Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Öğrenmek, sözlük anlamında, bilgi edinmektir.

Ama gerçek anlamı dışında, bir şeye alışma, çaba gösterme niteliği de taşır.

Temel öğretimden sonra gerçekleştirdiğimiz öğrenme eylemi, kendi çabalarımızla merak güdüsüyle elde edilen ürünlere alışma şeklinde gerçekleşir. Ama artık bu gibi davranışlarla karşılaşmak çok zor. Herkes için geçerli bir zorluk.

Bir sürü kitap okunabilir. Aktüalitenin dibini gören insanlarla karşılaşılabilir. En entelektüel deyimleri cümle kalıplarınızda kullanmışlığınız olabilir.

Peki bir şey okurken bilmediğimiz bir kelimenin anlamını öğrenmek için en son ne zaman sözlük açtık? Yoksa üşengeçlik ve tembellik bünyemizde tavan yapmış durumda mı?

Sorularımızın kökeninde merak güdüsü yatıyor bence. Kolaya kaçmak, her şeyi olduğu gibi eşelemeden kabullenmek, sözünü ettiğim merak güdüsünü öldürmüştür.

Bir kişinin bir konuyu merak edip öğrenmek istemesi için de belli boyutta ilgisi olması gerektiği bir gerçektir.

O zaman, toparlamak gerekirse merak, bilgi ve ilgi arasında güçlü bağlılıktan söz edebiliriz.

Şimdi, bir tenis izleyicisinin puanların neden 1-2-3 değil de 15-30-40 olduğunu sorması gerekmez mi? Bence gerekir.

Herkes piramitleri bilir, peki kaç kişi kaç tane olduğunu veya en azından birinin adını bilir, bilmek ister? Satrançta ‘mat’ın ne olduğu bilinir mi?

Bunlar gereksiz bilgiler ansiklopedisinde mi kalmalıdır?

Bu bilgiler gereksiz midir?...

Her halde ilgisi olmayanlar için gereksizdir.

Ortalama insanın bilmesi gereken önemli şeyler de vardır.

Herkesin en az bir ilgi alanı veya mesleği olduğundan yola çıkılırsa, bunlarla ilgili bilinmesi gerekenlerin merak edilip öğrenilmesi gerekir.

Bir kasiyerin asgari, azami ifadelerinin anlamından yoksun olması, bir yüncünün tığ ile şişi birbirine karıştırması, bir manavın sattığı sebzelerin isimlerini bilmemesi, bir mobilyacının mobilyayı monte ederken parça arttırması, bir doktorun branşıyla ilgili gelişmelerden bihaber olması kabul edilemezdir.

Hepsi merak güdüsünün eksikliğinden, ilgisizliğin sonucu olan bilgisizlikten kaynaklanmaktadır.

Maalesef hayat bilgisi dersini görüp ve bu dersin sadece fasulye çimlendirmekten ibaret olduğunu düşünen insanlarla yürümeye çalışmanın anlamı, geriye gitmektir.