• 30 September 2025, Tuesday 10:09
MustafaKÜPÇÜ

Mustafa KÜPÇÜ

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANI DİYOR Kİ!

21 Eylül 2025 tarihli “ANALİZ” adlı gazetede, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum; ‘Dersimiz Çevre Birlikte Geleceğe’ projesiyle, Türkiye genelinde 306 bin 740 öğrenciye çevre dersi verdik!” diye açıklama yapmış!..

Acı bir tebessümle bir habere baktım, bir de Bakan’a!

Yaşadığımız bu ülkede, geniş bir kitlenin yaşadığı temel sorunlardan biri “doğal çevremize ihanet” değil mi?

Örnekler verelim;

Şehirlerimizde, yeşil alanlar, deprem toplanma alanları, çocuk

bahçeleri, askeri alanlar yapılaşmaya açılıyor. Lüks konutların yapıldığı bu alanlarda üst gelir grubu ve müteahhitler çok mutlu oluyorlar!

Bazı mahallelerde, depreme dayanıklı konutlar inşa etmek

gerekçesiyle, o mahallelerde birkaç kuşaktır yaşayan vatandaşların evleri ellerinden alınıyor. Ancak, kendilerine verilen “kira yardımı” günün koşullarında yetersiz kalıyor. Vatandaş mağdur oluyor. Öte yandan, aynı mahallede konut edinmeleri de mümkün değil! Çünkü, “rant değeri” ve konut bedelleri de çok yüksek!

Koca İstanbul, “beton yığını” haline geliyor! Yağmur yağsa bile

toprakla buluşamıyor, mahallelerde seller oluşuyor, seller ise denize karışıyor! Bu yüzden “İstanbul’a ihanet ettik” diyorlar! Ama Müslümanlık inancında “Günah çıkarma” ile “kul hakkı” ödenmiyor!

İstanbul’un nüfusu hızla artarken, “su kaynakları” sürekli

azalıyor. Çünkü, “KUZEY ORMANLARI” da yok edilmiş! “Melen Barajı” uzun yıllar geçmesine rağmen İstanbul’a ulaşamıyor! Baraj gövdesinde çatlaklar oluşmuş! Bu günahın sahibi müteahhitlerden hesap sorulmuş mu?

Ya “ÇILGIN” proje? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, “Alibeyköy

baraj havzasının” koruma sınırları içinde kalan bu alanda binlerce konut yapılmasının “yaşamsal sorun yaratacağı” gerekçesiyle yanlış olduğunu söylüyor. Ancak, siyasal iktidarın ısrarı ile bu alanda araziler kamulaştırılmış, bu alanda yaşayan tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan vatandaşlar “fiili sürgün” ile temizlenmiş ve araziler ARAP zenginlerine pazarlanmış!

Ya sonra? Bu projeye karşı olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı ve üst düzey bürokratlar derdest edilerek engeller kaldırılmış ve olağanüstü bir hızla konutlar inşa edilmiş ve hala inşa ediliyor!

Normal koşullarda, bu alanda “yasal olarak tasarrufta bulunmak” yani, imar planlarını hazırlamak “Büyükşehir Belediyesi’nin görev ve yetkisinde! AMA, Bakanlık bu yetkiyi yok sayıyor!

Peki ya altyapı?

Binlerce konut için Su şebekelerini ve Kanalizasyonları KİM yapacak?

Büyükşehir Belediyesi!

Ya su kaynakları hızla küçülen İstanbul’da su kesintileri yüzünden mikrobik sorunlar çıkmayacak mı?

Bu ülkede Ormanlarımız, Yaylalarımız, Doğal SİT alanlarımızı koruma görevi ilgili bakanlığın sorumluluğunda. Ama çok, daha çok kazanmak hırsı içindeki kimi “Maden Şirketleri” ormanlarımızı ve şimdi de zeytinliklerimizi yok ederek, bu ülkede yaşayan ve gelecekte de yaşayacak olanların “yaşama haklarını yok ediyorlar!”

Bu alanların maden sahalarına dönüşebilmesi için, “ÇED-Çevre Etki Değerlendirme raporu alınması gerek. Ne yazık ki, bu ülkede para uğruna “meslek onurlarını satan” bilim insanı kılıklı “tüccarlar” da var!

Daha da vahim olan şu ki, çocuklara çevre dersi vermekle öğünen sayın bakan döneminde “ÇED OLUMLU” ya da “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” raporları yoğunlukta! Bu rapora vatandaşların itiraz hakkı da var ama!

Bir “Hukuk Devleti” olan ülkemizde, “yargı kararları” da işlemiyor!

Yeniden ve yeniden “ÇED” raporları hazırlanıyor!

Turizm alanlarında yanan-yakılan ve çoğu “Doğal Sit Alanı” olan ormanlarımızda OTELLER yükseliyor!

Ve sayın bakan “Çocuklara çevre eğitimi verdik!” diyor!

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık