• 15 March 2017, Wednesday 18:52
HüseyinSerin

Hüseyin Serin

Dünkü resimler gibi …

Yaşarken - Hüseyin SERİN / Emekli Öğretmen

Yaşam; sahilde türlü oyunlarla koyun koyuna sevgicik. Sevgi denizde ekmek. Sevgiyi denize ekmekse açlık. Bense sevgiye yangın. Sense tek tel saç. Ezik, kırık varlık.

Ben neredeyim? Hamile Kadın Dağı küçük oğlunu emzirirken uzandığı yerden paraşüt atlama yerinin sol baldırında küskünlerdeyim. Denizdeki balıkçı teknesinin dümen kolunu özlüyorum. Midye dolma satan gencin yanık sesinin ortasındayım. Yanda balık kızartan aşçının terindeyim. Yalansam eğer Ören sahili kör mü sevgicik.

Sana uzanan sesi duy sevgicik. Dönüp dolaşıp da oturup kalmasın kucağında o sarhoşluk. Islak tenin, nefesin, anlık zaafların zehir olup sokmasın seni. İzin verme. İyot kokuları arasında boğulup kalmayasın geçen yılki resimler gibi.

Denizin nemi gözlerinde mi? Yoksa daralmalarını ıslak ıslak astın mı önündeki palmiye kurusunun dağ rengine, yağmurlar düşürürken dallarından o bikinili göğüslerine.

Sesin alaylıydı o zaman, aşağılayıcı. Şu renkliliğin güzelliklerini iç derken iç sesin temmuzun orta yerinde akşam üstü. Mavinin içinde mavileşen bir tek saç telisin sen çoğullaşamayan. Tenin bıraksa aklın kovalıyor. Acı batıp kalmış içinde işte zengince. Renklere rendelettikçe kendini …

(Mayıs/Haziran 2016 MİLAS)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık