Feridun Hayati ÜNÜVAR...

Feridun Hayati ÜNÜVAR

Üretemeyen, fakat en güzel telefonu kullanan ülkem.

Yaşayan, fakat her gün ağlayan, ağlatılan cefakâr ülkem.

Övünen, fakat emperyalistlerce soyulan, sömrülen, dövülen ülkem.

Ve halkım.

Sizlere söyleyecek çok sözüm var.

Ama birkaç cümle ile yetineceğim.

Ülkemiz Türkiye’yi ve bölgemizi kan gölüne çeviren, halkları birbirine kırdıran, savaştıran AB, ABD ve İsrail’in yürüttüğü emperyalist politikalardır. Bunları bilmeyenimiz çok. Fakat anlatanımız pek yok.

Ülkemizin nasıl yönetildiğini bilmek ve anlamak, hepimizin hakkı. Gerçekleri milletimize anlatmak ise, bilen herkesin görevi.

Bu yüzden bilenler susmamalı, bildiklerini aktarmalı diye düşünüyorum.

Kurtuluş Savaşıyla emperyalist işgalcilere karşı verdiğimiz mücadele, neyin mücadelesiydi..?

Şüphesiz ki o gün verilen mücadele; topraklarımızı işgal eden sömürücülere ve dinimizi istismar eden yobazlara karşıydı. Yani bugünkü durumdan hiçbir farkı yoktu.

Bizler, bugün içinde bulunduğumuz durumun aynısını ve daha beterini, Cumhuriyet öncesi aynen yaşadık. Bu emperyalistlere karşı dede ve ninelerimiz kahramanca savaşarak daha dün, 1923’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurdular. Ona sahip çıkmak ve devam ettirmek bizim görevimizdir.

Bunu asla unutulmamalı, daima hatırlamalı ve hatırlatmalıyız.

Dünkü, aynı sömürgeci emperyalist ülkeler, bugün ülkemize yönelik çok yönlü taarruza geçmişler ve terörle, iç karışıklıklarla, çıkarttıkları savaşlarla, ekonomik baskılarla bize hayatı zindan etmişlerdir ve halâ da etmektedirler.

Türkiye’deki bütün vatandaşlarımızın ülkemizde ve bölgemizde yürütülen bu sömürgeci, Amerikancı emperyalist siyasetlere karşı çıkması bir vatandaşlık vazifesidir.

Bu Amerikancı siyaseti ülkemizde yürüten, destekleyen, onlara yardım ve yataklık yapan kişi, kurum, kuruluş, örgüt ve siyasetçilerle mücadele etmek, onlara fırsat, imkan ve yetki vermemek her insanımızın, asli ve ahlaki bir yurttaşlık görevidir.

Bu görev asla ihmal edilmemelidir.

Ülkemizde; Cumhuriyetimizin ve demokrasinin temel ilkelerinden vazgeçilerek yürütülen Amerikancı siyasetlere, ‘İslam Dini’ istismar edilerek sürdürülen mezhepçi, ayrımcı, Teokratik Devlet politikalarına HAYIR demek, onurlu ve kişilikli bir bireyin izleyeceği en medeni yoldur.

Tercihlerinizi, destek ve mücadelenizi lütfen bilinçlice ve bireysel olarak, elinizi vicdanınıza koyarak yaparken söz ve ifade özgürlüklerinizi kullanmaktan da asla vazgeçmeyiniz.

Hepimizin arzu ettiği güven, huzur, barış, eşitlik, adalet, hukuk devleti ve şeffaf yönetim gibi toplumsal isteklerimiz; Cumhuriyet rejimine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmakla mümkün olacaktır.

Yeniden şeriat devletine ve padişahlığa dönmekle değil..!

Bu duygularla hepinize, demokrasiye sahip çıkma yolunda vereceğiniz mücadelede ve özel yaşamınızda başarılar, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.

(11 Aralık 2016 – Köyceğiz)