• 21 May 2018, Monday 9:13
Av.Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

Evrenin oluşumu da bir kaos sonucuydu...

Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Ne yapacağını bilemeyen, içten içe patlayan mısır taneleri…

Bu aralar okuduğum yazılar hep kaostan bahsediyor ama felsefesi bir yana, yaşam içinde düzenli bir kaos barındırıyor. Paralel evrenler var belki daha yaşamadığımız... Günler lif lif birbirinden farklı... Gidiş yolu ne kadar kaostan oluşuyorsa sonuç o denli keyif verici.

Şu bordo ayakkabılı kız mesela… Üzerine lacivert gömlek giymiş, salkım salkım mor küpeleri var. Yanındaki arkadaşında çizgili, polo yaka bir t-shirt, kahverengi pantolon... Tam bir kaos ama sanırım iyi anlaşıyorlar. Fakat uyumsuzluk her zaman neşeli sonuçlar vermiyor. Bir parçacık çikolatanın ardından içilecek bir bardak ayran midede kaos meydana getirebiliyor.

Ülkelerin siyasi manevraları da bu basit anlatımla açıklanabilir. Şahıs bazında hareket futbol gibi, hep bilindik hareketlerle de kazanılabilirken, bir sürpriz pas karşı taraf defansını kaosa sokar. Çil yavrusu gibi dağıtırsınız karşı takımı.

Konulara basit yaklaşmak gerektiğini hep söylerim. Basite indirge. Benzer olaylar bul. Kendine uyarla. Sonuca ulaş. Dolayısıyla kaos bölgesine hiç uğramadan doğrudan hedeflediğim noktadayım.

Fakat siyasette kaos bölgesine uğramadan hedefe ulaşmak tam anlamıyla bir hayal.İnsan faktörü ve ekonomik değişkenler öyle bir dürtüklemekte ki siyaseti, göbeğe dokunulduğunda ‘küfür ettirip zıplatan tik’i varmış gibi bir oraya bir buraya zıp zıplıyor zavallı.

Tam burada Thomas Hobbes’u anmadan geçmek çok ayıp olur.

O’na göre insan, kendi isteklerini gerçekleştirmek için diğer insanlarla iletişim içindedir. Herkes, kendi isteğini gerçekleştirmek isteyince de insanlar arasında kavga, şiddet, düşmanlık ve savaşla sonuçlanan rekabet ortaya çıkar. Dolayısıyla Hobbes, Demokrasi ve Aristokrasi gibi yönetim biçimlerinin esas itibariyle özlerinde düzensizliği, anarşiyi ve kaosu içerdiklerini iddia eder.

Aristoteles’e de kulak verecek olursak; O’ndan da zoonpolitikon düşüncesinin, insanın toplumsal hayata uygun doğal bir içgüdüye sahip olduğunu duyarız. Birbirleriyle yarışan bu klasik düşünceler yine klasik bir sonuca ulaştırıyor bizi; Doğal hayatta siyasi iktidar yani düzen yoktur.Doğanın durumu kaostur.

Düzenli olan tek şey düzensizliktir.

Kaos teorisi, sistemin başındaki küçük değişikliklerin sonunda çok büyük sonuçlara gideceğini gösterir.

Tabii ki her şey hava durumu gibi kolayca açıklanmıyor bu teoride ve kaos aslında içinde bulunduğumuz durumu da açıklamıyor, başlı başına o anda içinden geçilen süreçle alakalı bir oluşum olduğu görülüyor. Başlangıç değil, sonuç değil, adeta bir akış…

Kaos hayatın ta kendisi. Bir tütsünün dumanında, rüzgarın asılı çamaşırlarınızdaki etkisinde, trafikteki araç davranışlarında, bir hortum içinden geçen suda kaosu görebiliriz ve inanın bu kaos da belli yasalara uymakta.

Durum bu olunca uslu bir insan olursanız belki geleceği bile görebilirsiniz.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık