• 18 July 2016, Monday 19:33
GökhanGURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU...

Kör kütük sevdalıyım sana ...

Gökhan GURBETOĞLU

Şimdi yüreğimi alıp gitmek istiyorum…

İyi geceler Türkiye… İyi geceler.

Tam uyumak üzereydim ki korna sesleriyle uykum kaçtı… Önce düğün dedim… Sonra “Fenerbahçe yine şampiyon olduğunu sanıyor herhalde” diye düşündüm… Sonra kesin dedim ki milli takım Avrupa Kupasını çalıp ülkemize geldi… Ama hiç biri olamazdı. Çünkü sela okuyordu camilerden imamlar.

Yataktan fırladım… Darbe girişimi oldu kesin dedim…

Bu sefer tutturmuşumdur eminim… Ama evde teknolojik bir şey yoktu ki… TV’yi atalı on yıl oldu… Bilgisayar ise sokmadık eve… Telefon da kullanmam… Eee ne yapayım… Çıkayım sokaklara. Halktan korkulmaz ya… BEN DE HALKIM… Ne de olsa değil mi?

Giyinip sokağa attım kendimi… Sokakta insanlar var ama asıl mahşer caddede. Hızla caddeye çıkınca gördüm ki Esenyurt Köyiçi’ne doğru bir insan akını var ve ülkücü… Ümmetçi abiler ablalar tekbir getiriyor. Anlamak için soruyorum… Cevap net; “Biz’e darbe yapmaya kalktı soysuzlar”

Kim lan bu “SOYSUZLAR”… Size darbe yaptılar da biz neciyiz bu ülkede!? Biz de oy veriyoruz… Siz yüzde kırk dokuzsanız biz de yüzde elli biriz. Darbenin bir ucu da elbet bize de dokunur. Demokrasi… Özgürlükler… Adalet askıya alınır… Suçlu suçsuz demeden insanlar heba edilir.

Ben de bağırmak istiyorum…

DARBEYE HAYIR… YAŞASIN, ÖZGÜRLÜK VE KARDEŞLİK!..

Beynim bir anda dur dedi… Dur. Bu kalabalık bunu kaldıracak, anlayacak düzeyde değil…

ONLAR VATANI KURTARMANIN HEYECANINDALAR.

Köyiçindeki dükkanıma gidip internete girdim ve ne göreyim… Darbe iktidara karşı yapılmış ama muhalif kanallar kapalı… Bir TRT yok ortada… Özel kanallar haber üzerine haber veriyorlar. Kanal D ise dünya yansa umurumda değil havasında, magazine takılmış… Star dizilerle avutuyor halkımı…

Bu nasıl darbe, düşündüm bir an. Başkomutan halka ilk hedefini gösteriyor… Savulun “MİLLİ İRADE” var meydanlarda. Polise ne gerek var. Bu bir gövde gösterisi gibi geliyor bana. Darbe dediğin böyle mi olur… Ben hatırlamasam da darbelerde hiç kimse bu kadar rahat olamaz. Başkomutan bile rahat olamaz. Habere bak hele… Atatürk Hava Alanına uçak indirmiyor darbeciler ama Başkomutanımız ne kadar da rahat iniyor hava alanına. Çok şüpheciyim… MİT’e iş için müracaat mı etsem acaba.

Fakat kendimi işin sıcak yanından yavaş yavaş alınca görüyorum ki ortada çok can sıkıcı bir durum var. İçime bir sıkıntı takılıyor, hem de bir değil iki sebepten dolayı.

Birincisi, demokrasi açısından… Ne olursa olsun eğer ki ülkemde demokrasi kazanacaksa, demokratik yollarla gelenler, yine demokratik yollarla gitmeli. Gitmeli ki demokrasi işleyebilsin ve insanlar halkın beğenmediğini isterse iktidardan indirmeyi başarabildiğini görüp geleceğe gülümseyen insanlar bırakabilsin.

İkincisi ise, halkın bu kadar yoğun olarak ekonomik ve de siyasal olarak ezildiği, dışlandığı bir dönemde böyle bir olay, ancak iktidarın elini kuvvetlendirmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Bu iktidarı kahramanlaştırmaktan ve de yıllardır sıkıştıklarında yaptıkları gibi, mağduru oynamalarına imkan tanıyacaktır.

Kafama bu noktada da takılan bazı sorular var ama bunları şimdilik kovmam gerekiyor deyip dükkandan çıkıp evime doğru yöneliyorum. Dışarısı daha sakin… Halkım biraz deşarj olup evlerine dönmüş, dönüyor. Dışarıda yüzde bir bile kalmıyor.

Evime girip bir su alıp penceremin kenarına oturuyorum… Sesler azalıyor… Polis sirenleri duyuyorum… Beylikdüzü’ne doğru polis korteji eşliğinde bir grup kornalar çalarak geçiyorlar yirmi araç kadar varlar. Onlar da uzaklaşınca selaların dışında gürültü kalmıyor. Bir cami bitiyor, öbürü başlıyor. Onlar da susmak üzere…

Aklım bir şeye takılıyor… hem de çok net takılıyor. Ben de darbeye karşıyım ama bunu ifade edecek özgürlüğüm yok. Çünkü, benim ifade şeklim onlarınkinden farklı ve beni aralarında istemezler. Oysa ki darbeler demokrasi ve de özgürlükleri kaldırır en çok. Ve ben bunu haykırmak istiyorum… Ama olmuyor. Boğazıma takılıyor bir şeyler.

Peki benim darbeye karşı olduğumu haykırabileceğim ortam niye yok ülkemde… Neden ülkem çok renkliliğiyle övünürken, hep tek renk kalmakta ısrar eder ki… Neden?

Darbe savuşturulacak gibi… Polise ya da başka bir güce gerek kalmadan… “MİLLİ İRADE”ci halkım tarafından.

Özgürlüklerimiz askıya alınmamış olacak… Yarın uyanınca.

Çok mutluyum… Ama demokrasi nerede… Ülkemin tüm renkleri için… Nerede?

Ve ben… Ben şimdi…

Şimdi yüreğimi alıp başka bir memleket aramak geliyor içimden ama kahretsin ki kör kütük sevdalıyım bu memlekete.

(16 Temmuz 2016 Cumartesi 03:29) 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık