Feridun Hayati ÜNÜVAR...

Hepimiz, göçmeniz.

Doğduğu yerde yaşayanların azınlıkta olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Doğduğumuz yer değil, doyduğumuz yere yani; nerede iş, aş ya da olmasını istediğimiz güzel bir yaşam tarzı varsa, oralara koşuyoruz.

Kimileri de savaşlardan ve yaşam güvencesi olmadığından veya diğer hayati nedenlerden dolayı, istekleri dışında göç etmek mecburiyetinde kalıyorlar ve mülteci oluyorlar.

Realite şu ki, dünyada her insan mülteci olabiliyor ve hiç kimsenin, mülteci olmama gibi bir garantisi bulunmuyor.

Bu nedenlerle mültecilere, bireysel ve kurumsal olarak dünyanın her ülkesinde iyi muameleler edilmesi, barındırılması ve korunması, ortak bir amaç oluyor.

 

Fakat görünen o ki, günümüzde dünyanın her yerinde, mültecilere ve yabancı işçilere yapılan muameleler, hiç de iç açıcı değildir.

Bunu en iyi bilen ülkelerden biri de, biziz.

Zira, ülkemiz sınırları dışında yaşayan milyonlarca vatandaşımız var. Ve onların maruz kaldıkları ayrımcılıkları ve kötü muameleleri her gün okuyor, öğreniyor ve acısını çekiyoruz.

Ekonomik krizle birlikte tüm dünyada hızla yayılmakta ve dozu gittikçe yükselmekte olan mülteci düşmanlığı, ayrımcılık ve ırkçılığın Türkiye’de de kendini göstermesi, elbette çok üzücüdür ve düşündürücüdür.

''Bana dokunmayan yılan, 40 yıl yaşasın'' misaliyle susan ve ırkçılığa kendisinin maruz kalmayacağını düşünen insan, maalesef yanılmaktadır.

Bugün Suriyelilere gibi görünen ırkçılık ve ayrımcılığın hedefi yarın, sen, ben ve bir ötekimiz olacaktır.

Daha sonra ise, ırkçılık ve ayrımcılıktan en çok etkilenecek ve hedef olacaklar ise ; yoksullar, azınlıklar, hastalar, kadınlar ve çocuklardır.
 

Irkçılık ve ayrımcılığa karşı sessiz kalmamak ve toplumumuzu bilinçlendirmek, hepimizin sorumluluğu ve görevli olmalıdır.

 

Bu düşüncelerimle; ayrımcılığın, savaşın ve zulmün olmadığı, insanların kardeşçe ve dostça yaşayacağı bir dünya dileğiyle, tüm dostlara sevgi ve saygılarımı sunuyor, hepinizin; ırkçılık ve ayrımcılıkla her zaman ve her yerde mücadele edeceklerine yürekten inanıyorum.