• 20 July 2022, Wednesday 9:51
CanPulak

Can Pulak

 55 MİLYAR DOLAR HİKAYESİ            

     Gerçekten parasız kalmışız, buna kesin inandım.

     Öyle merkez bankası hesaplarına, ihtiyat akçelerine,

ödeme imkan ve ihtimalimiz kalmayan borçlarımıza pek aklım yatmaz. O ekonomistlerin, finanstan anlayanların işidir. Ama ben, şu 55 milyar dolar gelecek haberimle meteliksiz olduğumuzu ve bir müjdeye muhtaç yaşadığımızı fark ettim. Telefonlarım susmak bilmedi, gece-gündüz arayanlar durmadı, yarım asır önce birlikte askerlik yaptığım arkadaşlarım bile hatırımı sorma bahanesiyle paranın peşine düştü..

     -Doğru mu haber? Ne zaman geliyor para? Arap’lar verir de, Ruslar zor gibi görünüyor. Bu para biraz ferahlatır piyasayı…

     Beni Nebati Bakan’la karıştırmış olmalılar. Para gelmiş de, ben dağıtıyorum sanki. Devletten alacaklıların tümü, nereden buldularsa telefonumu, paranın hazineye ne zaman gireceğini soruyorlar. Elektrik üretim şirketlerinin sahipleri, DSİ’den alacağını uzun süre tahsil edemeyen baraj müteahhitleri, devlete çalışan inşaatçılar, sağlık araç ve gereç firmaları, anlayacağınız tüm alacaklılar yakama yapıştılar sanki. Hani ben paranın yerini biliyorum da söylemiyormuşum gibi, sıkıştırıp durdular beni. Muhitim, çevrem çok geniş, eşim, dostum çoktur. Bu konuda bir olimpiyat yapılsa, ilk sıralara tırmanırım. Ama bu sefer muhitime eklenen yeni kadro beni hayli zorladı. Garipler, fakir fukaralar, yoksullar değildi arayanlar, telefonumu sürekli öttüren hep zenginlerdi…

     -Ağabey haber sağlam yerden değil mi? Hükümetten biri mi söyledi? Başdanışman filan olmasın..

     Önce şunu bilmekte yarar var. Eskiden olsa Bakanların haberi olurdu. Böyle şeyler Bakanlar Kurulunda görüşülür, tartışılırdı çünkü. Ama Başkanlık sisteminde, bakanlar bile Başkanın iki dudağının arasından çıkanları öğrenebiliyorlar ancak. Bana sorarsanız, para gelecekse eğer, Nebati Bakanın da haberi yoktur. Onun yoksa, diğerlerinin hiç olmaz. Öyleyse başdanışmanlardan çıkmış olabilir mi bu haber? Sarayda elinizi sallasanız başdanışmana değiyor, bu kadar çok başdanışman bolluğunda böylesine önemli bir konu uluorta konuşulmaz ki. Hani İbrahim Kalın deseniz belki, hani tercüman (hanım kız) Fatma Gülhan Abusharap bir ihtimal.. Çok önemli zirve görüşmelerine katılıyor çünkü. Hani  İletişim Başkanı Prof. Fahrettin Altun da, lidere çok yakınlığı nedeniyle bilebilir. Yiğit Bulut’un eski etkisi yok gibi.. 35 başdanışmanın içinde tanıdığım pek kimse de yok ki, onlardan öğrenmiş olayım 55 milyar dolar haberini.

     Hiç tahmin edemeyeceğiniz ama çok güçlü, çok etkili ve yetkili, zirvelerde esen rüzgar ve gelişmeleri iyi takip eden, aslında fazla konuşmayan ve medyatik olmaktan nefret eden bir yapıya sahip kişilikli, karakter sahibi bir bürokrat dostum, ülkenin mali durumunu yorumlarken anlattı 55 milyarın hikayesini. Hani 55 lira olsa kıymeti yok, 55 milyon olsa mühim değil ama 55 milyar olunca rakam, üstelik de dolardan bahsedince, kayıtsız kalamadım bu bilgiye. Bayram yazımın son bölümüne ekledim bu sohbeti. Üstelik de (Bu para gelecekse eğer, karşılığında ne vereceğiz, yine neyimizi satacağız?) diye sordum da… Aslında bayram yazımda hayli önemli konulara değinmiş, İçişleri ve Sağlık Bakanlarını eleştirmiş, kadın ve doktor cinayetlerinden bahsetmiş, hala koltuklarında nasıl rahat oturduklarına şaşırdığımı belirtmiştim bakanların. İşin bu tarafına dönüp bakan bile olmamış. Herkes paraya takmış kafayı. Ne zaman geliyor, nasıl geliyor, 55 milyar dolarla meşgul zihinler…

     Dinimiz imanımız para sanki. Paradan başka bir şeyi görmez oldu gözler. Ülkenin sorunları dağlar gibi, insanımızın problem ve sıkıntıları uykuları kaçıracak düzeye geldi. Huzur ve güvene hasret milletimiz. Ama para gelince, sorunların hepsi geride kalacakmış gibi davranıyoruz. Paramız varken de, sorunlarla boğuşup duruyorduk. İki yakamızı bir araya getiremedik ki bir türlü. Siyasi kavgalar, düzeni tepetaklak eden karar ve uygulamalar, mirasyedi gibi har vurup harman savurmalar, huzurumuzu kaçırmakla kalmadı, toplumumuzu keskin bir şekilde böldü de… Dini siyasete iyice karıştırınca, yönetimin ipini de iyice boşladık. Aslında sadakat yemini ettiğimiz Anayasa’ya uysak, her fırsatta ihlal etmesek, kurumlarımız siyasetten değil yasalardan alsalar güçlerini var ya, bugün şikayetçisi olduğumuz sorunların çoğunu yaşamayız.

     55 milyar gelir mi, Ruslar adama para verir mi, Arap’ların sözüne güvenilir mi? Bu soruların cevabını benden beklemeyin. Para gelirse nereye sarfedilir, seçim sermayesi olmasın sakın, doların ateşini düşürecek bir tezgah gibi görünüyor. Siyaset ve medya sahnesindeki bu sorulara cevabı ancak hükümet verebilir. Şimdilik ortada 55 milyar doların söylentisi var, paranın yüzünü henüz gören yok. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. ABD Başkanı Biden, Araplarla kucaklaşıyor şu sıra. Bizim Başkan Putin’le görüşüyor başbaşa. Öyle olunca şüpheleniyor insanlar. Bu şüphenin tam da ortasında çıktı 55 milyar dolar lafı..

     Şeffaf bir yönetime sahip olsak, hemen çözeceğiz şu 55 milyar dolar bilmecesini. Ama her şeyimiz gizli kapaklı,kapalı kapılar arkasında neler dönüyor bilemiyoruz ki.. Sadece biz değil, milletvekilleri de bilemiyor. Biz henüz damat Albayrak’ın bakanlığı dönemindeki 128 milyar dolarlık rezerv eksiği sorununu çözemedik. Bunun net cevabını alamadık hala. Kimi para buharlaştı diyor, kimi salgın hastalıkta harcandığını söylüyor. Albayrak’tan sonra Merkez Bankası Başkanlığına  getirdiğimiz Naci Ağbal’ı neden görevden aldık? Rezervlerdeki 130 milyar dolar civarında kayba neden olan döviz satışlarıyla ilgili inceleme başlatması yüzünden değil mi? Dün 128 milyar doların peşine düştük, bugün 55 milyar doların…

     Gönül, oradan buradan gelecek paraları beklemek yerine, kendimize bir çeki düzen vermemizi, artık daha fazla borçlanmamamızı, tüketici değil üretici bir toplum haline gelmemizi, tarımımızı ayağa kaldıracak, enflasyonu dizginleyecek, gereksiz ve lüks masraflardan vazgeçecek, tüm devlet kurumlarında tasarruf yapacak bir anlayışa sahip olmamızı arzuluyor. 10 milyon yabancıyı beslemek yerine, kendi insanımızın yaşam koşullarını düzeltmeye çalışmalıyız artık. Aklımızı başımıza toplamalı, tribünleri coşturmak yerine, halkın tümünün mutluluğunu sağlayacak önlemleri almalıyız.                        

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık