• 30 July 2018, Monday 19:16
GökhanGURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU...

Yüreğimin yarısı Yunanistan’da yandı!..

Gökhan GURBETOĞLU

 

 

Sosyal medya insanlara fikirlerinin doğru olduğunu kanıtlama olanağı vermiştir ki tam bu esnada yıllardır ülkemizde yoksul, eğitimsiz halka aşılanan ‘sözde milli duygular’ on altı yıldır iktidarda olan hükümet tarafından da ajite edilerek bir “fikir” haline getirilmiştir.

Artık onlar da bir “fikre” sahiptir, hem de milyonlarca kişi de “aynı fikre” sahiptir.Bu da sosyal medyanın aynı fikirli insanları bir araya toplayarak, gerek küfürleşerek gerekse kindar söylemlerle deşarj olup tatmine ulaşmasına yol açmıştır.İktidar da medyayı hakimiyetine alarak bunu iyice körüklemektedir.

Hatırlanırsa, seçimler öncesi köşe yazarları (iktidar yanlısı, ki hangisi değil sorusu da sorulabilir, ama siz sormayın) seçimi kaybetmeleri sonrasında kendileri de dahil bir çok kişiden hesap sorulacağını dillendirdiler.İşte bu bile onlarda kendi fikrini koruma içgüdüsü yarattı.

Zaten iktidar da koltuğunu yıllardır bu şekilde korumuyor mu?

“Ben gidersem, borcunuzu ödeyemezsiniz, eviniz gider …”

“Ben olmazsam işler iyi gitmiyor, şu sefil maaşı bile size vermezler işten atılırsınız …”

“Ben olmazsam sizi bana destek olduğunuz için, benim yaptığım yöntemlerle, malınızı mülkünüzü elinizden alırlar …”

Dillenmeyen bu korku çemberi, ‘tek adam’ı adım adım yaratmaya vesile oluyordu, oldu da.

Sosyal medya bu ‘tek adam’a sevgi ve sempatiyi körükleyen en büyük unsur olarak duruyor önümüzde. İnsan toplumsal bir varlıksa, onlar da bir toplumsala ait hissetmek istiyorlar kendilerini... Onlar, bilmeden de olsa kendinden saydıkları liderlerine inanıyorlar tüm olumsuzluklara rağmen.Çünkü sosyal medya ve de yaygın medya sürekli lideri övüp onlara geleceğe dair umutlar pazarlıyorlar.

Yaptığımız tek şey dış borçlarla bina, yol, köprü ve son şaheser havaalanı... Hiç uçağa binecek parası olmayan halk buna nasıl bu kadar sevinir ve öğünür bununla. Sosyal medyada bol bol ortak arkadaşlar, sosyal olmak, değiştirir insanı.

Öylesine safsatalarla dolu ki sosyal medya, insan o inanıyor diye inanıyor.Çünkü o daha bilgili, o akil kişi ... Oysa bildikleri ne var?Biz biliyoruz ama halkımız bilmiyor.İşte bu noktada da tek suçlu yine toplum... devlet olarak karşımıza çıkıyor.

Eğitim seferberliğimize ellilerde inen o müthiş darbenin ardından gün be gün felç olduk. Seksen darbesi umutların sonunu yazdı, korkak bir nesil doğdu... Eğitilmeyen. Şimdi kalkıp ilkokul mezunu nasıl öğretmen olur diyenlere tek diyeceğimiz şey kalıyor... Onlar şimdiki üniversite mezunlarından kat be kat hayatı tanıyan ve aktaran insanlardı.

İnsana hayatı anlatamıyorsak, yaşamayı anlatamıyorsak, sevmeyi, paylaşmayı, acıyı anlatamıyorsak insanlık ölmüş demektir. Bunun en büyük kanıtı da sosyal medyada Madımak’taki canlar için, Suruç’taki canlar için, Ankara Garı’ndaki canlar için “iyi oldu” diyenler, nasıl Yunanistan’daki canlar için aynı söylemi kullanmasın!..

İktidar, dindar nesil yetiştiremese de kindar bir nesil yetiştirmeyi başarmıştır.

Yüreğimin yarısı nasıl Madımak’ta yandıysa seneler önce, şimdi de Yunanistan’da yanmıştır.

İnsanlığın başı sağ olsun.

İnsanlığımdan utanıyorum ... Hem de çok ...


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık