• 02 October 2018, Tuesday 19:07
GökhanGURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU...

'AİDİYET DUYGUSUNU AŞALIM'

 

           Yazmak, yaşamımda önemli bir yer tutuyor. Yazarken yaşamı daha iyi görüyorum ama, yazabilmek içinde okumam gerekiyor ki yaşadıklarımı daha iyi analiz edip sizlerle paylaşabileyim. Ne zamandır da daha önce yazdıklarım konusunda düşünüp durmaktayım, çünkü yazdıklarım sizlere ne veriyor... ne katıyor bilemiyorum.

            Artık yazdıklarımın okurlarımın kafasında sorular oluşturmasını istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık düşünmez bir hal aldı... düşünmez ve de görmez. Her kesim kendi duvarları arasında, kendi bakış açılarıyla olayları yorumlar oldu. Elbette ki benim de bir bakış açım var ama ben okurlarımın, düşünmesini... sorgulamasını... sağlamak istiyorum.

            Öyleyse başlayalım...

            Ülkemiz malum on altı yıldır, aynı parti tarafından yönetilmekte ve de her seçim öncesi kendisine yeni güçler isteyerek ve bunları da alarak yeniden iktidar koltuğuna oturmaktadır. Ne mutlu ki halkımız kendi çoğunluk oyuyla seçtiği bu iktidardan hep mutlu olmuş... yeniden yeniden onu seçerek gücüne güç katmıştır desek, doğru olur mu?

            Eyyy halkım, peki bu seçtiğin iktidar sana bir günden bir güne safsata şeylerin dışında, seni ileriye taşıyacak, sağlık... eğitim... iş... emeklilik... hakların olarak somut bir adımla gelmiş midir?

            Hatırlamıyorsun değil mi?

            Öncelikli olarak şunu düşünmenizi istiyorum, Türkiye vatandaşları olarak bizi on altı yılda kutuplaştırdılar. Hem de çok basit şekilde, biz-siz... oysa ki hepimiz için ortak payda nedir, bu topraklarda en iyi eğitimi almak, en iyi sağlık hizmetlerinden yararlanmak, en iyi iş imkanlarında, en iyi maaşlarla çalışmak gibi. ‘Biz – Siz’ toplumunda bireyler kendini bir tarafta hissediyorlar; yani aidiyet duygusu içindeler... bu duygu öylesine pompalandı ki artık toplum iç güdüleri ile davranır oldu. Akıl rafa kalktı. Çünkü aidiyet, insanı, özelliklede düşünemeyen insanı hayvansal güdülerle hareket etmeye sevk eder.

            Ülkemde yaşanan tabloda tam budur. İster AKP'ye... isterse CHP'ye oy veren bireyler olsun, hepimiz bir zorunluluğa itildik. Aidiyet duygusu içinde olduğumuz partinin ne yaptığı, nerede durduğu, ne söylediği, ne yapacağının önemi kalmadı. Çünkü ya bizim partimiz seçilemezsek modundayız... düşünmüyoruz ki ‘bu parti ülkeme... ülkemin geleceğine... çocuklarıma... en iyi imkanları sağlayacak partimidir?’diye.  Tek düşündüğümüz, aman biz kaybetmeyelim... aman biz kazanalım. İşte ülkemde artık düşünce ile oy kullanmıyoruz... içgüdülerimizle oy kullanıyoruz.

            Sevgili halkım... biz niçin seçime gideriz, ülkeyi iyi yönetemeyenleri iktidardan düşürüp, daha iyi yöneteceklerin önünü açmak için değil mi? Bu şekilde hem seçilene, hem de seçilmek isteyene ne demiş oluruz, "Bizim için kim iyi şeyler yaparsa, yapacaksa, biz onu seçer ya da indiririz. Sizlerde ona göre hazırlanın."

            Peki günümüzde, ne diyoruz, "Yaptıklarınızın, yapacaklarınızın bizim için bir önemi yok. Ben hep seninleyim. Çünkü sen bendensin."

            Ey halkım bu şekilde devlet sistemi yürümez... çünkü sen bile sana her koşulda birisi inansa ve arkandayım dese, günden güne kendimin tekrarı olur ve işi sıkı tutmam. Ama bakın görün ki halk bu gücünü iktidara hissettirmezken, işadamlarımız ve de sizin anlayacağınız dille para babalarımız, hükümete çok sıkı ayarlar vermekte ve kendi çıkarları için yasalar çıkartabilmektedir.

            En basiti, konkordato konusu, bunu duyuracak şirketlerin bile borcunun çokluğu önemli ve halk iflas ettim demeye kalktığında ise cebimizde o masrafları karşılayacak para bile yok ki konkordato ilan edelim... HAKKIMIZ olduğu halde.

            BİZ - SİZ diye bölüneceğimize, dik bir duruşla iktidarı... muhalefeti... komple sarsacak bir duruş sergilememizin zamanı gelmedi mi?


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık