• 06 September 2022, Tuesday 11:15
MustafaKÜPÇÜ

Mustafa KÜPÇÜ

12 EYLÜL’E 24 OCAK’TAN BAKMAK!..

Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinde, birbirini izleyen ve tamamlayan iki önemli olay vardır.

Birincisi; “24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Önlemleri Paketi”

İkincisi;  “12 Eylül 1980 Askeri Darbesi.”

Bu iki olay arasında önemli bir ilinti vardır!

Önce, 24 Ocak Ekonomik İstikrar Önlemleri Paketine bakalım.

Süleyman Demirel’in Başbakan, Turgut Özal’ın da Başbakanlık Müsteşarı olduğu dönemde Uluslararası Para Fonu-İMF’nin önerileri üzerine alınan ekonomik önlemler paketinde neler vardı?

1- Yüzde 48.9 devalüasyonla TL’nin değeri bu oranda düşürülmüş, “günlük kur” uygulamasına geçiliyor,

2- Devlet’in ekonomideki payı düşürülüyor; KİT’ler ve tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılıyor,

3- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılıyor,

4- Dış ticaret serbestleştiriliyor, yabancı sermaye yatırımları teşvik ediliyor,

5- İthalat liberalize ediliyor, ihracatta “vergi iadesi”, düşük faizli kredi, ithal ürün girişinde “gümrük muafiyeti” getiriliyor

6- Öte yandan; sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev haklarına sınırlamalar getiriliyordu.

“KÜRESEL DÜZEN” böyle istiyordu!

Ancak; bu projeyi o dönemin koşulları içinde gerçekleştirme olanağı yoktu!

CHP, etkin bir sendika olarak DİSK, Üniversiteler, demokratik kitle örgütleri ve Aydınlar, bu yeni düzenin uygulanması önündeki engeller olarak görülüyorlardı!

Ve; ülkede “faili meçhul cinayetler” ard arda gelmeye başladı!

12 Eylül 1980 günü ise; “kardeş kavgasına son vermek” gerekçesiyle askeri darbe yapıldı!

Partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri kapatıldı, yöneticileri cezaevlerine sokuldu! Üniversiteler darmadağın edildi. Basının sesi kesildi!

Bülent Ulusu Başbakanlığında kurulan “CUNTA Hükümeti” nin “ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı” TURGUT ÖZAL oldu!..

12 Eylül Darbesi’ni gerçekleştirenler, toplumsal muhalefetin sesini yani hak ve özgürlükleri kısıtlayan bir Anayasa’yı dayattılar!

KORKU İKLİMİ ülkeyi sarmıştı bir kere.

Sözde “Demokratik Düzene” geçiliyordu!”

Seçimlerde;

Turgut Özal, “Dört eğilimi birleştirme” iddiası ile ANAP’ı kurmuştu.

Diğer taraftan, “Cunta’nın adayı” yaftası altında Turgut Sunalp’in liderliğinde MDP-Milliyetçi Demokrasi Partisi ve Necdet Calp başkanlığında HP-Halkçı Parti kuruldu. Seçimlerde ANAP tek başına iktidar oldu!

ANAP iktidar olur olmaz, fiilen “24 Ocak Kararları” engelsiz olarak hayata geçmeye başladı!

Öncelikle Arap Bankacılığına yol verildi!

12 Eylül Anayasası toplumun sesini çok yönlü kısmıştı!

ÖZELLEŞTİRME adı altında tüm ulusun ortak varlığı olan fabrikalar yerli ve yabancı sermayeye yok pahasına satılmaya başladı.

Özelleştirmeler AKP döneminde adeta şaha kalktı!

Türkiye, artık “Küresel sermaye düzenine uyumlu” ama tarımdan sanayiye her alanda üretimi, ihracatı sürekli gerileyen, “dış alım” yani ithalat çok yönlü teşviklerle desteklenen bir ülke haline geldi.

Bunun sonucu CARİ AÇIK sürekli büyüdü.

DIŞ BORÇLANMA da öyle! Bu nedenle “yüksek faizle dış borç” aranıyor! Ama, sorarsanız “NAS” var!

Ekonomik üretim yoksa, ulusal paranızın değeri sürekli düşerken İTHALAT lobisi destekleniyorsa;

Üstelik; dolar bazında uzun vadeli “Yap-İşlet-Devret” ve “GARANTİ ÖDEMELERİ” ile ülkenin geleceği ipotek altına alınıyor ve bedelini “SÜREKLİ YOKSULLUK” la geniş halk kitleleri ödüyorsa;

“Yerli ve Milli” sandığınız her üretim tesisi yabancıların eline geçmişse;

DEMOKRASİ, HUKUK DEVLETİ, LAİK DEVLET artık “sözde” kalmışsa,

Küresel düzen yani EMPERYALİZM, bu ülke üzerindeki amaçlarına ulaşmış demektir.

12 Eylül 1980 Darbesi’nin bu ülkeye faturası budur!

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık