Gökhan GURBETOĞLU...

Gökhan GURBETOĞLU

 

Günler kaldı... Türkiye’nin, en heyecanla, en coşkuyla, en merakla beklenen seçimine.

Dile kolay on altı yıl... Say say bitmez. Oğlum delikanlı oldu mesela... Çocuklar baba... Babalar dede... Neredeyse bir çeyrek asır demek.

İnsan neler yapmaz ki on altı yılda, değil mi?

Ya bir devlet neler yapabilir sizce?

İşte bunun için, cumhuriyetin ilk kuruluş günlerini hatırlarsak, bir devletin neler neler yapabileceğini de görebiliriz.

Peki son on altı yılda sürekli güç isteyen AKP hükümetleri ülkeyi yönetirken bu gücü nasıl kullandı?

Cevap hepimizin bildiği bir gerçek... Kendi yandaşına, yalakasına ve de iktidarını koruyacak unsurlar çıkarına kullandı devlet olma gücünü ve sonuç: Halktan kopan bir iktidar ... Ve de şimdi ...

Kendisini halka anlatamayan bir iktidar ve lider karşısındayız.

Erken seçim kararı alındığında da cumhurbaşkanı adayları açıklandığında da bu seçimden hiç ümidim yoktu.Ama Recep Tayyip Erdoğan’ı mitinglerde, TV programlarında gördükçe fark ettim ki biz de ‘HAVUZ MEDYASI’nın gölgesi altında kalmışız.

Her fırsatta... herkese “EY” diye seslenen Tayyip Bey’in sesinde, soluğunda, nefesinde, heyecanında bir azalma var.

AKP’nin düzenlediği basına kapalı toplantılarda on altı yıl sonra ilk kez, “ASRIN LİDERİ” tarafından, kamuoyu araştırmalarının kötülüğünden, işin çantada keklik olmadığından, tatile çıkılmamasından bahsediliyor.Yaşlılık mıdır yoksa yorgunluk mudur bilinmez ama yıllar, tarihler, açılışlar karıştırılır oldu.

Kocaman bir telaş var sanki AKP içinde... Bitse de kurtulsak havası. Ama gücü bırakmak istemiyorlar ve de istemedikleri için de olsa gerek, yine kana, kine sırtlarını dayama çabası var.

Suruç’ta yaşanan olay AKP tahriki olmasına rağmen, iş başka adreslere ihale edilmeye çalışılıyor. Ama halk artık geçim derdinde... Karnı aç!..

Ve unutmamalı ki aç insan; sadece ve sadece kendisini “AÇ BIRAKANA” kin duyar...

Gerisi teferruattır artık onun için.