- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 02 October 2018, Tuesday 19:07
- 5460 kez okundu
Yazmak, yaşamımda önemli bir yer tutuyor. Yazarken yaşamı daha iyi görüyorum ama, yazabilmek içinde okumam gerekiyor ki yaşadıklarımı daha iyi analiz edip sizlerle paylaşabileyim. Ne zamandır da daha önce yazdıklarım konusunda düşünüp durmaktayım, çünkü yazdıklarım sizlere ne veriyor... ne katıyor bilemiyorum.
Artık yazdıklarımın okurlarımın kafasında sorular oluşturmasını istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık düşünmez bir hal aldı... düşünmez ve de görmez. Her kesim kendi duvarları arasında, kendi bakış açılarıyla olayları yorumlar oldu. Elbette ki benim de bir bakış açım var ama ben okurlarımın, düşünmesini... sorgulamasını... sağlamak istiyorum.
Öyleyse başlayalım...
Ülkemiz malum on altı yıldır, aynı parti tarafından yönetilmekte ve de her seçim öncesi kendisine yeni güçler isteyerek ve bunları da alarak yeniden iktidar koltuğuna oturmaktadır. Ne mutlu ki halkımız kendi çoğunluk oyuyla seçtiği bu iktidardan hep mutlu olmuş... yeniden yeniden onu seçerek gücüne güç katmıştır desek, doğru olur mu?
Eyyy halkım, peki bu seçtiğin iktidar sana bir günden bir güne safsata şeylerin dışında, seni ileriye taşıyacak, sağlık... eğitim... iş... emeklilik... hakların olarak somut bir adımla gelmiş midir?
Hatırlamıyorsun değil mi?
Öncelikli olarak şunu düşünmenizi istiyorum, Türkiye vatandaşları olarak bizi on altı yılda kutuplaştırdılar. Hem de çok basit şekilde, biz-siz... oysa ki hepimiz için ortak payda nedir, bu topraklarda en iyi eğitimi almak, en iyi sağlık hizmetlerinden yararlanmak, en iyi iş imkanlarında, en iyi maaşlarla çalışmak gibi. ‘Biz – Siz’ toplumunda bireyler kendini bir tarafta hissediyorlar; yani aidiyet duygusu içindeler... bu duygu öylesine pompalandı ki artık toplum iç güdüleri ile davranır oldu. Akıl rafa kalktı. Çünkü aidiyet, insanı, özelliklede düşünemeyen insanı hayvansal güdülerle hareket etmeye sevk eder.
Ülkemde yaşanan tabloda tam budur. İster AKP'ye... isterse CHP'ye oy veren bireyler olsun, hepimiz bir zorunluluğa itildik. Aidiyet duygusu içinde olduğumuz partinin ne yaptığı, nerede durduğu, ne söylediği, ne yapacağının önemi kalmadı. Çünkü ya bizim partimiz seçilemezsek modundayız... düşünmüyoruz ki ‘bu parti ülkeme... ülkemin geleceğine... çocuklarıma... en iyi imkanları sağlayacak partimidir?’diye. Tek düşündüğümüz, aman biz kaybetmeyelim... aman biz kazanalım. İşte ülkemde artık düşünce ile oy kullanmıyoruz... içgüdülerimizle oy kullanıyoruz.
Sevgili halkım... biz niçin seçime gideriz, ülkeyi iyi yönetemeyenleri iktidardan düşürüp, daha iyi yöneteceklerin önünü açmak için değil mi? Bu şekilde hem seçilene, hem de seçilmek isteyene ne demiş oluruz, "Bizim için kim iyi şeyler yaparsa, yapacaksa, biz onu seçer ya da indiririz. Sizlerde ona göre hazırlanın."
Peki günümüzde, ne diyoruz, "Yaptıklarınızın, yapacaklarınızın bizim için bir önemi yok. Ben hep seninleyim. Çünkü sen bendensin."
Ey halkım bu şekilde devlet sistemi yürümez... çünkü sen bile sana her koşulda birisi inansa ve arkandayım dese, günden güne kendimin tekrarı olur ve işi sıkı tutmam. Ama bakın görün ki halk bu gücünü iktidara hissettirmezken, işadamlarımız ve de sizin anlayacağınız dille para babalarımız, hükümete çok sıkı ayarlar vermekte ve kendi çıkarları için yasalar çıkartabilmektedir.
En basiti, konkordato konusu, bunu duyuracak şirketlerin bile borcunun çokluğu önemli ve halk iflas ettim demeye kalktığında ise cebimizde o masrafları karşılayacak para bile yok ki konkordato ilan edelim... HAKKIMIZ olduğu halde.
BİZ - SİZ diye bölüneceğimize, dik bir duruşla iktidarı... muhalefeti... komple sarsacak bir duruş sergilememizin zamanı gelmedi mi?
-
28.05.2019 VAAT EDİLMİŞ UMUDUN SEÇİMİ
-
02.04.2019 HOŞ GELDİN BAHAR
-
07.09.2018 AYNI GEMİDE MİYİZ?
-
30.07.2018 Yüreğimin yarısı Yunanistan’da yandı!..
-
10.07.2018 Kardelen gibi güne gülümser umut
-
20.06.2018 Gerisi teferruat!
-
12.06.2018 Masalın sonu ...
-
28.05.2018 Her şey artık yalan
-
22.05.2018 Tamam mı?
-
14.02.2018 Ah o ötekiler …
-
23.01.2018 İncitme Yazıktır Atanı
-
20.12.2017 Vicdan
-
05.12.2017 “Milli Masal” bitiyor gibi …
-
11.11.2017 Yürü Türkiye!
-
23.10.2017 Aslında yaşamı çok seviyorum …
-
03.10.2017 Aynaya bakma zamanı
-
12.09.2017 Yeni Devlet(ler)
-
30.08.2017 Kardeşlik olmadan asla … Bu oyunu bozamayız!
-
14.08.2017 Bir Tokat … Bir Düş …
-
12.08.2017 “Ak”a karşı ‘Gökkuşağı’
-
28.06.2017 Anladınız
-
29.05.2017 Umutsuz Halk
-
31.03.2017 ‘Kardeşlik Günü’ hayırlı olsun …
-
15.03.2017 Gençlere güveniyoruz ‘Hayır’lısıyla …
-
07.03.2017 Güçler Ayrılığı ve Sürü olmak
-
13.02.2017 İkinci Baharı Yaşamak
-
23.01.2017 Çocukça bir dünya umudu
-
09.01.2017 Yeni Yıl … Merhaba!
-
02.01.2017 ‘Yeni Yemen Türküsü’
-
19.12.2016 Biraz daha tutsaydın!
-
12.12.2016 Narsist miyim?
-
05.09.2016 Ölen hep bizdendir; İNSAN …
-
23.08.2016 Biz aklımızı nerede bıraktık ...
-
16.08.2016 Anlamak
-
01.08.2016 Çocukların Düşleri
-
26.07.2016 Söz verebilir misin?
-
18.07.2016 Kör kütük sevdalıyım sana ...
-
11.07.2016 Karanlığımızda yok olmamak için
-
04.07.2016 Acıdolu
-
27.06.2016 Merhaba
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.