- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 18 January 2017, Wednesday 18:51
- 3621 kez okundu
Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
Dünyada insanlar teknolojiyi ilerletmiş ay ve gezegenlerde hayat var mı diye uzaya astronotlar gönderip araştırma yaparken, biz halâ yaya yürümesini beceremiyor; birbirimizin kuyusunu kazıp, kıskanıp, çekemeyip, vefatının üzerinden 30 sene geçmiş ve bu memlekete hizmet vermiş kişilerle uğraşırken, dünya milletleri yeni yeni bilim alanlarında icatlarla uğraşıyor.
Artık aklımızı başımıza almanın, birbirimize kilitlenmenin zamanı gelmedi mi? Dünya insanları uygarlığı yakalamış. İnsan haklarına saygılı bilimsel icatlarla uğraşırken ve uzayda yaşam var mı derken bizim de eğitim ve öğretimimizi plan proje halinde ele alıp milli bir eğitim politikası geliştirmiş ve teknolojiyi yakalamış olmamız gerekmez mi?
Eğitimde, kültür, sanat, akıl ve uygarlıktan uzaklaşırsan, durum muhakemesi yapamazsın. Dolayısıyla “biz neden ve niçin ilerleyemiyoruz, kalkınamıyoruz” sorularının da muhakemesini yapamayan nesiller yetiştirirsen, “ben kindar, dindar bir gençlik istiyorum” dersen o gençlik yaptığı işin sonucunun ne olacağını, nereye varacağını bilemezse, neden-sonuç ilişkisi kuramıyorsa, azim ve cesareti yoksa, düşük algılama düzeyli bir gençlik yetişiyorsa o ülkedeki eğitimde bir noksanlık var demektir.
Bir birey, şayet desteklediği ve taraf olduğu kişi ve kuruluşlara yönelik bir saldırıyı bile başkasına yapılmış sayarsa, düşünme yetisi çok düşük demektir. Onun için biz, geçlerimizi her yeniliğe ve çağdaşlığa alıştırmalıyız ve o gençliği insanlara yaklaşan, onlara bir şeyler öğreten, ulusunu, vatanını, Cumhuriyetini, devletini, hükümetini seven bir çağdaş, laik, Atatürkçü gençlik olarak yetiştirmek ve Cumhuriyet esaslarına göre çağdaş, teknolojiye açık bir Milli Eğitim politikası uygulamak mecburiyetimiz vardır.
Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Öğrenci Değerlendirme teşkilatı değerlendirme programı çerçevesinde 2016 yılı sonu (PISA) sonuçları yayımlandı. Çocuklarımızın uluslararası başarısı maalesef umut verici değildir. Suç kimindir? Öğretmenin mi? Öğrencinin mi? Velinin mi? Maalesef bana göre suç Milli Eğitimindir.
Neden ve niçin?
Eğitim sistemimiz, dünyadaki bilimsel ve ekonomik gerçeklere dayalı bir yapısı olmadığını göstermiştir. 4+4+4 uygulamaya başladığı zaman ülkemiz eğitimcileri bu sisteme karşı çıktılar. Ben de 32 yıllık tecrübelerim doğrultusunda bu sütunlarda, ilerde doğacak sakıncalarını gücüm oranında haykırdım. Amma biz eğitimcileri dinleyen olmadı. “Ben yaptım oldu bitti”ye getirdiler. Peki zararı kime oldu? Çocuklarımıza oldu! O gençlerin kaybolan yıllarını ve elde edemedikleri bilgileri kim verecek? Zararlarını kim telafi edecek?
PISA sonuçları bize açıkça şunu gösteriyor.
1.Öğrencilere, günlük hayatta karşılarına çıkabilecek sorunları çözebilmeleri için gerekli temel bilgi ve alışkanlıkları veremediğimizi,
2.Öğrenciye kendi başına iş yapma ve karar verme yeteneğini veremediğimizi,
3.Türkiye’de, eğitim sisteminde çocuğun yeteneklerine göre değerlendirme yapılamadığını,
4.Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine yeterli miktar ödenek konmadığından okullara tam anlamıyla ders, araç ve gereç temin edilemediğini,
5.Öğretmen derse girdiği zaman dışarı ile ilgisinin kesilmesi gerekirken geçim sıkıntısı dolayısı ile kendini tam veremediğni, onun için öğretmenlerin özlük haklarının verilmesinin gerektiğini,
6.Ders kitaplarının öğrenciyi tatmin etmekten yoksun olduğunu,
7.Derslerin kuru kuru, nazari olarak ezberci bir eğitimle işlendiğini; halbuki iş eğitimine göre, uygulamalı, araştırmacı bir eğitim olması gerektiğini,
8.Eğitim politikasının dar kalıplar içerisinde geliştirilemeyeceğini, evrensel olarak düşünmemiz ve en uygun eğitim sistemini geliştirip uygulamamız gerektiğini,
9.Her bakan değişiminde sistemi değiştirmenin hem öğrenci hem de öğretmen yönünden sakıncalı olduğunu, yeni bakanın uygulamak istediği eğitim sistemine alışmakta ve plan programını buna göre yapmakta zorlandıklarını ...
Sayın Bakanların “ben yaptım oldu bitti”ye getirmeleri eğitim sistemimizi çıkmaza sokuyor. Bunun için kalıcı ve çağa uygun bir eğitim politikası geliştirmeliyiz, elbette bu değişmez değildir. Çağın icabına, gelişmesine göre yeni plan programlar yapılmalıdır. Yoksa PISA sonuçları hep aynı kalır. Cemiyete bir yığın yarı cahil insanları salıveririz. Cehalet insanı hem katil, hem de hırsız yaptığı gibi vatan haini de yapar.
Cehaleti yenmek cemiyete tam donanımlı teknik eleman sunmak için çağdaş bilinçli bir gençlik yetiştirmek bizim görevimiz olmalıdır. Bunun için de iş eğitimi içersinde yoğrulmuş, çağdaş, laik bir eğitim sistemi şarttır. Kalkınma, teknoloji, çağdaşlık, insan ve tabiat, ahlak ve terbiye bu sistemle olur.
Bana göre 15 Temmuz kalkışması yarı cahil kişilerin rant ve mevki uğruna yaptığı ve vatanına ihanet ettiği, birçok vatandaşımızın ölümüne sebep olduğu bir kalkışmadır. Keza ülkemizde olup biten olaylar cehaletin bir parçası değil midir?
Sonuç olarak;
Bilimsel eğitimden, evrensel pedagojinin temeli olan laik eğitime ters düşen ve dayatma ile uygulattırılan, Osmanlı eğitimi olan 4+4+4 uygulamasının kaldırılması,
Eğitiminin dinselleştirilmemesi, her okulun İmam Hatip Okulu yapılmaya çalışılmasından vazgeçilmesi gerekir. (Yanlış anlaşılmasın din eğitimi olmasın demiyorum, ben de okullarda ek din dersi öğretmenliği yaptım.)
Okullar, demokratik, laik, bilimsel eğitimden ayrıldıkça eğitim tam anlamıyla işlevini yapamaz hale gelir.
Çözüm olarak:
03.01.2017 tarihli Önder Gazetesinde belirttiğim gibi 1940 ila 1954 yılları arasında uygulanan, bir dönem tarihe ve milli eğitime damgasını vuran ve bugün halâ halkımız tarafından özlemi çekilen Köy Enstitüleri eğitim sistemi gibi bir sistemle; PISA’da uğradığımız hayal kırıklığını gidermekle beraber, ekonomide, eğitimde, siyasette, sosyal ve kültürel alanda başarı kazanabiliriz.
(07.01.2017)
-
28.10.2022 Antalya- Aksu Köy Enstitüsü Öğretmeni HAMDİ ESMER
-
21.10.2022 Mutfak, pazar, market yanıyor
-
16.11.2019 NE OLUYOR BİZE?
-
30.10.2019 Yangın gibi bir şey
-
29.10.2019 Bu bizimdir. Bizden alsınlar.
-
23.10.2019 Enflasyonun 9.26’ya düşüşüne inanamıyorum!..
-
17.09.2019 Bu şiddet ve öfkeye dur diyelim
-
05.12.2018 YARINLAR ÇOCUKLARIMIZDIR
-
30.11.2018 Öğretmenlik Mesleği
-
09.11.2018 CEP DELİNDİ; Çarşıda, Pazarda, Mutfakta Yangın var
-
27.04.2018 Öğretmeni ‘puan peşinde’ koşturmayalım
-
18.04.2018 Üretici, devlet desteği bekliyor
-
16.04.2018 Köy Enstitülerini yeniden açalım
-
06.04.2018 Geçmişi bilmeden konuşma!
-
23.02.2018 Cumhuriyet ve devrimlerin coşkusu …
-
19.01.2018 ‘Bir Yastıkta Bir Ömür’ Projesi ve Türk Kadını …
-
27.09.2017 ‘Eğitim sistemi’ üzerine …
-
01.08.2017 Bozkırları yeşillendirelim!
-
23.06.2017 ‘Toprak Ana’ bize küstü mü?
-
29.05.2017 Milas’ta ilk Halk Tiyatrosu!
-
19.05.2017 Atatürk’e hakaret edenler asla affedilemez!
-
05.05.2017 Okulum, Köy Enstitüleri 77 Yaşında!
-
21.04.2017 Köy Enstitüleri’nde Okuma Alışkanlığı
-
11.04.2017 Altmış sekiz yıl sonra hatırlanan bir anı
-
07.04.2017 Öğretmen Okulları’nın Kuruluş Günü
-
18.03.2017 18 Mart Çanakkale Zaferi
-
13.03.2017 Okumak!
-
11.03.2017 Atamıza dil uzatmayın!
-
08.03.2017 Konuşma adabı
-
13.02.2017 ‘Sokak Adabı’
-
11.02.2017 Selamlaşma
-
04.02.2017 Tonguç - Demokrasi – Pranga
-
01.02.2017 Günlük hayatta ‘Teşekkür’ün, ‘Nezaket’in önemi …
-
09.01.2017 Yüreğim yanıyor, ciğerim parçalanıyor
-
03.01.2017 Eğitim
-
15.12.2016 Bu çocukları, Atatürk ve Cumhuriyet yakmadı!
-
03.12.2016 “Öğretmenler Günümüz kutlu olsun”*
-
01.12.2016 Öğretmenler Günü
-
20.10.2016 Bir ülkenin kalkınması eğitimle olur
-
08.10.2016 ‘Çevre’ye, insanlığa saygılı olalım!
-
07.10.2016 Eğitim sistemimiz ve problemleri
-
06.10.2016 250 öğrenciye 55 derslikli okul, 1250 öğrenciye konteynır ...
-
26.09.2016 Ne oluyor bize, nedir bu güvensizlik!
-
19.09.2016 İlköğretim Haftası; ülkeme, öğretmenlere ve öğrencilerimize hayırlı ve uğurlu olsun ...
-
10.09.2016 Zararlı akımlardan kurtulmak için, ‘Köy Enstitüleri’ni yeniden açalım ...
-
03.09.2016 Bu kadar da nankörlük olur mu!
-
18.08.2016 Toplum kalkınmasında gönüllülük esastır
-
16.08.2016 Öğretmen, halkla iç içe olmalıdır
-
13.08.2016 “İmam Efendi” – Cemaatçılar ve İtirafçılar
-
12.07.2016 Promosyon hikayesi
-
09.07.2016 Gelin bu vatanda kardeşçe birlikte yaşayalım ...
-
15.04.2016 Cafer METE / Emekli Halk Eğitimi Merkezi Müdürü
-
13.04.2016 Söz biter, Yazı kalır
-
31.03.2016 Öğretmen ve Öğretmen Okulları
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.