• 12 April 2017, Wednesday 19:45
HüseyinSerin

Hüseyin Serin

Hancı

Yaşarken - Hüseyin SERİN / Emekli Öğretmen

Gönlü de gözleri de senden ırak. Hancı yolcu gibi. Aslında gibisi fazla. Seni saran yokluğu alıp ötelere, ta ötelere salacak mı salıyor mu orada olması?

Ellerini tutup gözlerine bakarken bir Bodrum akşamında. Sesi uzaklarda bir gülümsemeyle “İstersen  ağla”,  “Sen de bana rest çek …”

Bunun adı ne oluyor onca. Yoksun mu,  bitti mi? Çaresizlik bile koşar adım uzaklaşırken yanından. Aşkta değil karşı yürek. Güneş ışığı  yok. Ne ay sokulur yanına ne yıldızlar avutur şaşkınlıklarını. Yokluktur bunun adı. Terk edilmişliğin adıdır yani.

Başın döner sersemce. Ne yapacağını bilmezsin. Nefesin daralır gibi olur. Titrer durur körpe yüreğin. Meyveler saplarını bırakırlar susuzluktan. Yoklaşmalar sevda mıdır. “Dur, yapma!” Acep yanlış, yanlışlar nerelerdedirler şimdi? Hangi koyundalardır. Yürek dik. Baba kızar. Dur dalga. Beni benden etme. Bu bendeki izlek değil. Sevda nereye kaçtı? Dipsiz bir kuyuya mı? Güney’in nereden duyduğunu söyleyin bana  usulca. Ayın ne zaman hilalden dolunaya döneceğini. Yolunu. O ışıklı zamanların en akıllı dakikalarını, saatlerini ki unutur olayım vurgunluğumu.

Hava sera gibi. Her yer çiçek. Nefes nefeseyim. Ne yapayım ki gönlüm yasaları takmıyor yar. Saçın yüzümü öperken ayak üstü bir Bodrum gecesinin  içlerinde. Şaşkınlık yaman kelime, yaman …

(Haziran 2016 Milas)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık