- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 18 September 2017, Monday 19:53
- 3699 kez okundu
düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ
Ne varsa eskilerde varmış. Her sözleri ‘giriş gelişme sonuç’ içeriyormuş. Gayet bilimsel, aynı zamanda gayet de geleneksel. Bir mantığa oturtamadığımız ama yine de büyüklerimizin söylemiş olmasından kaynaklı olarak korkarak uyguladığımız, belki de kural olarak gördüğümüz ve kuralları çiğnemek için yanıp tutuştuğumuz dosdoğru kalıp sözler …
“Gece sakız çiğnenmez” derler mesela.
Bu ağız aktivitesi neden saatlerle sınırlı olsun ki?
Çocukların eğlencesi, yap balonu patlat gitsin. Ama öyle olmuyor işte. Gece çiğnenemiyor bu icat. Neden?
Çünkü maazallah boğazına kaçarsa, o devirlerde gece doktoru nereden bulacaksın? Gizli sonuca yönelik bir söz.
Bir diğer gece yapılamayan, temizlik ile ilgili bir aktiviteye yönelik sözümüz: “Gece tırnak kesilmez.”
Söylenen döneme göre düşünmekte fayda var. Elektrik yok, şarjlı manikür pedikür setleri yok. Kestiğiniz tırnak halıya sıçrayıp sonsuzlukta kaybolabilir, nerden bulacaksın değil mi
Ee gerekli şavk da yok, etini kesmek istemezsin. Sebep tamamen bu olmasına rağmen “neden?” sorumuza karşılık, korku dolu çeşitli cevaplarla korkutulduk.
Bir diğer söz okulda, evde sandalyede otururken ayaklarımızın yere değmediği dönemden geliyor: “Otururken bacak sallanmaz.”
Hem de bunun karşılığında sallamayalım diye, “annen baban ölür” şeklinde yine korkutulduk.
Minicik çocuğu dehşete düşürmeye değer mi?
Sözün çıkış dönemine göre değiyormuş demek ki. Ya bacağını sandalyenin bacağına çarparsan, morarırsa, kırılırsa…
Yollara akan deterjanlı, yağlı ya da köpüklü suların üzerinden geçerken “destur” denildiğini duydunuz mu?
Ne ilgisi var diye elin çenende düşün işin yoksa. Aslında basit bir amaca hizmet ediyor; bastığın yere dikkat et diyor burada söyleyen kişi. Kayıp düşersin, yürüme hızını düşür, dikkatli geç diyor.
Yani, şeytanla cinle periyle bir ilgisi yok.
Alt mesaj kaygısı içeren, yazın ortasında dahi uyurken annelerimizin koşarak üzerimize yorgan örtmesi şeklinde vücut bulan “Uyuyan kişinin üstüne kar yağar” sözü vardır mesela.
Diyor ki hava sıcak olsun soğuk olsun ne olursa olsun belini, ayağını sıcak tut. Yoksa karla fırtınayla pek bir ilgisi yok. Benim gibi Milaslı minik bir çocuğun hayallerini tahmin edebilirsiniz. Üstüm açık uyuyayım da kar neymiş göreyim hayalleri… Büyüyünce komik ama küçücük dünyanda heyecanlı bir durum.
Bambaşka bir sözümüz; “Birinin elinden bıçak alma, kavga edersin”.
Nedensellik bağının nedenselliksizliğinin, alakasızlığın adeta sözlük anlamı. Siz öyle zannedin. Ama yine bizi düşünen nadide bir uyarıdır bu.
Bıçağı alırken elin kesilebilir, dikkat et diyor burada da söyleyen kişi. En güzeli kesici aleti bir yer koy, alan alsın, başıma iş çıkarma anlamında.
Bu gibi örnekler aklımda sıralandıkça hepsinin aynı kapıya çıktığını farkediyorum.
Sağlık, dikkat, sağlık, dikkat…
Korkutmasalar iyiydi de hepsi iyiliğimize söylenmiş sözler.
Yaşamak ancak nefes alarak oluyor ya, bu durumda hayatın dikkatten ibaret olduğu doğrudan söylenince bir kulaktan girip diğerinden çıkıyor. Bunu bir şekilde somutlaştırınca akılda kalıyor.
Yemeğini yemeyen çocuğunuzun arkasından kovalayan yumurtalar, brokoliler düşünebiliyor musunuz?
Yine aynı şey. Büyümek için yemek zorunda. Böyle söyleyince anlamıyor ama yumurcak. İlla absürt hayaller kurdurtacağız miniklere.
Her şey bir tarafa hepsi tecrübeyle sabit kim bilir daha ne gibi örnekler çıkacak düşününce.
Yenileri de icat edilmiyor galiba. Mesela, “cep telefonun başucunda uyursan sabah köpekler kovalar” diye bir şey duymadım. Duymadığım için de her gün bol bol radyasyon almaya devam edeceğim gibi duruyor.
Akıllandık mı, bilimselleştik mi, aptallaştırıldık mı bilmiyorum ama siz yine de “kapı içinde dururken su içmeyin” ne olur ne olmaz.
-
21.05.2018 Evrenin oluşumu da bir kaos sonucuydu...
-
16.04.2018 Kuduz Aşısı
-
09.04.2018 Sihir
-
19.03.2018 RH Negatif
-
12.03.2018 Cehalet Dönemi
-
05.03.2018 Eşyasallık
-
26.02.2018 İnsanda biraz şans olacak!
-
12.02.2018 Deliler Koğuşu
-
06.02.2018 Yolcu yolunda gerek
-
29.01.2018 Savaş-Barış-Yine Savaş-Yine Barış …
-
22.01.2018 Dersimiz Temizlik
-
15.01.2018 Astrolojik tespitler
-
08.01.2018 İrdeleme nedir, nasıl yapılır?
-
18.12.2017 Çelebiler
-
11.12.2017 Çehov Kanunu
-
04.12.2017 Bir istifanın gerçekleşme hikayesi
-
27.11.2017 Medeniyetleştiremediklerimizden misiniz?
-
13.11.2017 Sinir Harbi
-
06.11.2017 Liste yapmanın incelikleri
-
30.10.2017 Cumhur Bey
-
23.10.2017 İnovasyonun bize etmedikleri …
-
16.10.2017 Sonbahar Havaları
-
04.10.2017 Yoğunum, Yoğunsun, Yoğun
-
25.09.2017 Masal Tarifi
-
11.09.2017 Konuşa(maya)n İnsan
-
28.08.2017 Grazie *
-
21.08.2017 Zap Zap Zap
-
14.08.2017 Isrartes’in Hayatı
-
07.08.2017 Şarj Aleti olan var mı?
-
31.07.2017 Hayat Bilgisi
-
24.07.2017 Bilinçlenmek ya da bilinçlenmemek … İşte bütün mesele bu!
-
17.07.2017 Dağ başını duman almış
-
10.07.2017 Tatil mi?
-
03.07.2017 Sözüm söz!
-
19.06.2017 Vaadetmenin Dayanılmaz Hafifliği
-
12.06.2017 Bekleme Odası
-
05.06.2017 Sus – Konuşma
-
29.05.2017 O mu? Bu mu? Şu mu?
-
22.05.2017 İki lafın beli
-
15.05.2017 Hukuku Bilimle aldatmak
-
08.05.2017 Ben ne bileyim?
-
02.05.2017 Öküzün Boynuzları
-
24.04.2017 Sistem Hatası
-
18.04.2017 “Reset”
-
10.04.2017 İdam izlediniz mi hiç?
-
03.04.2017 Fidye
-
27.03.2017 Öldürünüz değil oldurunuz
-
20.03.2017 Hukuk Guşu
-
13.03.2017 Şaşı bak şaşır!
-
06.03.2017 Pardon, saatiniz var mı?
-
27.02.2017 Biliyorsun, öyleyse yoksun!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.