Mustafa KÜPÇÜ

 

HÜDA PAR lideri Zekeriya Yapıcıoğlu, son genel seçimlerde “Cumhur İttifakına” katılarak TBMM’ne girdi ve  “Anayasa’ya sadakat yemini” ederek Milletvekili oldu. 

Sonra, ilginç olaylar yaşandı! 

Birden, “Darbe Anayasası’nı değiştirelim” sözü gündeme geldi!  

Oysa, 12 Eylül 1980’den bu güne bu Anayasa tam 21 defa değişikliğe uğradı!  Örneğin; “Cumhurbaşkanlığı Yönetim sistemi” getirildi.    

Demokratik bir düzenin olmazsa olmazı olan “Güçler ayrılığı” sistemi fiilen son buldu!  

Şimdi de; “EYALET SİSTEMİ, ÖZERKLİK ve FEDERASYON” gibi yönetim modellerinin serbestçe tartışılması isteniyor!  

Aklıma “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” geldi! 

Türkiye, bu “Özerklik Şartını” 21 Kasım 1988’de imzalamış! 

Bu tarihte, ANAP tek başına iktidar ve Başbakan Turgut Özal! 

Özal; “24 Ocak 1980-Ekonomik İstikrar Önlemleri Paketi’nin “teknisyeni” olmakla övünüyordu!  

Bu paketin içeriği özetle;  

“Türkiye’nin ekonomi politik düzenini küresel ekonominin koşullarına uygun hale getirmekti!” 

Ama o günün koşullarında “siyasi koşullar” bunu hayata geçirmeye uygun değildi! Uygun hale getirmek için her şey yapıldı! 

 Ülkemiz "faili meçhul” cinayetler ülkesi oldu!?  

Derken, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile, tüm siyasi partiler, sendikalar, STK’lar kapatıldı, sağdan ve soldan insanlar canlarıyla bedel ödediler! 

Kurulan Bülent Ulusu Hükümetinde Başbakan yardımcısı Turgut Özal’dı! Sonra da ilk seçimlerde tek başına iktidar oldu!  

Ülke ekonomik düzeni radikal bir değişime uğradı! 

Emperyalizmin; “Yoksullaştır ve sömür” ilkesi hayata geçti! 

Kamu İktisadi Teşekküllerinin “Özelleştirilmesi” yolu açıldı.  

Ya sonra? 

ABD emperyalizmi “Çekiç Güç” ile ülkemizde yeni bir sayfa açtı!  

Çekiç Güç’ün PKK’ya “silah, mühimmat ve diğer ihtiyaç malzemeleri” nakli yaptığı resmen tespit edildi!  

Ama, ABD “dost, müttefik, stratejik ortak” idi!.. 

ABD, yıllar öncesi planladığı “Büyük Ortadoğu Projesi-BOP’u” uygulamaya başlamıştı. 

 Zamanın Dışişleri Bakanı Gondaliza Rise’ın açıkça söylediği gibi; “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları yeniden belirlenecekti!” 

Afganistan, Irak, Libya derken sıra Suriye’ye geldi! 

 Suriye savaşı ile hem ülke ekonomik olarak çökertilecek hem de sıradaki Türkiye’nin “nüfus dengesi” bozulacaktı!  

Siyasal gelişmeler ve belgelerle açıkça kanıtlandı ki;  

“dünyadaki bütün terör örgütlerinin ipi ABD’nin elinde!” 

ABD, taşeron örgütlerle “BÖL, PARÇALA, YÖNET” taktiği ile ülkeleri hem yoksullaştıracak, hem de “küçük devletçiklere” bölecekti! 

ULUS DEVLETLER sona erecekti! 

İşte, “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” bu planın etkin bir parçasıdır! 

Önce, “Eyalet sistemi” ile, yerel yönetimlere “ekonomik ve yönetsel özgürlük!” verecekler, sonra eyaletlerde yapılacak HALK OYLAMASI ile “yeni, küçük bağımsız devletçikler” kurulacak!  

Devletler ne kadar küçük ve ekonomik çapları ne kadar zayıf olursa, ABD emperyalizmi o kadar semirecektir!  

ABD, bu kirli hedefine ulaşmak için yalnızca terör örgütleri oluşturup beslemiyor, ülkelerde “İşbirlikçi siyasetçiler” de buluyor!  

Ülkelerin “ulusal bilinç” taşıyan ordularının kimyasını, kadrolarını bozuyor! Yurtsever asker ve sivilleri “kumpas kurbanları” yapıyor,  “Sözde yerel” örgütler kuruyor ve besliyor! Kendisi adına bu örgütleri konuşturuyor!  

Düşünün lütfen; ABD, Gülen’i neden himaye ediyor? 

Çok mu seviyor? Çok mu insancıl? 

Hala içimizde olup da ABD’nin projelerine hizmet edenler yok mu? 

Ülkemizi ne hale getirdiler, farkında mısınız?