• 08 March 2017, Wednesday 18:38
Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Av. Ezgi EFENDİOĞLU

Miras Paylaşımı

HUKUK KÖŞESİ / Av. Ezgi EFENDİOĞLU ÇİÇEK / [email protected]

Mirasın geçmesiyle birlikte paylaşma yapılana kadar mirasçılar arasında terekedeki tüm hak ve borçları kapsayacak şekilde miras ortaklığı söz konusu olur. Bu ortaklık kanundan doğan, zorunlu ve fakat geçici bir ortaklık türüdür. Mirasçıların tümü, terekedeki mallara elbirliği ile sahip olur ve bu durum mirasçıların özgür bir şekilde hareket etmelerine genellikle engel olmaktadır.

Miras paylaşımı tüm mirasçılar tarafından yapılacak bir paylaşma (taksim) sözleşmesiyle olabileceği gibi dava yoluyla da yapılması mümkündür. Uygulamada çoğu zaman mirasçılar arasında yaşanan çatışmalar ve anlaşmazlıklar nedeniyle paylaşımın dava yoluyla çözümlenmesi durumu ortaya çıksa da, mirasçılar aralarında yapacakları taksim sözleşmesi ile çok daha kısa ve daha az masraflı bir şekilde paylaşım sürecini yönetebileceklerdir.

Mirasçılar, mirasbırakanın ölümünden sonra miras paylarını belirlemek ve buna göre tereke mallarını paylaşmak amacıyla aralarında miras paylaşma (taksim) sözleşmesi yapabilirler. Mirasçıların tümünün katılımıyla yapılabilecek miras paylaşma sözleşmesinin en önemli geçerlilik şartı yazılı olmasıdır. Bunun yanı sıra paylaşma sözleşmesi mutlaka mirasbırakanın ölümünden sonra yapılmalıdır.

Mirasbırakanın ölümünden önce mirasçılar arasında yapılacak paylaşma sözleşmeleri ahlaka aykırı olup aynı zamanda geçersiz sayılacaktır. Miras paylaşım sözleşmesi yapılabilmesi için mirasın önceden paylaşılmamış olması gereklidir. Buna karşılık miras paylaşma sözleşmesi yapılmadan önce açılmış bir paylaşma davası var ise paylaşma sözleşmesinin yapılması durumunda bu dava sona erecektir. Zira, mirasçılar kendi aralarında yapmış oldukları paylaşma sözleşmesi ile sulh olmuş sayılacaktır.

Aksine bir düzenleme olmadıkça mirasçılar, paylaşmanın nasıl yapılacağını serbestçe kararlaştırabilirler. Mirasçılar bu şekilde anlaşamazlar ve mirasbırakan tarafından da mirasın nasıl paylaşılacağına ilişkin bir ölüme bağlı tasarrufta bulunmamış ise mirasçılardan biri veya birkaçı paylaşma davası açarak mirasın paylaşılmasını sağlayabilirler. Bu davayı açmak için herhangi bir süre öngörülmemiş olup, mirasçılar, mirasın açılmasından itibaren her zaman mirasın paylaşımı davasını açabilirler.

Dava yolu ile paylaşma yapılırken taraflar yani mirasçılar, terekedeki malların aynen veya buna olanak yok ise satış yoluyla paylaşımını talep edebilirler. Mahkeme, mirasçılara verilecek taşınmaz malların değeri birbirinden farklı olması durumunda, değerleri arasındaki farkı para ödenmesi yoluyla giderebilir. Bu sayede mirasçılar arasında hakkaniyete uygun bir paylaşım söz konusu olacaktır.

Miras paylaşımı davası mirasbırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesinde açılır. Dava açılmadan önce mirasçıların mirasçılık belgelerini almış olması gerekmektedir.

Bu noktada mirasçılık belgesinin artık noterlerden de kolaylıkla çıkarılabileceği hususunu okuyucularımıza hatırlatmak isteriz.

Mirasçıların çok sayıda ve terekenin de fazla miktarda olduğu durumlarda gerek miras paylaşım sözleşmesinin gerekse miras paylaşım davasının açılmasını bir avukat eliyle yapılmasını tavsiye etmekteyiz. Zira, sözleşmeden veya davanın sonuçlanmasından sonra mirasçılar başkaca bir hak iddia edemeyeceğinden mirasçıların, ileride hak kayıpları yaşamaları gündeme gelebilecektir.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık