- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 28 June 2017, Wednesday 19:48
- 2602 kez okundu
Yaşarken - Hüseyin SERİN / Emekli Öğretmen
Yıllar sonra bile o sımsıcaklık halâ şırıl şırıl akıyor işte. Şu ya da bu dertlerin dolu dizgin nerelere koştukları bilinirken. Ve tenler dolaşıp dururken ortak ateşler içlerinde.
Bakınca gözlerine kıpır kıpır olduğunu, dudaklarının hatta seyridiğine tanık oldum; dünde olanları, kalanları sıralarken yüzüme. Sanırım her şeyden önemlisi yüreğimizmiş. Yokluklarda nasıl nefes almışız, vermişiz. Sence bunun adı ne?
Şimdi karşımdasın ya yıllar sonra yine, bir adım ötemdesin ya. Nefesinin sıcaklığı tenimi yakıyor ya. Dudakların o vişne dudakların beni görünce tökezliyor ya ilk günkü gibi. Dünün, dünden bugüne sarkan acılarını döküyorsun ya bir adım ötemde, neredeyse soluk soluğa. Sence bunun adı nedir?
Ben biliyorum, sen biliyorsun, biz biliyoruz. Yıllar sonra bedenlerimizi karşı karşıya yığan nedenleri, nedenlerin nedenlerini ...
Ortak noktamız sessiz, ihtirassız sevgimizdi bizim. Bir de gülün kokusunun direnci. Bir de karanfil zambak karışımı zamanların sahiplenmesiydi bizi. Az mı çekmiştik kahırlarını yoklukların. Geleceği düzene sokma uğraşlarında.
Yıllar sonra yine burun burunayız işte. Nefeslerimiz karışıyor birbirine. Hiçbir olgu yitirilmemiş sanki. Değeri azalmamış! Öylece duruyor işte. O ilk yıllardaki ateş, susamışlık, doyumsuzluk.
Hafiften mayhoşum, durgunum ve de yangın yeri. Dilin çözüldü ya. Dilim karıştı ya sana bakışlarındaki, dudak kıvrımlarındaki hüzünleri görünce. Artık ne kadarını sığdırabilirsek ayak üstü dertleniyoruz yine.
Dedikodular yine nereden haber aldılarsa bulmuşlar bizi. Orada, burada, şuradalar. Fiskos, fiskos. Aman boşver. Her şey olacağına varır. Artık aldırmıyorum sen de aldırma diyorsun: Zamanı iyi kullanmak gerek. Unutuvermişim böyle zamanlarda saatin nasıl fuleli koştuğunu. Unutuvermişiz işte.
Sıcaklığının sarıp sarmaladığı teninde gözlerim. Dudaklarının oynayışını, dudaklarımın dudaklarını nasıl yerle bir ettiğini anlayamadık nasılsa. Birbirimize karıştık. Eridiler boylanan hasretler, sevgi. Orada bir olduk. Yan yana, omuz omuza yeniden, yeniden. Özlemişim, özlemişsin, özlemişiz bizi. Nedenler ne kadar karşı çıksalar da. Saklansak, unutmaya çalışsak da oluru yokmuş bu ateşin.
Titriyoruz ayak üstü nefes nefese. Heyecan kıtır kıtır doğruyor ikimizi de. Yine de alamıyoruz kendimizi. Her yer çiçek. Baharlar içindeyiz. Yıllar sonra aynı dakikalarda.
Uzatılan evrakları elinin tersiyle bir itişin vardı ki yüreğim kanadı sana. Yine acıktım. Orada herkesin içinde sımsıkı sarılasım geldi. Sıcaklığında boğulasım.
Ey hasret, ey özlem; büyüksünüz. İçimizde koşuşturan ortak arzuya söz geçirmek haddimize mi. Direnç boşuna çaba. Uygulama ekstra yiğitlik kokuyor. Patlarsa patlasın mayınlardayız.
İçinde koşturduğumuz sessiz sevda mıydı, kara sevda mıydı, yoksa sadece sevda mıydı ayırt edemiyoruz zaman dilimlerinde.
Tam seni yitirir gibi olmuşken, yıllar sonra beni sana iteleyen algıya teşekkür mü etsem sitem mi bilemiyorum. Gerçek şu ki şu an yanındayım, karşımdasın. Dudakların titriyor. Arzu kemirirken tenini, hasretler dökülüyor göz kapaklarından. Nefesin nefesimde kavruluyor. Keşke şu an başka bir kuşun kanadında olsaydık/lar yığılırken üstümüze.
Sıcaklığında boğulur gibiyim ve duygularımda gözyaşı ayak üstü. Titriyorum yarım metre ötende, farkında mısın? Ve sen karşımda dağları istimlak edilmiş, ovaları üretimsizleştirilmiş kıraç bir ülke gibisin. Sevdayı sürüyorsun üstümüze, yüreksizlikleri de katıp. Aslında iki perişanız. Yırtılıp atılmış iki takvim yaprağı gibiyiz.
Tenlerimiz ısıtıyor birbirini aylardan Şubat olsa da. Yüreklerimizde bahar tomurcukları. Kan kaynıyor. Sen, ben, biz. Yılar sonra yine bahardayız ...
Gün, saat, dakikalar ne güzel senle. Doyumsuzuz. Sözlerimiz hep ayni ateş içi. Özlem başka telden vuruyor tenor kıvraklığı ile. Doyumsuzluğun adı yok insanda. Oysa gönlümüzdeki deniz; bireysel, yöresel değil evrenseldi bizim.
Yitirdim, yitirdik sözcüğünü şu anda siliyorum. Hatta sözlükten çıkarıyorum. Sen ve ben varsak her şeye -var mıyız-, yürüyoruz bize. Bırak acı versin bazı insanlara. Yok hayır, zamanı kıskandırmaya gerek yok. Kendini yaşasın bu sevda yeter. O ateş halâ yanarken …
(Mayıs 2016 / MİLAS)
-
13.02.2019 Bakan...
-
06.02.2019 Başak
-
16.01.2019 Çukurda
-
09.01.2019 Aşı Zamanı
-
02.01.2019 Alışveriş
-
26.12.2018 Alışma
-
19.12.2018 Zor koz
-
12.12.2018 Sen yine de umut kar …
-
05.12.2018 Sürü
-
30.11.2018 Yenilgi sonrası …
-
21.11.2018 Tüken/me
-
15.11.2018 Rüzgar
-
08.11.2018 Daralma Fısıltıları
-
31.10.2018 Bakır Yanaklı Bahçe
-
24.10.2018 Yangına az kala …
-
17.10.2018 Rüzgar
-
13.06.2018 Yüreğimden öp
-
06.06.2018 Yeniden başlamak gibi bir şey
-
30.05.2018 Kelebek
-
02.05.2018 Gönül Yarası
-
25.04.2018 El
-
15.02.2018 Yaz Kaçamağı
-
31.01.2018 Adak
-
17.01.2018 İşine gelirse …
-
10.01.2018 Demoralize …
-
03.01.2018 İş güç işte!
-
27.12.2017 Birkaç kırık gülümseme …
-
20.12.2017 Perihan
-
13.12.2017 Oğul
-
15.11.2017 Sevginin alt katları
-
21.06.2017 Serseri
-
14.06.2017 İyi Niyet
-
07.06.2017 Duygu Dökülmeleri
-
31.05.2017 Oyun Bozan
-
24.05.2017 Nalbant Ali
-
17.05.2017 Piyonluk Serinliği
-
10.05.2017 Boşver, Sen Sende Büyü
-
26.04.2017 Sakız
-
19.04.2017 Durma
-
12.04.2017 Hancı
-
05.04.2017 Kuş
-
29.03.2017 Hani benim tadım tuzum!
-
22.03.2017 Uyku
-
15.03.2017 Dünkü resimler gibi …
-
08.03.2017 Yangına az kala!..
-
01.03.2017 Çıkış!
-
22.02.2017 Boyunduruk
-
08.02.2017 Acının Olgun Hali
-
25.01.2017 Tablo
-
18.01.2017 Çıra
-
11.01.2017 Çırak
-
04.01.2017 Karar
-
22.12.2016 Biz Sevgi
-
14.12.2016 Sırma Saçlı Kış
-
07.12.2016 Büyütülecek bir şey yok
-
30.11.2016 Bezgin
-
22.11.2016 Mola’dan ötiye …
-
15.06.2016 Fırça
-
01.06.2016 BATAK
-
25.05.2016 Bekle
-
11.05.2016 Biz
-
27.04.2016 İncir kokuları gülümserken
-
20.04.2016 Bavul
-
13.04.2016 Duygu dökülmeleri
-
30.03.2016 El Kiri
-
23.03.2016 Gün Dilimleri
-
18.03.2016 Ay ışığını görmeden
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.