• 02 September 2025, Tuesday 13:16
VediaMaral

Vedia Maral

İÇİNDE MİLAS GEÇEN KİTAPLAR (29) KENTİMİN ÖYKÜSÜ Muğla’da Rum İzleri Ertuğrul ALADAĞ

 

“GİTMEK Mİ ZOR KALMAK MI ZOR?”

 

“Kentimin Öyküsü’nü (Muğla’da Rum İzleri) Ertuğrul Aladağ yazmış. Kitap ‘bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur zaman içinde’ diye, masallara ait tekerleme ile başlıyor. Ve ‘Rum’u diyarın Muğla’sında küçük yapıcı varmış..’ Bu yapıcının ismi Mehmet!..’ diye devam ediyor.  Mehmet’in babası da yapıcı. Muğla’nın iyi yapıcı ustalarından Rum Yorgi’nin yanında çırak. Masalda anlatılan sadece Mehmet ve Mehmetlerin hikayesi değil, Rumların da hikayesidir. (Esas kahraman onlardır bence)

Rumlardan Anadolu’ya sonradan gelenler de olsa, ağırlıklı olarak bu toprağın çocuklarıdırlar. Ve Mehmet’in yanı sıra, hikayesi anlatılan Rum Yorgi ustadır da. Yorgi Usta Anadolu’da yaşayan kadim Rum halkının içinden sadece bir figürdür. O tamı tamı 3.000.000 (üç milyon)(*) kişinin ‘örneği’dir! Bu üç milyon kişinin Rum, Muğla’da olduğu gibi Anadolu’da da Türklerin yapamadığı, bilmediği işleri yaparlar. Fırıncılık, yapıcılık, değirmencilik, meyhanecilik, kireççilik, şarap yapımı, ticaret ve nicesi, yaptıklarıdır.

Usta Rum Yorgi, Ermenilerin bakırcılık yaptığını söyler. Türkler onların yanında çıraklık yaparlar, çalışırlar. Bu durum uzun yıllar sürer iken, Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye ile Yunanistan arasında bir değişimin olacağı duyumu, bütün Rum halkını tedirgin eder. Rumlar Yunanistandaki Türklerle karşılıklı değişime tabi tutulacaktır. Türkler açısından bakarsak, Osmanlı oraları zapt ettikten sonra Osmanlı kendi tebasını oralara yerleştirmiş. Şimdi karşılıklı değişimle geri dönüyorlar diyoruz. Sonradan geldiler ve dönüyorlar, kısacası..

Ya Rumlar, bu toprağın ‘evlatları’, daha açık söyleyeyim, ‘biz’ buralara gelmeden önce Rumlar buralardaydı. Sahici düşünürsek, Rumlar bu coğrafyanın yerlisidir. Mübadelenin gerekçesi Kurtuluş Savaşı’nda ‘takındıkları tavır’mış(!)

Münferit bir takım olaylar, sözüm ona gerekçesi veya mübadelenin bahanesi sayılmıştır.

Muğla’da mübadeleden kalan Rum kadının Türk kocası Milas’ta öldürülür. Bu vaka, kitabın ele alınmasına vesile olur.

Mübadele ile Yunanistan’dan Türkiye’ye gelenlerin, mesleki, kültürel olarak giden Rumlarla bir farkı vardır.

Yunan Milletvekili Lazanos Eframoğlu, gitmiş olan Anadolu Rumları için ‘Yunanistan’ı ekonomik, sosyal, teknolojik açıdan kalkındırmıştır’ diyor.

Yahudiler, Ermeniler ve Kürtler Milas civarına uzun yıllar önce gelmiş ve yaşamışlar, yaşıyorlar. Ama Rumların çoğunluğu hiç gelmediler. Çünkü, her zaman buradaydılar.. Yahudilerden önce, Ermenilerden önce, Türklerden önce, Kürtlerden önce buradaydılar.

Gelmemişlerdi, ama gitmişlerdi..

Gelmeden gidenlere ne denir?

‘Misafirdiler’ diyeceğim, misafir değillerdi, hep buradaydılar.

‘Terkettiler’ diyeceğim, rızaları ile gitmediler.

‘Ev sahipleri’ diyeceğim, ev sahibi gider mi?

Sorarım..

Sahiden bizim neyimiz gitti?

Gidenler neyimizdi?

 

(*) ‘Almanya Türkiye’deki Rumları nasıl mahvetti’ Mihail Rodas, s.70

      ‘Türkiye 1915’, Paul Krause, s.34.

………

Kitabın adı       : Kentimin Öyküsü, Muğla’da Rum İzleri

Yazarı              : Ertuğrul Aladağ

Sayfa               : 135

Basım Tarihi   : Birinci baskı, Eylül 1993

Yayınevi         : Belge Yayınları


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık