• 21 July 2022, Thursday 9:21
MuhsinDURUCAN

Muhsin DURUCAN

ŞURADAN BURADAN, OKUR MUSUNUZ?

Hiç kimse okumuyor,

Ama yazan yazmaktan geri kalmıyor,

Çünkü yazmak yazanın uğraşı,

Gönül gücü, ekmeği aşı…

Ya yazan şaşı ya da okumayan şaşı…

 

*

Başlığımız Şuradan Buradan Okur Musunuz? oldu. Müzikte Potpori (kısa kısa karışım) adlı bir sözcük var. İşte O tür etkilenmelerimi aşağıda kısa kısa vermek istiyorum.

 

--- Piyasada malların fiyatları o kadar çok artıyor ki, insanlar akıl erdiremiyor. Marketler semt pazarlarının iki katı... Fiyatları uygun olduğunu hesaplayarak ya da kıyaslayarak kuyruk görüntüsü sergileyen lokantalarda kısa süre önce 5.-TL olan çorbanın fiyatı 20.- TL’ye yükseltilmiş. İnsanlar güç durumdalar. Birisinin: “Sizin vicdanınız hiç mi yok, bu kadar artışı nasıl yapıyorsunuz? Siz, her türlü denetimden uzak mısınız? ” dediğini duydum.

 

--- Dijital ortamda yazdığımız köşe yazılarımızın okur sayısı, bundan bir ya da birkaç yıl önce haftada binleri aşıyordu. Şimdilerde yüzlere ulaşmıyor! Acı ama gerçek değil mi?

 

--- Oku!” buyruğu, Tanrı emridir. Öğrencisi de öğretmeni de vatandaşı da okumuyor. Üstelik okumadan konuşuyor. Yolculuk yaptığım toplu taşım araçlarında sevimli, pırıl pırıl çocuklar görüyorum. Onlarla iletişim kurduğum oluyor. Bunlardan ilkokul, ortaokul hatta lise düzeyinde olanlar var. Duramıyorum, şöyle bir soru yöneltiyorum:

 

Başkentimiz olan İstanbul’dan sonra nüfusu en kalabalık şehrimiz hangisidir?

 

Uzun süre yanıt vermiyorlar. Sonra Ankara, vb mantığın onaylamadığı yanıtlar alıyorsunuz! Demek ki hiç kitap okumuyorlar ve sorudaki basit inceliği yakalamıyorlar. Oysa sınavlardaki uzunca bölümlü sorular, çok okuma ve düşünmeyle çözülür. Eğer eğitimciyseniz üzülüyorsunuz!

 

--- İnsanların giyim, kuşam ve görüntüleri de almış başını gidiyor. Örneğin; öğretmen ve memurlar için “Kıyafet yönetmeliği” yürürlüktedir. Özgürlük adına, kirli ve düzensiz saç-sakal birbirine karışmış, arkadan topuz yapılmış!

 

Geçtiğimiz günlerde metronun (yer altı treni)  açılan kapısından içeri adımı attım. Boş yere oturmaya yöneldim. İki seksen uzanırken kendimi topladım. Ayak ayaküstüne atan belli görüntülü insana anlamlı anlamı baktım. Pardon, der gibi oldu. Kardeşim böyle oturmanız bu tür araçlarda uygun mu? Evinizde oturabilirsiniz, dedim. Sesini yükseltti ve davranışını da bozdu! Karşısında oturan birisi, yaptığının hoş olmadığını’ söyledi. Ona da kızdı! Hani derler ya, ‘hem suçlu, hem güçlü’ topuzlu-sakallı adam… Bu ve yakınımdaki arkadaşının bir ara ek ders ücretlerinden ve okuldan söz ettiklerini duydum. Bana yakın olana, ‘Siz öğretmen misiniz?’ soruma ‘evet’ yanıtı aldım. O zaman ağzımdan  ‘şimdi öğretmenliğimden utandım!’ sözcükleri döküldü!

 

--- Para hırsı uğruna insanlar başkalarını hunharca öldürüyorlar! Değer mi şu üç günlük dünyada! Sonrasında kendisi cezaevine, ölenler mezarlığa… Eğitmeci Nazmi Arıkan Örneği…

---Gariplikler yaşıyoruz. İşte basından örnek: 

“ Üniversite Mezunu İşsiz Genç İntihar Etti. (Demirören Haber Ajansı - 3. Sayfa 20.02.2017 15.57

Samsun'da iş bulamayan üniversite mezunu genç, girdiği bunalım sonucu intihar etti. Samsun'da iş bulamayan üniversite mezunu 25 yaşındaki Burak Akyol, iddiaya göre girdiği bunalım sonucu evinde kendini iple tavana asarak intihar etti.

Ailesi sinir krizi geçirdi

 

Olay Samsun'un İlkadım İlçesi Saitbey Mahallesi'nde meydana geldi. Kırıkkale Üniversitesi Fransızca bölümü mezunu olan ve iş bulamadığı öne sürülen Burak Akyol, oturduğu apartmanın 4'ncü kattaki dairesinde kendini tavana iple astı. Gencin ailesi odasına girdiklerinde gördükleri manzara karşısında sinir krizi geçirdi. Gözyaşlarına boğulan yakınları durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen ekiplerin yaptığı incelemede Akyol'un öldüğü belirlendi.

Fenalık geçiren aile bireyleri de ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.”

 

--- Noktalama ve İnsanoğlu

 

“İnsanoğlu bir gün;

Virgülü kaybetti:
Söyledikleri birbirine karıştı.

Noktayı kaybetti:
Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları.

Ünlem işaretini kaybetti bir günde:
Sevincini, öfkesini, bütün duygularını kaybetti.

Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

İki noktayı kaybetti bir başka gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.

Hayatının sonuna geldiğinde
Elinde sadece tırnak işareti kalmıştı.
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca
."

 

                          Alex Kanevsky

 

                                       *

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık