• 02 April 2019, Tuesday 16:47
GökhanGURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU...

HOŞ GELDİN BAHAR

            Merhaba, uzun zamandır soluğumu tutmuş bekliyordum... baharı mı?

            Yok efendim baharı değil... kendimi yeniden yazmayı. İnsan kendini yazabilir mi? İnsan istedi mi her şeyi yazar. Bakın ülkeme, yıllar sonra ilk kez renkler değişiverdi hem de küçücük bir kıpırdanışla.

            23 Nisan 1920 yılından bu yana seçme ve seçilme özgürlüğümüzü kullanıyoruz. Demokrasi dediğimiz bu kıyafet içerisinde, ne kadar demokrasi denilen olguyu yaşatabiliyorsak artık, ki özgürlüğümüzde ayriyeten tartışılacak konudur ama, yazacaklarım bunlarla ilintili olsa da bu konuların teorisine girmeyelim derim.

            Kendi adıma sandığı ve sunulan bu demokratik dayatmayı sevmesem de sonuç itibariyle, devletin bana sunduğu seçme hakkımı da kullanmadan edemiyorum, son seçimler boyunca. Çünkü artık ülkemiz adına iki kutuplu bir politik süreç işlemektedir. Bir taraf cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan yönetimsel sistemi sürdürmek isterken, diğer tarafta bunu değiştirerek, değiştirdiği şu anki sistemi sürdürmek ve de oturttmaktan yanadır. İşte bu noktada bir tarafı seçme zorunluluğu doğmaktadır.

            Bu seçimlerde iki umutla sandığa gittim. Birincisi muhalefette bulunan CHP'nin, daha halka yakın politikalar üreterek, ülke yönetiminde de söz sahibi olmasını sağlayacak, yerel yönetim anlayışlarını geliştirmesinin kaçınılmaz olduğunun farkındalığını görmüş olması umuduydu ki bunu seçim kampanyaları boyunca hissettirdi. İkincisi ise iktidar partisinin de artık bu ülkenin en azından yarısının da bu ülkenin vatandaşı olduğunu anlamasının gerekliliği idi ki seçim sonuçları, ona bunu misliyle anımsattı gibi görünüyor.

            Ne demiştik, kendini yazmak, evet bu seçimlerde halk kendisini yazmıştır ve ülkeyi yönetiyor gibi görünüp de yönetemeyenlere bir ders vermiştir ya da seçim meydanlarında denildiği gibi "kulak çekilmiştir".

            İktidar partisinin alacağı derslerden öte muhalefetin alacağı dersler daha çoktur ve de önemlidir. Bir kere halka gitmenin gerekliliği bir kez daha önem kazanmıştır. Ekonomik sıkıntılar, işsizlik, sağlık sorunları, emeklilik ve de sosyal haklar konusunda muhalefet halka daha net mesajlar vermelidir artık. Bu ülke sadece iş adamları ve de finans sektörlerinin at koşturduğu bir meydan değildir. Demokrasilerde seçme hakkı neden halka verilmiştir. Yanlış yapanı görevinden demokratik yollarla alabilmek için. Ama halkın da yerine getireceğinin kimin yanında olacağını bilmek isteyeceği aşikardır.

            Çiftçilik, hayvancılık, işsizlik, eğitim gibi konulara değinene bir muhalefet, belediye seçimlerinde oyunu arttırmış ve hatta alınması imkansız görülen illeri almayı başarmıştır. Halkın yaktığı bu yeşil ışığı muhalefet partilerinin iyi değerlendirmesi şarttır.

            Dediğim gibi kendini yeniden yazan halkın karşısında sorumluluğu bin kat daha artan muhalefetin de artık kendini bu bahardan itibaren yeniden yazması şarttır.

            Bahar ola... kırlangıçlar göç ede pencerelerinize. Umut ve sevinç dola hanelere. Yüzü güle halkımın.

            Hoş geldin bahar.

 

  


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık