• 02 January 2024, Tuesday 21:11
FeridunHayati ÜNÜVAR...

Feridun Hayati ÜNÜVAR...

Krizde olan Burjuva Hukuk'u değil, CHP ve Emekçiler..!

Hukuk deyince ne anlaşılıyor?
Kim, kimden neyi bekliyor?
Denir ki, Hukuk, her yerde, zenginlerin hukuku olup tıkır tıkır işliyor.
Evet, Sınıfsal ve ekonomik temeli olan Kapitalist Sistem'in Burjuva Hukuku bu.
Bu Hukuk, İşçi sınıfının ve ezilenlerin haklarını savunmak ve adalet dağıtıcılığı yapmak için kurumlaştırılan bir düzenek değil. Bu Hukuk aygıtı, tüm kapitalist ülkelerde Sermaye'yi ve sömürüsünü korumak için kurulmuştur ve yönetenlerin Hukuku'dur.

Tüm Kapitalist ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de krizleri yaratan, sevk ve idare eden emperyalist güçler; sadece sömürü araçları olan finans kapitalleriyle değil, Hukuklarıyla da ülkelere giriyorlar ve tüm bileşenleriyle birlikte, bahsedilen bu düzeneği işletiyorlar…


Peki hal böyleyken, CHP'liler Hukuk'u nasıl yorumlayıp uyguluyorlar?
Bu konuda ne kadar bilinçliler ve bu düzeneğin, neresindeler?

'Millet'in hakiki efendisi Köylüdür' ..deyip de, Yönetici kadrolarını hukukçularla doldurmak, nasıl bir Hukuk anlayışı ve mantığıdır acaba?
Emekçilerin ve ezilenlerin istediği EŞTLİK ve Hukuk, bu Burjuva Hukuku olmasa gerek.
Öyle ya!
İşçi, çiftçi, emekçi, köylü diyeceksin..
Arkasından gelip koltuğa, hep sen oturacaksın!
Elbette bunun da, sorgulanması gerekir.


Türkiye'deki ekonomik sorunları ve krizleri ört-bas ötmekte çok mahir olan egemenlerin Hukuk'u ve gücü, gerek muktedirlerce ve gerekse aynı şekilde CHP ve kimi partilerce, emekçiler ve ezilenler aleyhine, kullana-gelmiştir.
Slogancı ve statükocu huyundan vazgeçmeyen CHP, uygulamalarıyla; popülist, şovenist Burjuvazinin Sınıfsal konumunu sürdürmüş ve yıllarca da, yenileneceğim/değişeceğim dediği halde; geçmişiyle yüzleşmeyip, devamlı övünerek demokrasi hovardalığı yapmıştır…

Son günlerde yaşanan 31 mart 2024'de yapılacak olan Yerel Seçimlerde Muğla ve ilçelerindeki Belediye Başkanı Aday adaylarının belirlenmesinde de, eski alışkanlıklarını sürdüren CHP, tüm partilileri üzmüştür.

Peki, Muğla gibi bir ilde.. Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresinde.. nedir bu hal..?
Kimlerin neyi, nasıl ve niçin yaptığı bilinmiyor..
Kimler danışman.. kimler antrenör.. kimler kaptan.. bilinmiyor.
Maç, devam ediyor..
Anketlerden vazgeçtik, kimlere neler yaptırılıyor.. bu da bilinmiyor.

Geçmişte, nasıl;
- 'geççek geç..çek..'gibi şarkılarla..
- 'sokağa çıkmayalım' gibi yortularla..
- formalite yapılan 'hak-hukuk-adalet' yürüyüşleriyle..
-ve benzerleriyle..
Emekçilerin kabaran hak arayışları ve mücadele azimleri, nasıl popülist yaklaşımlarla pasifize edilmiş ve alt yapılar, nasıl üst yapılarla sönümlendirilmişse, yine bir dümendir çevriliyor. Bakalım rotası nereye?

Geçmişteki Kılıçdaroğlu'nun ve şimdi ise Atalay için TİP'in yaptığı yürüyüşlerle istenen neydi?
Hak-Hukuk-Adalet isteği.
Peki, MEDET umulan hak-hukuk kimlerin/neyin hukuk'uydu..?
Burjuva Hukuk'u.
Burjuva Hukuk düzeneği, istenilenleri yaptı mı?
Hayır, yapmadı.

Aynı sorular bugün CHP Genel Merkezine sorulduğu zaman da, CHP Genel Merkezi'nin Aday adaylarının belirlenmesinde kimlerden MEDET umduğu ve kimlerden icazet aldığı ve Burjuva'nın Hukuk normlarının nasıl ve ne olduğu çok iyi anlaşılıyor.

CHP'nin Yerel Parti teşkilatlarına yetki ve sorumluklar vermemesi, kapalı kapılar arkasında işler çevrilmesi, CHP tabanını elbette çok rahatsız ediyor.
Köyceğiz'deki Kongre'yi, Muğla'dan misafir gelen bir Milletvekili'ne yönettiren zihniyet ve uygulamalar, elbetteki CHP'nin üyelerine ve yerel teşkilatlarına verdiği değeri göstermeye yetiyor.
Kısacası, bu konuda da CHP'nin demokratikleşme sürecini başlatamadığı ve güven bunalımı yarattığı açık ve ortada!

Bugün Türkiye'de ve dünyada; Sosyal Demokratların, Solcuların, Liberalistlerin, ve hatta kimi Sosyalistlerin MEDET umdukları HUKUK, Sermaye'nin hizmetindeki Burjuva Sınıfı'nın Hukuku'dur. Emekçi Sınıflara ve ezilenlere değil, Kapitalizm'in Burjuva yönetimine hizmet eden ve toplumda yaratılan eşitsizliğin, üstünü örten bir Hukuk…


CHP gibi Sosyal Demokratız diyenler ve sol skaladakiler, Sınıflı toplumlarda nasıl Sınıfsal mücadele yapıldığını ve yapılacağını bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar…
Öyleyse, bildiklerini anlatsınlar.
Sistem'in, sömürüyü meşrulaştıran ve emekçileri ezen bir Burjuva düzeneği ve Hukuk'u olduğunu anlatsınlar.
Örneğin;

Kendilerini sosyalist olarak lanse eden TİP;
-
sosyalist bir Sistem inşa etmek gibi bir amaç taşıyıp, taşımadığını..
-
Proletarya Sınıfı'nı bilinçlendirmek gibi bir niyetleri olup, olmadığını..
- Kapitalizm'e karşı mücadele yürütmek gibi bir siyasi yol izleyip, izlemediğini..
çıkıp ortaya, açık ve NET olarak anlatsın.
Anlatıyor mu..?
Hayır, anlatmıyor. Niye..?
Peki, anlatması TİP siyasetini, olumlu etkilemez mi?
Anlatması şüphesiz ki, olumlu etkiler.

Siyasal ve toplumsal Sistem'in bir parçası ve payandası olan tüm siyasi parti ve üyelerinin; Burjuva Hukuku'nu, Sınıfsal mücadeleyi ve kendi uygulamalarının ne olduğu ve ne amaçla nereye hizmet ettiğinin bilincinde olmaları ve icraatlarını kendilerinin sorgulamaları ve anlatmaları elbette önemlidir ve gereklidir.

Örneğin ;
CHP'nin üzerine çöktüğü Demokrasi ;
-tabana ve yerele neden yayılmıyor?
-kişileştiriliyor da, neden kurumsallaştırılmıyor?
-Cumhuriyet'in ilanıyla getirilip konduğu tepelerde, neden duruyor?
-taçlandırma polemiğindeki taç, neden kendi kafataslarına takılıyor?
-neden 100 yıldır hizipçilerin çıkarlarına hizmet ettiriliyor ve evirilip çevriliyor?

Yani ortalıkta, esen bir demokrasi rüzgarı yok.
Yenilenen ve değişen bir şey de yok.
Gelen, gideni arattırır demek için çok mu erken?
Yoksa, giden pusuda mı..?
Yoksa Kılıçdaroğlu, yeni bir CHP mi kuracak..?
Kürtlerin DEM'i olacak da, Alevilerin niye olmayacak..?
Di..mii ya..?
Endişeler ve dönen fırıldaklar çok.
Ama, ortalık sus, pus..
Çakallar, kurtlar, tilkiler.. hep pusuda!
Her şey belirsizliğini koruyor.
Ne kadar üzücü ve can sıkıcı bir durum.
Peki tüm bu endişelerin/korkuların panzehiri ne?
Demokrasi, şeffaflık ve dobralık..!!

 

CHP'nin kendisini; kişilere endekslenme ve fabrika ayarlarına dönme içgüdüsü de, zaten; yapmak istediği değişim ve yenileşmesinin önündeki en büyük engel.
Bir de bunlara CHP'nin; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Osman Gürün'ü muhafaza ve müdafaa etmek gibi bir duruş eklemesi ve sergilemesi, işi tamamen çığrından çıkıyor..!
Gerek Gürün'den ve gerekse Kılıçdaroğlu'ndan Danışmanlık hizmeti beklemek demek, kendilerini ve yenilenen il/ilçe teşkilatlarınızı inkar etmek demek olduğu halde, yeni Yöneticiler bunu idrak etmiyorlar.
Sanki CHP'nin içinde yetişmiş insan kaynakları yokmuş gibi, nedir bu Yeni Yönetimin içine düştüğü bu aciziyet?

 

Bugün hangi siyasi parti olursa olsun eğer geçmişteki kişi, yasa ve uygulayışlarını geri getirme gibi bir gaflete düşer ve buna odaklanırsa, ortaya kriz dediğimiz bir şey çıkar ki, bunun bedeli ağır olur ve ceremesini ülke ve vatandaş öder.
Nitekim, CHP'de ve Türkiye Yönetimi'nde yaşananlar, tıpı tıpına işte budur.

Teorik ve pratik çalışmalarıyla o günün koşullarına göre hizmet yapmış, geçmişteki O mübarek insanların yakasını bırakmak gerekir.
İleriye bakmak ve görmek, siyasette geleceği planlamak ve hizmet etmek elbette ki; kafatasları değiştirmekten ve diyalektik materyalist bir felsefi düşünceye sahip olmaktan ve uygulamaktan geçer.

Siyaseti ve genç siyasetçilerimizi geçmişe ve kişilere kilitlemeden, insanların bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde şekillendirmek ve onlara güvenmek hepimizin görevi olmalıdır.. diyerek, 2023 yılının son makalesini noktalıyor ve 2024 yılının huzur ve istikrar içerisinde geçmesini diliyor, tüm okuyucularımın Yeni Yılı'nı yürekten kutluyorum.

Kalın sağlıcakla, siyaseti ve siyasetçileri sorgulayarak, sevgi ve dostlukla.


 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık