• 31 December 2018, Monday 8:38
CanPulak

Can Pulak

DAHA İYİ BİR YIL DİLEĞİYLE

Çok şükür kişisel sağlığımız yerinde ama, ülke yönetiminde öyle üzücü ve sıkıcı gelişmeler yaşıyoruz ki, ruh sağlığımız tehlikeye düşebilir.

2018’i hep gergin, problemli, gelecekten endişeli şekilde geçirdik. İnşallah bir daha böyle bir yılı yaşamayız. Aslında bu görüşe iktidarı desteklemeyenler, yaptıklarından ürkenler, yani milletin yüzde 49’u sahip. AKP’ye oy verenler ise bizim gibi düşünmüyor, aksine çok beğeniyor, çok takdir ediyorlar gidişi. Üstelik her gün azarlanmamızdan, ötekileşmemizden de müthiş keyif alıyorlar.

Bizim şikayetimiz yönetim biçim ve modelinden.. Bu dünyayı değil ahreti hedefleyen politikalardan, devleti tepeden tırnağa değiştiren bir anlayış ve uygulamadan, Cumhuriyetin kurumlarına yapılan intikamcı makyajdan şikayetçiyiz. Milletin temel hak ve hürriyetlerini günün siyasi anlayışına göre biçimleyen bir idare, bizleri ciddi şekilde rahatsız ediyor. Araplaşmaya açıkça karşı çıkıyoruz, gerçek yerli ve milli bir modelden yanayız. Bu modelin en güzelini de, büyük önderimiz Atatürk’ümüz çizmiş… Şimdi yıllarca bu modelin tarihe gömülmesine uğraşıyorlar. Buna direniyoruz işte…

Yönetim bunu anlamamakta kararlı görünüyor. Öyle olunca bizim kararlığımız da daha keskinleşiyor. Bu ülkenin esenliğini istiyorsak, bir noktada buluşmak zorundayız. Önce isteklerimizi daha efendice ,birbirimize daha saygılı bir dille ve  ikna edici örnekler de vererek anlatmalıyız.

Hepimizin aynı şeyi düşünmemesi normaldir. Ama bu, farklı düşüncelere saygısızca yaklaşmamamızı, sürekli tahrik edici çıkış ve değerlendirmeler yapmamızı, kırıcı ve incitici bir dil kullanmamızı gerektirmez. Aksine birbirimize karşı daha dikkatli, anlayışlı ve sevecen davranmalı, milletçe kardeşliği pekiştiren bir tabloyu ortaya koymalıyız.

Milletin yarısı hergün azarlanmaktan, düşman muamelesi görmekten, televizyon ekranlarından fırlayan siyasetçileri dinlemekten bıktı. Bu yüzden televizyon haberlerini izleyenlerin sayısı giderek azalıyor. Yönetimin gösterdiği tablo, ne yazık ki gerçeklerle örtüşmüyor. Öyle olunca, inandırıcılık da etkisini kaybediyor işte. Oysa iktidarın yaptığı güzel şeyler de var. Yiğidi öldür ama hakkını ver. Herşey kötü değil ki bu ülkede. Bazı hizmetler iyi yapılıyor, bazı işler tıkır tıkır yürüyor ama, ötekileşen kesimin öfkesi ve kızgınlığı, tüm yapılan iyileri de sıfırlıyor.

Acaba diyorum, 2019’da daha dikkatli bir dil kullanamaz mıyız, daha özenli bir politika ortaya koyamaz mıyız, daha (benim yaptığım doğrudur) merkezli bir yönetim anlayışından uzak davranamaz mıyız? Niye olmasın, bu ülkenin ve milletin ortak çıkarlarını düşünürsek, siyasi hesaplarımızı öne çıkarmazsak, milleti birbiriyle kucaklaştırana kadar hırçın ve keskin davranışlardan kaçınırsak, Türkiye’yi kolayca düze çıkarırız. Bu konuda iktidara da, muhalefete de düşen önemli görevler var. Sadece iktidarı değil, muhalefeti de eleştirmek, yangına körükle gitmemelerini de söylemek lazım. İktidar beğenmediğimiz projelerle çıkıyorsa karşımıza, muhalefet de beğenilecek projeler üretmeli, haklılığını bu yolla ispatlamalıdır. Her Salı, saldırıya saldırı ile cevap vermek muhalefet olmamalı. Bunu da öğrenmeliyiz.

2019 zor bir yıl olacak gibi görünüyor. Yönetim ekonomimizin iyi gittiğini söylese de, gerçek rakamlar ve mevcut iktisadi tablo, durumun öyle olmadığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Gırtlağa kadar borcumuz var. Para piyasadan iyice çekildi. Patronlar zorda, özel sektörde çalışanların maaşları tehlikede. Bazıları yarım maaş ödüyorlar, bazıları üst yönetim idarecilerine maaş veremiyorlar. Küçük işletmeler daha da feci durumda. Birileri bunları bizi yönetenlere korkmadan söylese iyi olur…

Bir yandan Ordumuz sınırlarımızdaki tehlikeleri bertaraf etmeye çalışıyor, öte yandan devletin masrafları daha da büyüyor. Hani tasarruf edecektik, ne tasarrufu giderleri daha da arttırıyoruz. Yeni memurlar alıp duruyoruz, araçların modelini yeniliyoruz, habire devlete bina kiralayıp duruyoruz. Kendimizi kandırmayalım, sıkıntılarımızı daha da köpürtüp kabartıyoruz. Bunları aşabilmemiz için birbirimizi iyi anlamamız, birbirimizle iyi anlaşmamız, sorun ve problemlerin çözümünde buluşmamız ve ötekileştirmeyi ortadan kaldırmamız lazım. Bu ülke hepimizin, bu topraklar bizim, dostça ve insanca yaşamak varken, niye birbirimizle didişiyoruz, boğuşuyoruz ki..?

Farklı görüşlerden düşmanlık üretmek, farklı düşünce sahiplerini birbirine düşürmek ve (benim yaptığım doğrudur) inadını sürdürmek kimseye bir şey

kazandırmayacağı gibi, ülkemize  kaybettirmeye de devam eder. Gelin, nerede yanlışlık yapıyoruz, kolayca çözebileceğimiz sorunları nerede zora sokuyoruz, ekonomik ve siyasi sıkıntıları nasıl elele aşabiliriz, bunları efendice, uygarca konuşalım ve tartışalım. Kardeşlikten, dostluktan, birlik ve beraberlikten, ülkemizin çıkarları etrafında buluşmaktan kaçmayalım. Birbirimizi sakince dinleyelim ve anlamaya çalışalım. İyilikten fayda doğar, kötülükten ise daha büyük zararlara uğrayabiliriz.

2019’un sevgi ve kardeşlik yılı olmasını diliyorum. İnşallah yaptığımız yanlışları görür, bunları düzeltmek için samimi gayret sarfeder ve milletçe kucaklaşırız. Yeni yıl tüm milletimize ve devletimize hayırlı ve uğurlu olur inşallah. Hepinizi bu duygularla selamlıyor, gelecek 365 günün refah, bereket, sürekli sağlık ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. Şen ve esen kalın.                                                                 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık