- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 05 May 2018, Saturday 19:53
- 2992 kez okundu
Gülten ÜNAL - Uzman Klinik Psikolog www.terapiadanismanlik.com
Uyku, biyopsikososyal bir varlık olan insan için yemek - içmek gibi en temel ihtiyaçlardan bir tanesidir. Uyku, kişinin uygun duyusal ya da başka uyaranlarla geri döndürülebilen bir bilinçsizlik hali olmasının yanında, sadece organizmanın dinlenmesini sağlayan bir hareketsizlik hali değil, tüm vücudu yaşama yeniden hazırlayan aktif bir yenilenme dönemidir (Karadağ, 2007). Doğumdan itibaren insanların büyüme, gelişme, öğrenme ve dinlenmesini sağlayan uyku, bireylerin bir sonraki güne de sağlıklı hazırlanması için vücudu restore etmektedir. Uyku ayrıca metabolizmanın düzenlenmesinde, enerjinin korunmasında ve adaptasyon yeteneğinin gelişmesinde etkin bir rol üstlenmektedir. Bu nedenle uyku yaşamsal öneme sahip, sağlıklı yaşamın en önemli ihtiyaçlarındandır.
Uyku bozuklukları, uyku süresinde ortaya çıkan değişiklikler ya da uyku sırasında normalde olmayan olayların yaşanması şeklinde görülmektedir. Bunlar ya uykunun miktarı ve kalitesiyle ilgili sorunlar (Uykusuzluk, aşırı uyku, ritm değişikliği gibi) olabileceği gibi, uyku sırasında yaşanan anormal olaylar (Uyurgezerlik, uykuda korku nöbeti, uykuda diş gıcırdatma, horlama gibi) şeklinde kendini gösterebilir.
Uykusuzluk bozukluğu (İnsomni)
Uykusuzluk bozukluğu, uygun şartlar ve imkan olmasına karşın bireylerin uykusunu başlatamadığı, yeterli süre ve zaman diliminde uyuyamadığı, dolayısıyla dinlenemediği, yeni bir güne hazır olma durumunu ve işlevselliğini etkileyen bir bozukluk olarak tanımlanabilir. Değişik nedenlere bağlı olarak gelişebilen insomni en sık görülen uyku yakınmalarından bir tanesidir. İnsomni tanı ölçütlerini karşılayan süreğen uykusuzluk bozukluğu yaşayan kişilerin genel nüfusa oranlarının % 6 - 10 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Çalışmalar süreğen uykusuzluk belirtilerinin bir psikiyatrik bozukluk geliştirme yönünde risk oluşturduğunu savunmaktadır. 21 - 30 yaş grubu genç erişkinlerle yapılan bir çalışma uykusuzluk yakınması olanların 3,5 yıl sonra olmayanlara göre 4 kat daha fazla major depresyon geliştirme riskine sahip olduklarını göstermiştir (Breslauve ark. 1996).
Huzursuz Bacak Sendromu
Huzursuz bacak sendromu (HBS) ya da Willis Ekbom hastalığı, özellikle akşamları, sıklıkla nahoş ve rahatsız edici hisler (kaşınma, yanma, karıncalanma,…) sonrasında, bacakları dayanılamaz şekilde hareket ettirme ihtiyacı ve hareket ettirmeyle geçici rahatlamanın olduğu duyusal-motor bir uyku bozukluğu türüdür. Uyku ile ilişkili hareket bozuklukları arasında değerlendirilen huzursuz bacak sendromunun patofizyolojisi henüz kesin olarak bilinmemesine rağmen, santral sinir sisteminde demir depolarında azalma, dopaminerjik düzensizlikler ve genetik faktörlerin, bozukluğun gelişiminde en önemli etkenler olarak bilinmektedir. Erkeklere kıyasla kadınlar arasında yaklaşık iki kat fazla görülen huzursuz bacak sendromunun yaygınlığı yaşla birlikte artmaktadır. Genel nüfus içinde değerlendirildiğinde her 100 kişiden yaklaşık 5 - 10 kişide görüldüğü tahmin edilmektedir.
Parasomniler
Değişik uyku evrelerinde ortaya çıkan anormal hareketler, davranışlar, duygular, algılar, rüyalar ve otonom sinir sistemi işlevlerinde bozulma ile belirli uyku bozukluklarıdır. Uyurgezerlik, Uyku Terörü, Uyku ile ilişkili yeme bozukluğu, REM Uykusu davranış bozukluğu, kabus bozukluğu, Uyku enürezisi, Uykuda konuşma gibi birçok alt türü vardır.
Uyurgezerlik
Derin uyku sırasında ortaya çıkan yürüme davranışı ile karakterize bir bozukluk tablosudur. Genellikle uyku başladıktan sonra ilk saatler içinde görülür. Dolaşma sırasında; uyku devam eder, bilinç durumunun değişikliği ya da karar vermede zorluk olur. Ayrıca; kişinin uykudan uyanmasında zorluk, bir ataktan uyandığında zihinsel bulanıklık, atak sırasındaki tam ya da kısmi hafıza kaybı, uygunsuz zamanlarda ortaya çıkan rutin davranışlar, uygunsuz ya da saçma davranışlar eşlik edebilir.
Uyku Terörü
Uykunun ilk saatlerinde, yavaş dalga uykusu sırasında ortaya çıkan, çığlık atma, yoğun ağlama, korku dolu davranışlar sergileme gibi değişikliklere yol açan bir uyku bozukluğu türüdür. Atak sırasında kişi yatakta oturur ve dışarıdan gelen uyaranlara yanıt vermez. Bu sırada kişinin uykudan uyanmasında zorluk ile birlikte taşikardi, terleme, titreme, ciltte kızarıklıklar gibi otonomik bulgular da görülebilmektedir.
-
25.06.2018 Öğrenme Güçlüğü
-
04.06.2018 Enürezis (İdrar Kaçırma)
-
28.05.2018 Şizofreni nasıl bir bozukluktur?
-
21.05.2018 FOBİLER
-
14.05.2018 Alkol Bağımlılığı
-
07.05.2018 Uyku ve uyku ile ilişkili bozukluklar
-
16.04.2018 Ne zaman Otizmden şüphelenmeliyiz?
-
09.04.2018 Dizilerin çocuklar üzerindeki etkisi
-
02.04.2018 Sınav Kaygısı
-
26.03.2018 Panik Atak belirtileri ne anlama gelir?
-
19.03.2018 Oyun Terapisi
-
12.03.2018 Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
-
05.03.2018 Okul Öncesi Dönemde Gelişim Takibi
-
19.02.2018 ‘Geleneksel Zekâ’ anlayışından ‘Çoklu Zekâ’ anlayışına …
-
12.02.2018 Zeka nedir?
-
05.02.2018 Bilgisayar Oyunu Bağımlılığı
-
29.01.2018 “Çocuğum tuvalet eğitimine hazır mı?”
-
22.01.2018 ‘Tuvalet Eğitimi’ sürecinin kişilik gelişimine etkisi
-
15.01.2018 Anoreksiya Nervoza
-
08.01.2018 Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
-
02.01.2018 Yeni yıl, Yeni başlangıçlar …
-
25.12.2017 Yaşamın acı gerçeği Ölüm ve Yas
-
18.12.2017 Çocuklarda akran ilişkilerinin önemi
-
11.12.2017 Kaygılarımız ve Korkularımız
-
04.12.2017 Çocuğun yaşamında oyunun önemi
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.