• 30 September 2025, Tuesday 10:11
VediaMaral

Vedia Maral

NE ‘DETONE’ OLMUŞ BİR ŞAİR NE DE ŞAİR OLMAYA ADAY… (İÇİNDE MİLAS GEÇEN KİTAPLAR (32))

hişştanbul

“Düş yoksa

Yazmak yaratıcılık da yoktur”

                                 Ferit EDGÜ           

Tanıtımını/eleştirisini yapacağım kitap için, şiirle içli-dışlı, haşır-neşir olmalarının yanısıra, şiir yazımı ve üretimi ile de hasbahal olan arkadaşlarımın ve benim ortak noktadaki düşüncelerimizi yazacağım. Söz konusu kitap derdini anlatamamış, veya dertsiz oluşundan, ses uyumu, düşsel, düşünsel süreçlerin seyri devamlılık göstermiyor. Bir baltaya sap olmama hali. Yazılanlar sanki durakta iken otobüsü kaçıran kişi gibi ortalıkta kala kalmışlık duygusu yaratıyor. Anlatım tarzı ‘laubali’, hiçbir şeye takmayan, üslupsuzlukla yeniymiş gibi sunulmaya çalışılan ‘şiirler’..

Yardım aldığım arkadaşlarımla ‘erkekler saz topluluğu misali’ aynını düşünmek söz konusu değil tabi. Farklılıklar, ayrılıklar, ayrı kişiliklerin ortaya çıkması değil midir zaten? Arkadaşlarımın düşünceleri ile benim düşüncelerimin, çoğunluğumuzunu benzer ve ortak olmasından hoşnut oldum. Yazana, başka bakış ve bakışlların sonuçlarının benzer olması bende doğal olarak bir çok insanda rahatlama, keyfilik yarattığı gibi, bende de aynı duyguları açığa çıkardı.

Hişştanbul, uzun süre Milas’ta yaşamış olan Halil S.Haktanır kitabının önsözünde ‘yeni yetme artist ya da manken oğlanlardan biriydi. Bir kış günü, sevgilisiyle sarmaşıp, sabaha kadar Pera’nın kaldırımlarında yatmayı düşünmüştü. Orada, öylecene, kaskatı ve sarmaş dolaş donarak, aşkını sonsuzlaştıracaklardı. İşte bu öykü ve başka öyküler ve İstanbul biraraya gelince bu şiir toplamı oluştu. Milas’tan kurduğum bu kendi İstanbul’uma dört yıl harcadım. Şimdi o’nu azad ediyorum’ diyor.

Dört yıllık çabadan, uğraştan sonra daha fazla elde tutulamayacak olması, artık kendisinin yazacaklarının olmaması anlamına gelir. Yazdıklarına da özgürlük bahşediyor.

Yazılanlara kendisi ‘şiir toplamı’ der..

İlkin, yazılanlar ‘şiir’ değildir..

İkincisi, kendisi ‘detone’ olmuş ‘şair’ değildir..

Üçüncüsü, yazılanlar ‘şiire aday’ ürünler değildir.

Madem bunca değilden sonra, nedir?

Şiire mekânsal boyut daha gerçekçi kılar; yoksa da eksik telakki edilmez. Ama uzam boyutu olmassa olmaz alemdir/boyuttur. Görünmez ufkun akşamındayım oysa.

Anlam açısından baktığımızda, cevap vermeden önce, şiirde anlam, varlık konusunda İlhan Berk ‘şiirlerin de kendine bir anlam üretme hakları vardır’ der. Ben de şimdi ‘şiirlerin de kendine bir anlamsızlık üretme hakları vardır’ desem de yanlış bir söz söylemiş olmuyorum. İlhan Berk’in zıttını söylerken, bir muafiyete tabi değilimdir. O zaman sorun tümde, bütünde, üretilendir.

“Yapıt uzunsa usta şair işin içinden çıkabilir. Kısa şiir fazla güçlük çıkarmaz zaten. Çırak uzun şiirde yolundan çıkar, çıktığı yerde tümlük, bütünlük (şiirde ister anlam olsun, ister olmasın – şiirde anlamsızlık da olabilir) bozulur, ki kısaca al sana bir düğüm.

Kitabın yazarının başına gelenlerden ‘bir tanesi’ budur. Ses, armoni, ahenk, uygun seslerin akışı, ritmi, sözlük seçimiyle, tat alınan şiirler oluşur, anlam olmasa da.

Kitapta anlamsız dizeler devam ederken, armoni de yakalanamamış, bütünlük yakalanamamış.

Savrulmuş, anlamsızlaştırılmış, limitsiz sözcük dağarcığından, (eril mi olur?) kelimeler hovardaca kullanılmış. Ardı arkası gelircesine boğan, fırtına misali, neyin geleceğini asla tahmin edemiyeceğimiz sözcükler dolaşıyor. Ortalıkta dolaşan sözcüklere şimdi acilen sığınacak şiirler lazım.

Kitabın Adı      : Hişştanbul

Sayfa Sayısı     : 139

Yazar               : Halil S. Haktanır

Basıldığı Yer    : Argos Grafik - Milas, Mayıs 1999

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık