- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 30 November 2018, Friday 7:57
- 3341 kez okundu
Her aile, evinde huzur, rahatlık, bereket, bolluk, sağlıklı bir yaşam ister. Aile efradının iyi bir yaşam içinde yaşamasını ve istikbalini kazanmasını arzu eder. Vatanın, milletin huzuru, barış içinde yaşaması, ülkesinin bağımsız olması ve dünya konjonktüründe iyi bir rol alması bütün insanlığın tek arzusudur. Bu arzu ve isteği karşılamak, ulaşmak için herkesin bir hedefi olmalıdır.
Anne baba olarak, bu konuda büyük görevlerimizin olduğu gibi çocuklarımızın, öğretmenlerimizin ve devletimizin de görevleri vardır. Devlet olarak öğrenciye, kaliteli bir eğitim ve öğretim için zemin hazırlanması gerekir. İyi bir eğitimi de iyi bir öğretmen verir. Medyada zaman zaman çıkan yazılardan öğreniyoruz, Türkiye’de kaç çeşit öğretmen var. İmam, öğretmen, doktor, mühendis, ziraatçı, veteriner gibi meslek sahibi arkadaşlar, bu arkadaşlara söyleyecek bir sözüm yok. Onları öğretmen olarak atayan insanlara sormak istiyorum? Bu arkadaşlar pedagoji, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik bilgisi olan genel ve özel öğretim metotlarını okumuş ve uygulamışlar mı? Yoksa kısa bir formasyon alarak öğretmenliğe mi geçtiler? Daha da önemlisi, halk, öğrenci ve veli ilişkisi konusunda bir eğitim aldılar mı? Öğrenci seviyesine inebilecekler mi? Bu konularda arkadaşlarımız eğitildi mi?
Bakıyorum: Okulda öğrenci öğretmene karşı gelmiş, öğretmen dövmüş veya öğrenci öğretmeni dövmüş. Anne baba veya öğretmen birbirlerine dava açmışlar. Bir öğretmen eğer öğrencisi ile veya öğrenci öğretmeni ile davalı ise öğrenci öğretmenini sevmiyorsa o dersten başarı gösteremez. Öğrenci önce öğretmenini sevecek ki dersi sevsin. Sevgili halkım: Her meslekte olduğu gibi, öğretmenlik bir meslektir. Bu mesleği kulaktan dolma ifadeler ile değil uygulamalarla elde edersiniz. Zaman zaman yazılarımda sıkça bahsederim, “Uygulanmayan fikirler ve konular, görüşler insanın rüyada gördüğü tatlı bir hayaldir.” Öğretmen okullarında, genel kültür dersleri ile beraber 9 ve 10. Sınıflarda, ağırlıklı olarak eğitim ve öğretimi ilgilendiren meslek dersleri yer alır. Pedagoji, sosyoloji, pedagoji tarihi, psikoloji, çocuk gelişimi, çevre ve çevrenin özellikleri, insan topluluğu ve gençlik psikolojisi başta olmak üzere, bizzat uygulama okullarında her öğretmen adayı örnek dersler verir. Bu uygulama sonunda merkez okullarında ve köy okullarında tecrübeli öğretmenler nezaretinde stajyer olarak 15 günlük uygulama yapılır. Köy Enstitüleri’nde okuyan ve öğretmenlik bilgisi derslerini alıp staj için köy ve merkez okullarında uygulayan ve daha sonra öğretmen olarak görev yerine giden hiçbir öğretmen öğrenci dövmez, ceza vermez, kasten sınıfta bırakmaz. Çünkü o öğretmen çocuk gelişimini, psikolojiyi, Jean Jacques Rousseau’yu, Pestollizi’yi okumuş ve çocukların hangi yaşta ne gibi konularda hassasiyet göstereceğini ve tepkisini gayet iyi bilir. Çocukla arkadaşlık kurarak, belirli bir mesafede kalarak, o çocuğu eğitmesini gayet iyi öğrenirdi. Biz ne yaptık, 1848 yılında kurulan öğretmen okullarını, 1940’da kurulan Köy Enstitülerini kapattık. Öğretmen ihtiyacımızı, imam hatip okullarından mezun olanlardan Diyanet İşleri Başkanlığı’nda işe alınan imamları, yatay geçişle okullara öğretmen olarak atadık. İşte size öğretmen öğrenci anlaşmazlığı, veli öğretmen anlaşmazlığı ortaya çıktı. Ne saygı ne de sevgi kaldı. Ayrıca öğretmen, öğrenci gözünde bir idoldür, öyle ise öğretmene biz o idollük görevinin icabı, gereken değeri verebiliyor muyuz? Öğretmene kitap, giyim, kuşam, çocuklarının okuması için diğer kurumlarda olduğu gibi kontenjan tanıyor muyuz? Yurtta, kredide gerekli önceliği tanıyabiliyor muyuz? Öğretmenin tatilde dinlenme yeri olarak kamplar kurabiliyor muyuz? Teknoloji değişiyor, öğretmeni bundan haberdar ediyor muyuz? Çeşitli seminerler, kurslar açabiliyor muyuz? Genel kültürün artması yönünde yurt içi, yurt dışı geziler yaptırıp, genel kültürünün gelişmesini sağlayabiliyor muyuz? Her ders yılı başında ve yıl sonunda yapılan hizmet içi seminerde, gelişen teknolojiyi tanıtıyor muyuz? Öğretmenin can güvenliğini sağlayabiliyor muyuz? Yıllardan beri her hükümet değişikliğinde, yeni Milli Eğitim Bakan’ı kendine göre bir plan ve program yapıyor, bakanlığı ona göre yönlendiriyor. Her bakan değişikliğinde yeni plan programlar gerek öğretmen, gerekse öğrenci yönünden doğru değildir. Mesela 4+4+4 bir diretmedir. Andımız diretmedir, cumhuriyet, 23 Nisan, 19 Mayıs Bayramlarını kaldırdınız; bu da bir diretmedir. 24 Kasım günü kutlayacağımız Öğretmenler Günü’nde her halde yine Sayın Bakan bizlere kuru bir kutlama mesajı yayınlayacak, öğretmenlerin umudu kursaklarında kalacak.
Aziz Ata’mızın 24 Kasım günü, biz öğretmenlerin Başöğretmenliğini kabul ettiği gün olarak kutlayacağız. Biz öğretmenler açısından, Ata’mızın bizim Başöğretmenimiz olması demek öğretmenliğe verdiği değeri göstermektedir. Kıymetli öğretmen arkadaşlarımın ve aziz milletimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım.
-
28.10.2022 Antalya- Aksu Köy Enstitüsü Öğretmeni HAMDİ ESMER
-
21.10.2022 Mutfak, pazar, market yanıyor
-
16.11.2019 NE OLUYOR BİZE?
-
30.10.2019 Yangın gibi bir şey
-
29.10.2019 Bu bizimdir. Bizden alsınlar.
-
23.10.2019 Enflasyonun 9.26’ya düşüşüne inanamıyorum!..
-
17.09.2019 Bu şiddet ve öfkeye dur diyelim
-
05.12.2018 YARINLAR ÇOCUKLARIMIZDIR
-
09.11.2018 CEP DELİNDİ; Çarşıda, Pazarda, Mutfakta Yangın var
-
27.04.2018 Öğretmeni ‘puan peşinde’ koşturmayalım
-
18.04.2018 Üretici, devlet desteği bekliyor
-
16.04.2018 Köy Enstitülerini yeniden açalım
-
06.04.2018 Geçmişi bilmeden konuşma!
-
23.02.2018 Cumhuriyet ve devrimlerin coşkusu …
-
19.01.2018 ‘Bir Yastıkta Bir Ömür’ Projesi ve Türk Kadını …
-
27.09.2017 ‘Eğitim sistemi’ üzerine …
-
01.08.2017 Bozkırları yeşillendirelim!
-
23.06.2017 ‘Toprak Ana’ bize küstü mü?
-
29.05.2017 Milas’ta ilk Halk Tiyatrosu!
-
19.05.2017 Atatürk’e hakaret edenler asla affedilemez!
-
05.05.2017 Okulum, Köy Enstitüleri 77 Yaşında!
-
21.04.2017 Köy Enstitüleri’nde Okuma Alışkanlığı
-
11.04.2017 Altmış sekiz yıl sonra hatırlanan bir anı
-
07.04.2017 Öğretmen Okulları’nın Kuruluş Günü
-
18.03.2017 18 Mart Çanakkale Zaferi
-
13.03.2017 Okumak!
-
11.03.2017 Atamıza dil uzatmayın!
-
08.03.2017 Konuşma adabı
-
13.02.2017 ‘Sokak Adabı’
-
11.02.2017 Selamlaşma
-
04.02.2017 Tonguç - Demokrasi – Pranga
-
01.02.2017 Günlük hayatta ‘Teşekkür’ün, ‘Nezaket’in önemi …
-
18.01.2017 Eğitim Politikamız ve PISA
-
09.01.2017 Yüreğim yanıyor, ciğerim parçalanıyor
-
03.01.2017 Eğitim
-
15.12.2016 Bu çocukları, Atatürk ve Cumhuriyet yakmadı!
-
03.12.2016 “Öğretmenler Günümüz kutlu olsun”*
-
01.12.2016 Öğretmenler Günü
-
20.10.2016 Bir ülkenin kalkınması eğitimle olur
-
08.10.2016 ‘Çevre’ye, insanlığa saygılı olalım!
-
07.10.2016 Eğitim sistemimiz ve problemleri
-
06.10.2016 250 öğrenciye 55 derslikli okul, 1250 öğrenciye konteynır ...
-
26.09.2016 Ne oluyor bize, nedir bu güvensizlik!
-
19.09.2016 İlköğretim Haftası; ülkeme, öğretmenlere ve öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olsun ...
-
10.09.2016 Zararlı akımlardan kurtulmak için, ‘Köy Enstitüleri’ni yeniden açalım ...
-
03.09.2016 Bu kadar da nankörlük olur mu!
-
18.08.2016 Toplum kalkınmasında gönüllülük esastır
-
16.08.2016 Öğretmen, halkla iç içe olmalıdır
-
13.08.2016 “İmam Efendi” – Cemaatçılar ve İtirafçılar
-
12.07.2016 Promosyon hikayesi
-
09.07.2016 Gelin bu vatanda kardeşçe birlikte yaşayalım ...
-
15.04.2016 Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
-
13.04.2016 Söz biter, Yazı kalır
-
31.03.2016 Öğretmen ve Öğretmen Okulları
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.