SERMAYE ve GAZZE.
-
06.11.2023 CHP KURULTAYI'NDAN, NE ÇIKAR..?
-
25.10.2023 SÖMÜRÜ SAVAŞLARINA KARŞI, SINIFSAL MÜCADELE..!
-
26.09.2023 CUMHURİYET'İN 100. YILI, NASIL KUTLANACAK ?
-
11.07.2023 CHP MÜZE'de, DAHA İTİBARLI OLMAZ MI ?
-
21.11.2022 İRAN’DAKİ MÜCADELENİN AMACI, “SARIK DEVRİMİ” ????OLMASIN..!
-
30.09.2022 SİYASİ DURUŞUN ve BELİRSİZLİĞİN ORTADAN KALDIRILMASININ ÖNEMİ ÜZERİNE.
-
01.09.2022 SİYASET İŞPORTACILARINI İFŞA ETMEK, TOPLUMSAL YAŞAMA KATKI SAĞLAYAN, SOSYALİST BİR DAVRANIŞTIR..!
-
22.02.2022 6 'LI GANYAN'ın, demokrasi OYUNU..!
-
16.01.2022 ENES, İNTİHAR ETMEKLE ÇOK YANLIŞ YAPTI.
-
21.12.2021 MARAŞ KATLİAMI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ.
-
27.11.2021 TÜRKİYE'deki KEMALİST DEVLET ANLAYIŞI, YIKILMALI MI..?
-
26.10.2021 DOSTLAR, 83 SENE ÖNCEKİ ATATÜRK’Ü ANLATTILAR…!
-
04.10.2021 Hetero-siyasallar..! SİSTEMLER-KURUMLAR, PARTİLER-LİDERLER, SEÇİMLER-SEÇMENLER ve YÖNETİMLER.
-
20.08.2020 IRKÇILIK, YABANCI DÜŞMANLIĞI ve AYRIMCILIK, bir İNSANLIK SUÇUDUR..!
-
08.08.2020 Medeni Kanuna rağmen : KÜÇÜK KIZ ÇOCUĞUNU EVLENDİREN ZİHNİYETİN, TÜRKİYE’DE NEDEN ve NASIL ZEMİN BULDUĞUNU, DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ.?
-
31.03.2020 Seçtiler, yerdiler, üzdüler beni
-
14.03.2020 ÖĞÜNEN ERKEKLERİN, DÖĞÜNEN KADINLARI..!
-
19.02.2020 ŞEYTANA KARŞIYIM. ŞATO'YA, SARAY'A DEĞİL.
-
20.01.2020 TAKTİR ETME, TAKTİR EDİLME NASIL BİR DUYGU ..?
-
15.10.2019 RUHBAN VEKİLLER..!
-
26.02.2019 MÜLTECİ DEĞİL, BİLİNÇSİZ UCUZ İŞ GÜCÜ
-
30.01.2019 VENEZUELA'DA, ABD KIŞKIRTMASI ve PLANIYLA, KALKIŞMA VAR..!
-
23.01.2019 Hrant'ı anıyoruz
-
21.01.2019 DÜŞÜNCE ve İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
-
17.02.2018 Kıvranıyoruz
-
04.01.2018 Kelimelerin gücü …
-
30.08.2017 Unutulmasın
-
30.06.2017 ‘Adalet Yürüyüşü’nü eleştirmek ve yorumlamak
-
13.01.2017 Hamaset istemiyor, Çözüm istiyoruz!..
-
13.12.2016 Bilinçsiz yaşamak, kullanmak ve kullanılmak..!
-
21.09.2016 Taze Kan
-
07.09.2016 3 Erk, Abdest ve Siyaset
-
05.09.2016 Dünya Barış Günü
-
26.08.2016 Kan kültürü ile yönetilmek istemiyoruz!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.