Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Ne zorlu bir süreçtir o öyle. Ev temizliğinden bahsediyorum. Karar vermek ayrı, planlamak ayrı, operasyona başlamak ayrı bir derttir. Ama her şey başlayıncaya kadardır tabii ki. Sonrasında bu operasyon olağanüstü bir hıza ulaşmış freni tutmayan bir araç misali devam edecektir.

 

Temizlik deyip geçmemek gerek. Örneğin 2500 vatlık bir elektrik süpürgesi bir evi 1 saatte süpürürse 1000 vatlık bir süpürge bir odayı kaç saatte süpürür gibi sorularla karşılaşılabileceğinden temizleme yeteneği ile problem çözme yeteneği arasında bir bağ bulunur.

 

Nice koç yiğitler bu uğurda telef olmuştur, kadınlarımız kendini feda etmiştir. Adeta bir cenktir temizlik. Camlar silindikten sonra yağmurun yağma olasılığını hesaplamaktır. Tam bir geometri bilgisine sahip olmayı gerektirdiğinden koltukları çekiştirdikten sonra eski yerlerine getirmenin sıkıntısı içinde açıları hesaplamaktır. Ah o simetri hastalarının büfenin üzerine milimetrik düzlemde bibloları yerleştirirken ki halleri ne olacak?

 

En kötüsü de televizyon ve o spagetti misali birbirine giren kabloların arasındaki toz topaklarının temizlenme aşamasıdır. Bu aşamada mutlaka bir kablo veya bir fiş yerinden çıkar ve evde bu televizyon neden çalışmıyor paniği yaşanır. Ucu açık bir kablodan minik elektrik fışkırmaları da yaşanabileceğinden can güvenliği konusunda da en üst düzeyde dikkat gerektirir. Misafir odalarındaki vitrin içinde yılda bir veya iki defa kullanılan belki de hiç kullanılmayan bardakların, kadehlerin tozunu alırken gereken dikkatten hiç bahsetmiyorum.

 

Temizlik bir sanattır. Ahenk içinde yapılması gerekir. Tabii bu durumda bir taraftan sevdiğiniz müzikleri dinlemekte fayda var. Hatta şarkılara eşlik ederseniz stresinizin azaldığını hissedebilirsiniz. Bu ev bu kadar büyük müydü diye düşüne düşüne ironik bir şekilde eve sığamadığınız gerçeğiyle karşılaşabilirsiniz. Sil sil bitmiyor derken bundan sonra her gün bir odayı temizleyeceğim diye kendinize söz verseniz de bu sözü tutmanız imkansızdır.

 

Herkesin temizlik anlayışı ve sıralaması farklıdır. Kimisi mutfaktan başlar kimisi yatak odasından ama banyodan başlayanı hiç görmedim mesela. Kimisi der ki aa paspasla olmaz şekerim, çökeceksin dizlerinin üstüne elinle sileceksin yerleri, karşılığında o kadar da değil diyenler çıkar elbette. Ahşaba ayrı deterjan, seramiklere ayrı, cama ayrı kullananlar çıkacaktır. Ben tek deterjandan yanayım, hepsine hitap edebilen kaliteli bir deterjanın evelallah her şeye çözüm olabileceğini düşünüyorum. Böylece anlıyoruz ki matematik ile birlikte kimya bilgisi de temizlik için olmazsa olmazlardan. Ayrıca süpürgeyi kullanırken sürüş bilgisi de çok faydalı olacaktır.

 

Bir türlü anlaşılamayan bir konuya da açıklık getirmek istiyorum. Ev temizliği, spor değildir. Spor keyifle yapılır, vücuda odaklanarak – vücudu hissederek yapılır.

Soruyorum size temizlik yaparken vücudunuza ve kaslarınıza mı odaklanıyorsunuz? Hayır tabii ki. Koltuğun üzerinde bulduğunuz çekirdek kabuğu ya da halıdaki leke sizi nerelere götürüyor kim bilir? Belki bir sinir küpü oluyorsunuz belki de kaderinize razı olarak başladığınız işi bir an önce bitirme derdine düşüyorsunuz.

 

Büyük streslerle başlayan bu operasyonun banyoda son bulmasından sonra en rahatlatıcı anlar; elektrik süpürgesinin kablosunun toplanma sesini duyduğunuz an, temizlik bezlerinin çamaşır makinesine atılması anı ve kendinize verdiğiniz ödül olan mis gibi Türk kahvesinin fincana koyulma anıdır.

 

Makro düzeyde düşünüldüğünde birçok anlama gelen temizliğe temizlik deyip geçmemek lazım.

Hele hele küçümserseniz çok ayıp olur.

Son olarak; “Elinize sağlık, güle güle kirletin.”