Mustafa KÜPÇÜ

1970 Aralık-1974 Eylül döneminde SBF/Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olarak, bu dört yıl içinde ders ve sınav konularımızdan biri; “Goebbels’in Propaganda İlkeleri” idi.

19 ana maddeden oluşan bu ilkeler, Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Eylül 1968 tarihli 394 sayfalık dergisinde yer alıyor. Ve, bu derginin orijinal bir örneği, kütüphanemde yer alıyor.

Goebbels denince, Hitler’i düşünmemek mümkün mü?

Hitler, Birinci Dünya Savaşı yenilgisinin ardından, Alman toplumunun yarattığı “Mucize” ve “Büyük günahıdır!”

Hitler’i tarih sahnesine süren ve destekleyen, öncelikle “Alman sınai ve ticari güç kaynaklarıdır!”

50. “Dünya Paylaşım Savaşı’nda” yenik olan Almanya, “ABD ve ortağı olan ülkelerin tutsağı” olmuştu. (Osmanlı Devleti gibi)

Ürettiği ürünleri dış pazarlara ulaştırma engeli içindeki Almanya büyük sermayesi ve “siyasal güçleri” için, “Hitler, çok uygun bir piyondu!”

Hitler ise; aşağılık kompleksli, aklını aşan ihtirasları olan, güce ulaşmak için “şeytanla işbirliği” yapabilecek bir “siyasal maşa” idi!

İlk paylaşım savaşının yenilgisinin utancı ve kompleksi içindeki Alman vatandaşları, yeniden “onurlu bir ülke” olma adına mucize arıyordu.

Peki, Alman toplumunu Hitler’e boyun eğmeye yönlendirecek güç ne olabilirdi? “Tek yönlü propaganda!”

Siyaset Biliminin temel konularından biri; “Propaganda İlkeleri” ni belirleyen ve uygulamalarıyla “bir noktaya kadar” başarılı bir kişi olan Goebbels’le ilgilidir! Ne diyordu bu ilkeler? Birkaç örnek;

Yalan söyleyin ve sürekli tekrarlayın! Kitleler inanacaktır! Hatta siz bile inanacaksınız!

Olaylar her zaman sıcak tutulmalı, olayların tekrarından normale dönenmesine izin verilmemelidir!

Her suç, tek bir düşmana atılmalıdır!

Propaganda zamanı dikkatle seçilmeli, uzun süre akıllarda kalabilmesi için çaba harcanmalıdır!

1939-45 yılları arasında “Dünya İnsanlığı” Hitler’in ihtirası, ABD’nin savaş sonundaki nükleer saldırıları ve kitlesel cinayetleri nedeniyle çok ağır bedeller ödedi.

Özünde her savaş, küresel güç sahipleri için “kanlı bir ticarettir!”

Bu “kirli siyaset oyunları” gelişerek günümüze kadar sürüp geldi! Dünya ölçeğinde, geniş halk kitleleri sürekli yoksullaşırken, küçük bir grubun devasa servetleri giderek daha da büyüyor!

Günümüz dünyasında, “ekonomik ve siyasal gücün sahipleri” dünya insanlığını ahlaksızca katlediyor! Bu güçler, pek çok ülkede kendi çıkarlarına uygun siyasal yöneticileri arıyor, buluyor ve çok yönlü destekliyor!

Emperyalizmin en kirli eli ABD, küstahça; “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek” diyor! ABD Başkanı Trump, alenen “Filistin topraklarını ele geçirip, Filistin halkını sürgün etmeyi planlıyor!

“ABD’nin işbirlikçileri olan kimi siyaset köleleri suskun!”

Bu kirli siyaset oyununda ABD’nin en büyük gücü, kendi eliyle beslediği “Terör örgütleri.”

İlginç olan şu ki;

Suriye’deki “küresel oyunun piyonları” ve düne kadar “TERÖR ÖRGÜTÜ” olan güçleri, komşu ülkemizde “Demokratik siyasal düzenin temsilcileri” olarak sahneye çıkarıyor!

Sözde, “Stratejik ortağımız” olan ABD, Suriye’nin kuzeyinde, sınırımızın dibinde terör örgütlerini maddi-manevi destekliyor, silahlandırıyor, eğitiyor!

21. yüzyılda, “Demokrasi Oyunu” böyle oynanıyor!

Goebbels’in propaganda ilkeleri, geliştirilerek uygulanıyor!

Örneğin; “Yapay Zeka yöntemiyle siyasal rakibinizi terör örgütleriyle ilişkili” olarak gösterebiliyorsunuz! Kimi TV kanalları ve gazeteler bu kirli oyunda hizmete hazır!

Bu oyunun farkında olan ne kadar insan var? Farkında olmak için “bilmek, düşünmek, özgür insan” olabilmek gerek!

Yalanlara boyun eğmeyen, gerçeğin peşinde olan özgür insanlara saygıyla…