Mustafa KÜPÇÜ

İnsanı ve insan topluluklarını “ırklara göre” ayırmak, “üstün ırk” ya da “aşağı ırk” gibi sınıflara bölmek, öncelikle YARADAN’a küfür ve “insan sömürüsüdür.”

İlk çağlarda ne kölelik ne de ırk ayrımı yoktu. Çünkü, insan beyni henüz kirletilmemişti!

İnsan toplulukları, M.Ö. 6500’lerde toprağı işlemeyi ve hayvan üretimini başlattı. “Tarım Devrimi” böyle başladı.

Topraklara el koyan güçler, süreç içinde “FEODAL” düzeni oluşturdular. Toprağı işlemek, hayvanlara bakmak ve efendilere hizmet için “Köle düzenini” kurdular.

“Keşifler” adını verdikleri kıtalararası hırsızlık da “köle ticaretini” ortaya çıkardı.

“Sanayi Devrimi ile birlikte “kölelerin başkaldırısı” da başladı!

Kapitalist düzen, kölelere zincir takmıyordu! Ama kölelik fiilen sürüyordu.

Bilimsel araştırmalar sonucu, dünyadaki insan topluluklarının farklı ırklardan oluştukları bir gerçekti. Ancak, “Irk ayrımı” denilen anlayış, insan sömürüsü ile beslenenlerin ahlaksızca ortaya attıkları bir tuzaktı. Onlara göre, “üstün” ve “aşağı” ırklar vardı!

2. Dünya Savaşı’nı çıkaran Hitler’i sahneye çıkaranın “Alman Sanayi Güçleri” olduğu, somut belgelerle kanıtlandı!

Hitler’in en büyük silahı ise “Irk ayrımcılığı” idi.

Bunun bedelini yaklaşık 6 milyon insanın katledilmesiyle Yahudiler ödedi.

Ancak, günümüz dünyasında en büyük ırkçı saldırıları şimdi Yahudiler yapıyor!

Yüzyıllar öncesi kendilerine vaat edildiğini söyledikleri “Büyük İsrail Projesi” adına dünyayı kana buluyorlar.

Ancak, buradaki “ırkçılık” kirli bir düzeni kurmak adına yapılan, bir büyük saldırının maskesidir!

Bu kirli projenin adı; “BOP” Büyük Ortadoğu Projesidir!

Ve, bu projenin uygulayıcısı ABD ve NATO’dur!

Köleleri ve işbirlikçileri ise, her ülkedeki siyasi köleleridir!

Emperyalizm, dünya silah ve petrol tekelleri ile işbirlikçisi kimi Ortadoğu devletlerinin, doymak bilmez ihtirasları uğruna masum insanlara uyguladıkları bir soykırımdır.!

ABD yönetimi, asıl efendileri olan bu güçlerin hizmetinde, Ortadoğu ülkelerinin petrolünü çalıp, yüzlerce milyar dolarlık silahlarını satıyor!

Ne yazık ki, birileri de ipleri emperyalizmin elinde olan bu ülkelerle “İslam Birliği” ya da diğer bir deyimle “ÜMMET BİRLİĞİ” kurulacağını sanıyor!

Emperyalizm, bu kirli emellerine ulaşmak için de “ırkçılık” maskesini de ustaca kullanıyor!

Yaradan, tıpkı kuşlar gibi, çiçekler gibi insanları da farklı özelliklerle yaratmış. Ama hiç birini bir diğerine göre “ÜSTÜN” saymamıştır!

Üstelik, çağımızda tüm ırklar birbirine karışmış, ortada yalnızca “İNSANLIK” kalmıştır.

19. yüzyılın sonunda, “Kralların, faşist diktatörlüklerin” yerini “ULUS DEVLET” kimliği ile yeni devlet ve yönetim biçimleri almıştır.

Ulus Devlet’te insan ve ırk ayrımı yoktur! “EŞİT YURTTAŞ” kimliği vardır.

Avrupa’nın hemen tüm ülkelerinde, ABD’de ve dünyanın dört bucağında, bu ülkelerin “VATANDAŞI” olarak yaşayan onbinlerce vatandaşımız var. Çalışıyor, yaşıyor, bu ülkelerin bekası üzerine “vatandaşlık yemini” ediyor, çocuklarını okutuyor, emekli oluyor.

Türkiye’de de farklı ülkelerden gelen, “vatandaşlık” alan binlerce insan yaşıyor.

Bütün sorun; “bizim insanca, kardeşçe yaşamamıza kimler engel oluyor?” sorusuna ortak bir yanıt verebilmektedir!

Birbiriyle “aile” kurmuş, komşu, arkadaş olmuş, bu toprakları nesiller boyu “VATAN” olarak kabul etmiş insan topluluklarıyla “insan kardeşlerinin” bir sorunu olamaz.

Bu ülkede yaşayan tüm vatandaşlarıyla, karşılıklı saygı, “EŞİT YURTTAŞ” kimliği, gerçek bir “Demokrasi ve Adalet” ile yaşayabilmek çok mu zor?

Gelin, el ele verelim, emperyalizme köle olmayalım!