• 18 December 2017, Monday 19:22
GültenÜnal

Gülten Ünal

Çocuklarda akran ilişkilerinin önemi

Gülten ÜNAL - Uzman Klinik Psikolog www.terapiadanismanlik.com

Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocuğun tüm gelişim alanları üzerinde kısa ve uzun süreli etkilere sahip olan akran ilişkileri ile çocuklar kendilerini ifade etmeyi ve diğerlerinin duygu ve düşüncelerini doğru algılamayı öğrenirler. Henüz yaşamın ilk yıllarında, 6 - 12 aylık bebeklerin akranları ile birbirine gülümsene, birbirine doğru uzanma gibi etkileşim içine girdikleri bilinmektedir. Bu alandaki ilk kuramcılar, küçük çocukların akranlarıyla ilişki kurma girişimlerinin önemli ölçüde oyuncaklar (nesneler) aracılığıyla gerçekleştiğini ileri sürmüşlerdir. Oyuncaklar ile daha bağımsız olarak oynamalarına rağmen, zaman zaman birbirlerinin ne yaptığına göz atabilmekte, hatta bazen diğerlerini izleyip birlikte oynamakta ya da oyuncak değiş tokuşu yapabilmektedirler. Küçük çocuklar için oyuncaklar akranlarla sosyal etkileşim kurmanın yararlı bir uzantısıdır (Erwın, 2000; 106 - 107).

 

Akran ilişkileri oyun ile karşılıklı ilişki içindedirler. Çocuğun bireysel özellikleri oyun becerilerini ve dolaylı olarak akran ilişkilerini de etkiler. Akranlar tarafından sevilme, kabul edilme gibi olumlu yaşantılar oyunlara katılmayı arttıracaktır. Oyun ile akran ilişkileri okul öncesi dönemi şekillendiren, paralel gelişim gösteren ve birbirini tamamlayan iki temel unsurdur (Gülay, 2010; 170).

 

2 yaş döneminde çocuklar akranlarıyla daha çok ilgilenmeye başlar. Ancak ilişkileri daha çok alma eğilimlidir ve oyunları paralel oyun şeklindedir. Bu dönemde çevrelerini saran kültürü ve günlük yaşamlarını yansıtan dramatik oyunlara yönelirler. Bu tür oyunlarda, başlangıçta kişiselleştirme (örneğin, bebeklerle konuşma), objeleri kullanma (örneğin, boş bardaktan su içme) veya evcilik gibi tablolar dikkat çeker. Zamanla konular birey ya da hayvanları taklit biçiminde farklılaşır (polisçilik, doktorculuk, bakkalcılık, kovboyculuk gibi). Yaşamın ilk iki yılında, çocukların bir araya geldiklerinde daha çok ikili gruplar oluşturdukları gözlemlenmiştir.

 

3 yaştan itibaren çoğu çocuk, başka bir çocukla yalnızca yan yana değil, eşgüdümlü bir şekilde birlikte oynamaya başlar. Bu dönemde hem akran gruplarındaki çocuk sayısında hem de bu grupların oluşmasında farklılıklar görülebilmektedir. Grup halinde oynamaya, oynarken birbirleriyle konuşmaya ve grup içinde oynamak istediklerini seçmeye başlarlar. En çok rastlanan ortak davranışlar birbirini seyretme ve konuşmadır (Yavuzer, 2010; 107). Kendi cinsiyetlerinden olan akranlarıyla ilişki kurma eğilimleri de giderek artmaktadır (Önder, 2005; Aktaran: Gülay, 2008).

 

4 yaş çocuğu 3 yaş çocuğuna oranla akranlarıyla daha uzun süreli iletişim kurar. Akran tercihlerinin ve popülerliğin temel karakteristiği 4 - 5 yaştan itibaren şekillenmeye başlamaktadır. Olumlu davranışlar, popülerlikle, olumsuz davranışlar ise akran reddi ile ilişkilidir. Popüler çocukların popüler olmayanlara göre daha çok arkadaşı vardır. Akranları tarafından reddedilen çocuklar, kendilerini yalnız hissetmektedirler ve akranlarıyla olumlu ilişkiler geliştirme fırsatlarından uzaklaşmaktadırlar. Bu yaş döneminde arkadaşlarını daha çok taklit etme eğilimi gösterirler.

 

5 - 6 yaş döneminde çocukların sözel ifade becerisi daha da artmıştır, arkadaşlarını dinler ve konu hakkında görüşlerini belirtirler. Arkadaşlarının duygularını paylaşır ve anlar, işbirliği yaparlar. Kurallı grup oyunlarını tercih etmeye başlarlar. Anne babadan bağımsızlaştığı için akran ilişkileri daha fazla gelişme gösterir. Akranlarıyla daha çok vakit geçirerek paylaşmayı, sıra beklemeyi, sıra olmayı öğrenir.

 

Tüm bu bilgiler ışığında oyun dönemi çocuğu olarak adlandırılan 2 - 6 yaş arasındaki çocukların akranları ile bir arada vakit geçirmesinin ne denli önemli ve gerekli olduğu anlaşılmaktadır. Çocukların yaşıtları ile birlikte zaman geçirmesi ve oyunlar oynaması onların dil gelişimleri, kişisel - sosyal gelişimleri, kaba ve ince motor gelişimleri ile zihinsel gelişimlerini olumlu etkilemektedir. Oyunlar içinde sıra bekleme, saygı duyma, dürüst olma, farklılıkları hoşgörü ile kabul etme gibi değerleri öğrenen ve benimseyen çocuklar, ahlaki gelişim açısından olumlu ilerlemeler kaydetmekte ve toplumsal bir varlık olarak hayata hazırlanmaktadır.

 

Bu nedenle çocuklara akranları ile bir arada bulunma ortamını sağlayan okul öncesi eğitimi atlanmamalı, çocuğun koşullarına göre üç - üç buçuk yaşından sonra okul öncesi eğitimi alması sağlanmalıdır.

 

Tüm çocuklarımızın zihnen ve bedenen sağlıklı yetişebilmesi temennisi ile keyifli bir hafta geçirmenizi dilerim.

(www.terapiadanismanlik.com)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık