- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 01 February 2017, Wednesday 18:40
- 12247 kez okundu
Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
Yaşadığımız dünyada nezaket kurallarının ana teması, insanların birbirleriyle olan ilişkileridir. Günlük hayatta insanların daha rahat ve huzur içinde olmasını sağlayan nezaket kuralları, toplumun yaşantısını olumlu yönde etkileyip cazip gelmesine yardımcı olur.
Görgü, yaşamı yönlendirme sanatıdır. Nezaket kurallarını uygulamasını bilen ve onu uygulayan insan toplumda daima sevilen, sayılan, sözü dinlenen, davranışları ile insanları yönlendiren kişidir.
Bir konuşmacının nezaketi, onun insanlığı; hareketleri ile görgüyü oluşturan, varlığını belli eden, zerafet, incelik, dil, giyim, kuşam, duruş gibi özellikleriyle belli olur. İnsanları incelten, kabalıktan nezakete sevkeden, görgü kuralları içine giren hoşgörüdür. Hoşgörü, nezaketin ruhsal temel unsurudur.
Başkalarının fikirlerine, inancına, siyasi görüşüne, insanlığa ve dünyaya bakış açısına saygı; içgüdüsel olarak hoşgörü sahibi olmayan kişilerde de vardır amma bunlar hiçbir zaman nazik ve kibar olamazlar.
Çünkü nezaket, başkaları için kendini unutmaktan ibarettir.
Nezaketin temelinde hoşgörülü olmak, sert ve kırıcı mizana sahip olma yerine elastikiyet ve incelik yatar.
Amma bu gibi insanlar da maalesef üçkağıtçı, kendini herkesten üstün, kaf dağında gören, yumuşak huylu olmaktan hoşlanmayan, nezaketsiz, kaba, teşekkürü bilmeyenler, hoşgörülü olanları ve hoşgörüyü yok ederler. Bu gibi insanlardan daima kaçınmak gerekir.
Nezaket sahibi olmada; bir içgüdü, ruh hali, yani bir insanın içten gelen samimi duygusu olmakla beraber, dış etkenlerin de büyük rolü vardır. Aile terbiyesi, nezaket kuralları yönünden çok önemlidir. Her insanda küçük yaşta başlar ve bu kural yavaş yavaş aile ortamından elde edilir. Buna, milli duygu, örf ve ananeler de dahildir.
Ailenin ne kadar önemi varsa da cemiyetin de önemli rolü unutulmamalıdır. Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim sözümüzde anlatılmak istenen de budur.
Bir toplumda aile terbiyesi almış, nazik, görgülü insan sayısının sınırlı kalmaması önemlidir. Çünkü cemiyet ne kadar görgü kurallarını uyguluyorsa ve birbirini kibar, nazik, adilane, saygılı biçimde sevip sayıyorsa, o insanlar, aile ve cemiyet içinde daima uyum içinde olur.
Toplulukta ileri-geri konuşmak, dedikodu yapmak, hakaretamiz sözler söylemek, hava, deniz ve kara yolculuğuna çıkacak olanların yanında çeşitli kazaları anlatmak, onlara ihdas ettirmek yakışık almaz. Konuşmacı, konuşmasıyla karşısındakinin moralini bozar. Ayrıca yukarda belirttiğim gibi konu hakkında bilgisi olmadığı halde ukalâlık yaparcasına araya girip bilgiçlik taslamak, olmamış, bilinmeyen, duyulmayan, hiç alakası olmayan konuları konuşmak münasebetsizliktir.
Bir bilgiyi öğrenmek her insanın arzu ettiği bir husustur. Az önceki cümlede belirtilen cahilane, ukalalık, bilgiçlik taslayan, ukalaca hareketler yapan kişinin sözleri dinlenmek istenmez, dinleyen kişiler bunu konuşmacıya hareketleriyle belli ederler.
Nezaketin temelinde teşekkür vardır.
Bir kişiye çiçek, kitap vs. verdiğiniz zaman alan kişi nazikane şekilde teşekkür ederse, hediye veren kişiyi sevdiğini ve takdir ettiğini belirtmiş olur.
Teşekkür etmesini bilmeyen, duygusunu ifade edemeyen veya kasten etmeyen kişileri nazik ve görgülü saymak mümkün değildir. İnsan duygularını karşısındakine, içten gelen samimi bir şekilde ifade ederse dostça bir teşekkür olur. Yolda gördüğünüz yaşlı ve yardıma muhtaç kişilere yardım etmek ve onların memnuniyetini belirten teşekkür kelimesi, Allah nazarında olduğu gibi insani duygular içinde de önem taşır.
Yetişkin insanların bir markete, sinemaya, tiyatroya girerken kapıyı açık tutup kendisine yol veren yaşlı bir kişiye teşekkür etmeden, aldırmadan çiğneyip geçmesi insanı ne kadar üzerse; elinde valiz ve eşyasıyla bir apartmana girmeye çalışan bir hanım veya yaşlı beyefendiye yol veren de o hanım ve yaşlı beyefendi tarafından o kadar takdir edilir, sevilir, sayılır.
Bu nedenlerle birbirimize teşekkür edelim ve teşekkür etmesini öğretelim.
-
28.10.2022 Antalya- Aksu Köy Enstitüsü Öğretmeni HAMDİ ESMER
-
21.10.2022 Mutfak, pazar, market yanıyor
-
16.11.2019 NE OLUYOR BİZE?
-
30.10.2019 Yangın gibi bir şey
-
29.10.2019 Bu bizimdir. Bizden alsınlar.
-
23.10.2019 Enflasyonun 9.26’ya düşüşüne inanamıyorum!..
-
17.09.2019 Bu şiddet ve öfkeye dur diyelim
-
05.12.2018 YARINLAR ÇOCUKLARIMIZDIR
-
30.11.2018 Öğretmenlik Mesleği
-
09.11.2018 CEP DELİNDİ; Çarşıda, Pazarda, Mutfakta Yangın var
-
27.04.2018 Öğretmeni ‘puan peşinde’ koşturmayalım
-
18.04.2018 Üretici, devlet desteği bekliyor
-
16.04.2018 Köy Enstitülerini yeniden açalım
-
06.04.2018 Geçmişi bilmeden konuşma!
-
23.02.2018 Cumhuriyet ve devrimlerin coşkusu …
-
19.01.2018 ‘Bir Yastıkta Bir Ömür’ Projesi ve Türk Kadını …
-
27.09.2017 ‘Eğitim sistemi’ üzerine …
-
01.08.2017 Bozkırları yeşillendirelim!
-
23.06.2017 ‘Toprak Ana’ bize küstü mü?
-
29.05.2017 Milas’ta ilk Halk Tiyatrosu!
-
19.05.2017 Atatürk’e hakaret edenler asla affedilemez!
-
05.05.2017 Okulum, Köy Enstitüleri 77 Yaşında!
-
21.04.2017 Köy Enstitüleri’nde Okuma Alışkanlığı
-
11.04.2017 Altmış sekiz yıl sonra hatırlanan bir anı
-
07.04.2017 Öğretmen Okulları’nın Kuruluş Günü
-
18.03.2017 18 Mart Çanakkale Zaferi
-
13.03.2017 Okumak!
-
11.03.2017 Atamıza dil uzatmayın!
-
08.03.2017 Konuşma adabı
-
13.02.2017 ‘Sokak Adabı’
-
11.02.2017 Selamlaşma
-
04.02.2017 Tonguç - Demokrasi – Pranga
-
18.01.2017 Eğitim Politikamız ve PISA
-
09.01.2017 Yüreğim yanıyor, ciğerim parçalanıyor
-
03.01.2017 Eğitim
-
15.12.2016 Bu çocukları, Atatürk ve Cumhuriyet yakmadı!
-
03.12.2016 “Öğretmenler Günümüz kutlu olsun”*
-
01.12.2016 Öğretmenler Günü
-
20.10.2016 Bir ülkenin kalkınması eğitimle olur
-
08.10.2016 ‘Çevre’ye, insanlığa saygılı olalım!
-
07.10.2016 Eğitim sistemimiz ve problemleri
-
06.10.2016 250 öğrenciye 55 derslikli okul, 1250 öğrenciye konteynır ...
-
26.09.2016 Ne oluyor bize, nedir bu güvensizlik!
-
19.09.2016 İlköğretim Haftası; ülkeme, öğretmenlere ve öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olsun ...
-
10.09.2016 Zararlı akımlardan kurtulmak için, ‘Köy Enstitüleri’ni yeniden açalım ...
-
03.09.2016 Bu kadar da nankörlük olur mu!
-
18.08.2016 Toplum kalkınmasında gönüllülük esastır
-
16.08.2016 Öğretmen, halkla iç içe olmalıdır
-
13.08.2016 “İmam Efendi” – Cemaatçılar ve İtirafçılar
-
12.07.2016 Promosyon hikayesi
-
09.07.2016 Gelin bu vatanda kardeşçe birlikte yaşayalım ...
-
15.04.2016 Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
-
13.04.2016 Söz biter, Yazı kalır
-
31.03.2016 Öğretmen ve Öğretmen Okulları
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.