- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 22 Temmuz 2020, Çarşamba 9:52
- 1755 kez okundu
Siyasetin sık değişen gündeminin peşinde koşmaktan, günlük yaşamdaki sıkıntıları pek dile getiremiyoruz. Oysa şikayetçi olduğumuz konular öylesine fazla ki, çözümü nerede arayacağımızı bile bilemiyoruz.
Önce şu 65 yaşı aşanlara yapılan haksızlığın ve saygısızlığın üzerinde bir kere daha durmak istiyorum. Herkes rahat ve serbestçe dolaşırken, maske ve mesafeye dikkat bile etmezken, normale çok yakın yaşarken, biz yaşlılara hayatı zindan ediyoruz. Hala saat 20.00’den sonra sokağa çıkmalarına ve seyahat etmelerine izin vermiyoruz. Tüm lokantalar açıkken, şöyle çoluğuyla, çocuğuyla, torunuyla dışarıda bir yemek yemesini, bir yürüyüş yapmasını bile çok görüyoruz. Bir yandan turizme hareket kazandırmak istiyoruz, öte yandan yaşlılara seyahat izni vermiyoruz. Bu duyarsızlığı mantıkla izah edebilmek çok zor.
Yaşlıları korumaksa maksat, hiç merak etmesinler yaşlılar kendilerini yeterince koruyacak bilinç ve tecrübeye sahipler. Aslında gençlere, tüm kuralları hiçe sayanlara, maske ve mesafeye kulak asmayanlara dikkat etmek lazım. Ayrıca devleti yönetenler ve siyasi parti liderlerinin çoğu da, 65 yaşın üstündeler ve geceleri 20.00’den sonra hepsi sokaktalar, ağızlarında maske filan görülmüyor, mesafeye de pek aldırmıyorlar. Onlara her şey serbest ama diğer yaşlılara yasaklar sürüyor. Bu olmaz işte.. Lütfen 65 yaş üstünde olanların yaşama sevincini engellemeyelim. Onların aylardır beklediği serbestliği artık tanıyalım.
Şimdi gelelim günlük sıkıntılara. Evinizde bir arıza var, elektrikçi yada tesisatçı geldi. Elinde bir belge filan yok. İşi biliyor mu, tecrübeli mi, sisteme zarar verir mi belirsiz. Ücreti ne kadardır, makbuzu var mı, vergi veriyor mu? Bütün bunları bilmeden evimize aldığımız tamirciler, işi tam yapmamışsa, eksik bırakmışsa ya da sistemi bozup gitmişse, şikayet edeceğiniz bir yer yok. Berberin bile, fırıncının bile eğitim
sertifikaları ve resmi belgeleri varken, tamircilerde olmaması çok düşündürücü.
Günümüzde temiz içme suyuna sahip olmak, hele dar gelirliler için oldukça zorlaştı. Belediyelerin suyuna vatandaş kuşkulu bakıyor, temiz olup olmadığından emin değil. Öyle olunca, piyasadaki özel şirketlerin sattıkları suya muhtaç oluyor insanımız. Allahın suyunu pet şişe ve damacanalara dolduran şirketler ise, zam üstüne zam çakıyorlar devamlı. Pet şişeler 1-2 liraya, damacanalar 15-20 liraya satılıyor köy ve kentlerde. Bunların fiyatını kim kontrol ediyor, pet ve damacanaların yıkanıp yıkanmadığını kim denetliyor acaba? Hangi firma yıkama ve durulama işi için onca suyu kullanır? Bu soruların bir cevabını veren olmalı mutlaka.
Pet şişeler güneşte kalırsa, içindeki su direk kanserojene dönüşüyor. Bütün dünya pet şişeleri kaldırıp cama dönüyor ama, biz hala yapamadık bu dönüşümü. Böylece hem çevreye, hem de insan sağlığına zarar vermeye devam ettik. Dikkat edin benzin istasyonlarına, bakkalların ve marketlerin önüne, pet şişe ve damacanalar güneşin altında. Oradan alıp dolaba koyuyor ve soğumuş şekilde satıyorlar. Kansere sebep olan bu zehiri vatandaşa içirenlere karşı, alınabilecek bir önlem yok mu? Evet serbest piyasa ekonomisi diyoruz ama, böylesine vahşi ve kontrolsüz bir piyasa ekonomisi de olmaz ki..
Türkiye şirketleşiyor, devlet yapması gereken hizmetlerin çoğunu kolayına kaçıp, özel şirketlere devrediyor. Elektrik ve doğalgaz da aynı durumda. İstedikleri gibi zam yapıyorlar, saatleri istedikleri zaman okuyorlar, bazen ayda bir ya da iki ayda bir çıkarıyorlar faturaları. Yapmaları gereken yatırımları tam yapmıyorlar, ağırdan alıyorlar işi. Bunları kime şikayet edeceğiz, hakkımızı nerede arayacağız, hizmetleri eksiksiz nasıl sağlayacağız? Bilen varsa beri gelsin. Eskiden devletin kurumları iyi-kötü muhatap olurlar, gerekli onarım ve yatırımları aksatmadan yaparlar, şikayetleri zamanında karşılamaya çalışırlardı. Şimdi öyle mi, özel şirketleri arayalım
deseniz 15 dakikanız telefonda kayboluyor, oraya bağlan-buraya bağlan komutlarıyla geçiyor vaktiniz. Bir muhatap bulana kadar saatlerce çırpınıyorsunuz.
Türkiye’de öyle şirketler var ki, elinizi verseniz kolunuzu kurtaramıyorsunuz. Ayrıca bu şirketler yerli de değil. Katar’lı şirket var, İsrail’li var, Alman’ı var, Fransız’ı, İtalyan’ı, Malezya’lı ve diğer pek çok ülkelere ait olanları var. Kimi hastane çalıştırıyor, kimi güvenlik ve televizyon yayınıyla uğraşıyor, kimi yabancı araçların temsilci ve tamirciliğini yapıyor. Yaptıkları işlerin ciddi bir denetimi ve kontrolü olmadığı gibi, müşteri şikayetine kulak asanı da yok. Devlet aradan tamamen çekilmiş ve vatandaşını bunların eline mahkum etmiş. Gidin bakın otomobil ve araç servislerine. Onların yaptığından çok daha mükemmelini, bizim yerli tamirciler yarıdan daha ucuz fiyata yapıyorlar. TÜV’den de şikayetler fazla. Bir otomobilin kontrolü ve egsoz pulu 5-600 lirayı buluyormuş. Çok değil mi?
Digitürk’e abone olmak kolay. Eğer maçlara ve film kanallarına ilginiz yoksa, hele kampanyalara bakıp bir-iki yıl garantisi veriyorsanız, normal ücret ödüyorsunuz. Ama maçlar ve diğer kanallar söz konusu oldu mu, fiyatlar uçuyor hızla. Bu ve benzer şirketleri aramaya kalkarsanız, telefonla boğuşuyorsunuz adeta. Oraya bas, buraya bas, müşteri temsilcilerimiz meşgul gibi uzatmalarla hem vakit kaybediyorsunuz, hem sinirleniyorsunuz. Aynı durum Pronet ve Kale adlı güvenlik şirketlerinde de var. Bu şirketler diledikleri zammı kolayca yapıyorlar, fiyatları kafalarına göre her yıl arttırıyorlar. Buralara giriş kolay ama çıkış çok ciddi bir sorun. Çıkmamanız için ne mümkünse yapıyorlar. Milleti aylarca uğraştırıyorlar, ekstra paralar istiyorlar, icraya veriyorlar. Özellikle Digitürk ve Pronet’ten şikayetçi çok vatandaş var ama, dertlerini kime anlatacaklar, nereye başvuracaklar bilemiyorlar.
Bu şirketlerin ciddi olarak denetlenmesi, çalışmalarının ciddi kurallara bağlanması ve hiçbirinin başıboş bırakılmaması lazım. Ayrıca müşteri şikayetlerini hemen ve acilen değerlendirecek bir kurumun da süratle devreye sokulması gerekiyor. Özel hastaneler için de durum aynı. Astronomik fiyatlarla çıkıyorlar hastaların karşısına. Bunun bir ölçüsü yok mudur? Özel sektör elbette para kazanacaktır ama vahşi ve sorumsuz bir kazanca dur diyen birileri de olmalı değil mi?
Devlet sorumlu olduğu her görev ve hizmeti şirketlere devrederse, olacağı budur işte. Devlet kar ettiği değil, zarar ettiği işleri özel sektöre bırakmalı, zarar ettiği kurumları özelleştirmeli. Devletin işi ve sorumluluğu ayrı, özel sektörün işi ayrı. Bunu birbirinden iyi ve dikkatlice ayırmalıyız.
Yeri ve zamanı geldikçe bu konuların üzerinde durmaya devam edeceğiz.
-
07.04.2021 DARBE KORKU VE ZEVZEKLİĞİ
-
05.04.2021 KIRMIZI SANA ÇOK YAKIŞIYOR
-
23.03.2021 AHH BODRUM VAH BODRUM
-
20.03.2021 NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE
-
16.03.2021 ÜRKÜTÜCÜ BİR TABLO
-
12.03.2021 EYLEM PLANININ EKSİKLERİ
-
08.03.2021 EYLEM PLANI HAKKINDA
-
03.03.2021 İNATA İNAT İNATÇILIĞI
-
02.03.2021 BODRUM İÇİN KOALİSYON
-
24.02.2021 MİLLETİN ŞEHİT GÖZYAŞI
-
16.02.2021 ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖNCE
-
10.02.2021 BİR GENEL DEĞERLENDİRME
-
08.02.2021 ŞU MARİNALAR MESELESİ
-
01.02.2021 KIŞLIK BODRUM RÖNTGENİ
-
25.01.2021 AŞI VE KAPATTIĞIMIZ KURUMLAR
-
19.01.2021 SAĞLIK MI EKONOMİ Mİ?
-
13.01.2021 İKTİDAR-BASIN İLİŞKİLERİ
-
08.01.2021 İNAT VE ISRARLA BAŞLANGIÇ
-
05.01.2021 YENİ BİR YILA YELKEN AÇARKEN
-
28.12.2020 İNATTAN VAZGEÇME GEREĞİ
-
24.12.2020 ÇEVREYE ANKARA ATEŞİ
-
22.12.2020 EKONOMİ VE DOĞANIN İNTİKAMI
-
16.12.2020 BU RÖNTGENE DİKKAT EDİN
-
08.12.2020 OKUYUCULARIMA AÇIKLAMA
-
07.12.2020 ŞAKA GİBİ YÖNETİM
-
01.12.2020 TURİZM BAKANI HAKKINDA
-
27.11.2020 TÜRKİYE İLE BODRUM’UN SORUNLARI AYNI
-
25.11.2020 BİR TUHAF BODRUM KIŞI
-
16.11.2020 ACI REÇETEYİ YAZARKEN
-
13.11.2020 İŞİN ŞAKAYA GELİR TARAFI YOK
-
20.10.2020 BEKİR COŞKUN ANISINA
-
19.10.2020 FARKLI BİR BODRUM’A DOĞRU
-
15.10.2020 YANLIŞTA ISRAR ETMEMELİYİZ.
-
05.10.2020 VAKİT GİDEREK DARALIYOR
-
23.09.2020 GÖKOVA KONTROLÜ
-
05.09.2020 SAĞLIK ALARM VERİYOR
-
02.09.2020 KISITLI DEĞİL KISITSIZ BAYRAMLARA
-
28.08.2020 GEÇMİŞ OLSUN BODRUM
-
25.08.2020 SU-YOLSUZLUK-ADALET
-
24.08.2020 DOĞAYI BİTİRİYORUZ
-
14.08.2020 PEMBE MASALLAR VE PEMBE PROJELER
-
07.08.2020 KORONA-OKULLAR-EKONOMİ VE TATİL
-
04.08.2020 65 YAŞ DİYANET VE CHP
-
27.07.2020 KIBRIS TÜRK’TÜR TÜRK KALACAK
-
20.07.2020 AYASOFYA-İKTİDAR VE MUHALEFET
-
13.07.2020 NEYE İNANACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK
-
11.07.2020 PLAJLAR-İSKELE VE KOYLARIN GELECEĞİ
-
29.06.2020 KİTAP DÜNYASINDA GEZİNTİ
-
25.06.2020 BODRUM MÜZESİ’NİN HAZİN HALİ
-
22.06.2020 MASKE VE AÇIKLIK REJİMİ
-
15.06.2020 ESENGÜL VALİMİZİ UĞURLARKEN
-
09.06.2020 SADUN BORO'SUZ BEŞ YIL
-
08.06.2020 ÇEVRE NUTUKLA KORUNMUYOR
-
31.05.2020 NORMALE DÖNÜŞ GECİKMEMELİ
-
15.05.2020 AKILCI ÖNLEM İHTİYACI
-
11.05.2020 ÇEVRE VE İÇ TURİZM DİNAMİĞİ
-
24.04.2020 HALUK LEVENT’E DOKUNMAYIN BARİ
-
14.04.2020 TASARRUF YAPMAK VARKEN
-
13.04.2020 ORTAK AKIL İHTİYACI
-
07.04.2020 BODRUM’U MERAK ETMEYİN
-
06.04.2020 İNAT VİRÜSÜNE BULANMAK
-
14.03.2020 İÇ VE DIŞ VİRÜSLERE DİKKAT
-
09.03.2020 İÇ SİYASETTE ATEŞ KES GEREĞİ
-
02.03.2020 TÜRKİYE’NİN MENFAATİ İÇİN
-
28.02.2020 GERÇEKLER VE MUHALEFET
-
26.02.2020 HAYAT DEVAM EDİYOR
-
07.02.2020 BİZE NE LAZIM?
-
03.02.2020 KIZILAY KAN KAYBEDİYOR
-
25.01.2020 DENİZ TAKSİ GELİYOR
-
18.01.2020 MUĞLA’DAN BODRUM’A PROJELER
-
14.01.2020 GELECEĞİ İYİ PLANLAMAK GEREĞİ
-
07.01.2020 NASIL BİR TÜRKİYE?
-
02.01.2020 YENİ YILDA BODRUM
-
26.12.2019 YANLIŞLARI DÜZELTMEK MÜMKÜN
-
10.12.2019 BİR ÇAKARLI ARACINIZ EKSİKTİ
-
02.12.2019 BODRUM’DAN ÇIKAN DANS MİLLİ TAKIMI
-
28.11.2019 VERGİ Mİ TASARRUF MU?
-
23.11.2019 SUYU ARAYAN BODRUM
-
21.11.2019 HESAPSIZ KİTAPSIZ PROJELER
-
18.11.2019 DİKKAT KEÇİLER YEMESİN
-
09.11.2019 UFUKTA TASARRUF YOK
-
04.11.2019 KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
-
22.10.2019 Ümmete değil millete sahip çıkma gereği
-
14.10.2019 BODRUM’DA DAVOS RÜZGARI
-
04.10.2019 CUMHURİYET-OSMANLI TAPU SAVAŞI
-
30.09.2019 BODRUM ÜZERİNE SOHBET
-
27.09.2019 50-60 YIL GERİYE GİTTİK
-
20.09.2019 Zurnayı sevdirelim, iyi de nasıl olacak bu iş? (1)
-
20.09.2019 BALIK BAŞTAN KOKAR
-
16.09.2019 BODRUM İÇİN ANKARA’YA
-
05.09.2019 CHP NE YAPMAK İSTİYOR?
-
23.08.2019 ŞİKAYET YERİNE ÇÖZÜMDE BULUŞMA
-
05.08.2019 IŞILAY SAYGIN VE MURAT DEDEMAN
-
03.08.2019 YANGINLAR-DOĞA SEVGİSİ-GENÇLERİMİZ
-
30.07.2019 GÜZEL HABERLER GELİYOR
-
22.07.2019 KOMŞUDA DA İŞLER İYİ DEĞİL
-
20.07.2019 BİR TUHAF BODRUM
-
19.07.2019 BODRUM’DA KÜLTÜR SANAT VE ZEFİRYA
-
16.07.2019 BİR GARİP DEMOKRASİ
-
25.06.2019 DAĞ FARE DOĞURDU
-
20.06.2019 İNŞAATLA TURİZMİN SAVAŞI
-
14.06.2019 DÜNYA BİZİ KISKANIYOR
-
10.06.2019 BİZ SEÇİMİN PEŞİNDEN KOŞARKEN
-
25.05.2019 IHLARA VADİSİ-KAPADOKYA VE ÖTESİ
-
21.05.2019 KOLAYDAN BAŞLARSAK EĞER
-
20.05.2019 DEMOKRASİ VE MECLİSİMİZ
-
14.05.2019 BU SİSTEMİN ADI YOK
-
06.05.2019 Bodrum’un Acil İşleri…
-
30.04.2019 BİRLİKTE DOĞRULARA KOŞMA ZAMANI
-
27.04.2019 BÖYLE DÜZE ÇIKAMAYIZ
-
15.04.2019 SAYIMDAN ÖNEMLİ İŞLERİMİZ VAR
-
09.04.2019 BODRUM’DAN YÜKSELEN SES
-
05.04.2019 BODRUM’DAN ÖRNEK MESAJ
-
03.04.2019 SEÇİMİN RÖNTGENİ
-
02.04.2019 GELECEKTEN BEKLENTİMİZ
-
23.03.2019 BODRUM-KAŞ GİDİŞ GELİŞİ
-
18.03.2019 SEÇİM GÖZLEMLERİNE DEVAM
-
18.03.2019 SİYASET DİLİ VE DEMOKRASİ
-
12.03.2019 BODRUM’DA SEÇİM ÇALIŞMALARI
-
04.03.2019 SEÇİM ÖNCESİ BODRUM
-
02.03.2019 HAYALLER-GERÇEKLER VE BERAT
-
01.03.2019 BODRUM SİYASETİ
-
22.02.2019 DEVLET İMKANIYLA SEÇİM YARIŞI
-
14.02.2019 NEREDEN NEREYE TÜRKİYE
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.