• 20 December 2017, Wednesday 18:56
GökhanGURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU...

Vicdan

Gökhan GURBETOĞLU

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi Temmuz-Ağustos-Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 oranında büyüdü.

Hepimiz bu haberi ve peşinden gelen değerlendirmeleri duyduk ve de izledik… İzledik ve de şaşırdık. Büyüyen bir ekonomide nasıl oluyor da gelir seviyemiz artmıyor. Oysa ki biz tarımda dünya birincisiyiz… Oysa milli gelirimiz her geçen gün artıyor ama gelin görün ki kimse ülkede geçim sıkıntısı çeken kişilerin ya da fakirleşmenin yüzde kaç arttığından bahseden yok. Sevgili TÜİK yetkilileri neden bunun araştırmasını yapmazlar ve açıklamazlar.

William A. Pelz , Modern Avrupa Halkları Tarihi adlı kitabında şunları yazar; “İstatistikler, ekonomik gelişmeler yüzünden harcanmış insanları göstermez. Geçici veya yarı zamanlı işlerle hayata tutunmaya çalışanların çektiği ıstırapları açığa çıkarmaz. Geride kalan bir parça haysiyete tutunmaya çalışmalarına rağmen, sabrın sınırlarına kadar zorlanmış insanların o küçük düşürücü güvensizliğini de tarif edemez.”

İşte hayatı anlatamayan istatistiklerle bizleri uyutup umutlandırırlar. Başkalarının cepleri, rant gelirinden, faiz gelirinden, emeğin yarattığı artı değeri kat kat çalarak ve de devletin sunduğu ve bizlerin bilmediği ya da bizlere açıklanmayan teşviklerle iyiden iyiye zenginleşen kesim ve fakirleşen işçi, emekçi, ücretli kesim.

Tüketim toplumları içerisinde 13. ülkeymişiz… En çok para harcayan ülke yani… Demek ki fakir değilmişiz… Zaten milli gelirimiz de 25 bin dolarlara çıkmış… Helal bize…

Ağlayanlar, en alttakiler, daha da sömürülüp ezilmeye hazır olun.

Bu gerçek tabloyu görünce gelecek gerçekten de korkunç geliyor bana. Çünkü, ülkemiz AKP iktidarının alıp yürüdüğü şu süreçte tamamıyla sermaye yanlısı politikalar ile yerli sermayeyi kendisine bağlamış, yabancı sermayeyi de ben olmazsam haklarınız gider pozisyonuna sokmuştur. İki gruba da çok büyük tavizler verilmiştir. Enflasyon başını alıp gitmiş olmasına rağmen işçiye, emekliye, memura, ölmeden yaşayacağı ücretler verilmektedir ki, bu bizim de günden güne sömürü ülkelerinde yaşanan ucuz işçi ordusu konumuna sokulduğumuz anlamına gelmektedir.

Önce bal çalınıp şükür zihniyeti oluşturulmuştur her kesimde… Şimdi de bu zihniyetin meyveleri toplanmaktadır AKP iktidarınca. Sendikalar bitirilmiş, grevler yasaklanmış, OHAL yönetimi ve de KHK’ler ile insanlar denetim altında tutulmaktadır. Ülkedeki her türlü muhalefet susturulmaktadır. Susturmak için tehdit edilmektedir.

Son CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalar, Bakanın “Sen bittin” lafı, Cumhurbaşkanının “Devamı gelecek” sözü, hepsi birer tehdittir.

Ama beni asıl korkutan ise 2019 seçimleri sonrasında AKP iktidarı devrilir ise bu sermayedarların yeni iktidara verecekleri tepki ya da refleks ne olacaktır. Çünkü, gelecek iktidar büyük ihtimalle halk desteği ile sermayeye karşı gelecektir. Yeni iktidarın ücretlerde yapacağı oynamalar, sosyal haklarda yapacağı iyileştirmeler, işveren çevrelerince nasıl karşılanacaktır? Yine medya kuruluşlarından bangır bangır iktidarı mı savunacaklar, yoksa çamur üstüne çamur mu atacaklar?

İşte bu noktada ben ülkemiz adına çok ama çok endişeliyim… Çünkü, sermayedarlar (kapitalistler) için dindar nesiller daha bir cazip gelmiş görünüyor… Ortadaki tabloya bakarsak: Halk ezilsin, baskı altında tutulsun, muhalefet sessiz kalsın ya da bazıları gibi iktidarı savunsun milli bir kisve altında, ama kendileri, vur patlasın, çal oynasın yaşasınlar, harcasınlar. Onların milli gelirden aldıkları pay artarken işçi ve ücretlilerin ve hatta çiftçinin milli gelirden aldıkları pay sürekli azalmaktadır.

Bu cennet vatanı halkı için cennet yapamayan bir iktidar Hak’ka da hizmet etmiyor demektir.

Hani deriz ya “Yukarda Allah var” diye…

Bir de ne deriz bilirsiniz; “Allah’tan umut kesilmez” …

Ama bir de denir ki: “İşimiz Allah’a kaldıysa …”

Bu nedenle, tüm Türkiye vatandaşı olan insanlar ellerini vicdanlarına koyup, muhasebelerini yapıp sandığa öyle gitsinler diyorum.

Bir de diyorum ki: “Allah hepimizin vicdanında yaşıyordur inşallah” …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık