Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Televizyonda izleyecek hiçbir şey bulamayanlardan mısınız?

Eğer cevabınız evetse, kulübümüze hoş geldiniz.

Yorucu bir iş günü geçirdiniz ya da bir tatil günü evinizde zaman geçirmek istiyorsunuz, şöyle bir ayaklarınızı uzatıp televizyon kumandasını elinize aldınız… Ne izlemeyi umuyorsunuz? Ummaktan ziyade sizin talebinize karşılık veren bir program var mı?

1001 çeşit kanal listesi olan televizyonum ve kumandamla niyetlendim boş zamanımı geçirmeye…

İlk hedefim haber kanalları. Popüler olduğu üzere deprem haberleri ilk sırada ama deprem Bodrum merkezli olmamış mıydı, halâ beşik gibi sallanan biz değil miydik, yeni bir fay oluşan yer Gökova dememişler miydi, ben mi rüya gördüm. Konu nasıl oluyor da dönüp dolaşıp İstanbul’a geliyor? Anlamak istiyorum anlayamıyorum. Klasik bir durum olarak Türkiye’nin İstanbul’dan ibaret olan haberlerini izlemek istemiyorum. Gündem her sıkıştığında “Zeytinyağı mucizesi”, “Kanser yapan yiyecekler” başlıklı haberlerle de beyin kıvrımlarımı doldurmak istemiyorum.

Geçiyorum spor kanallarına… Ülkemizde spora bakış açısı malum, sadece futbolumuz var. Çemişgezekspora lafım yok ama iş oralara gelinceye kadar başka spor dallarından haberler görmek istesem de hemen hava durumuna bağlanıyoruz. Bu kanaldan da randıman alamadım.

Dizilerden yumur yumur olmuş çok sevgili ulusal kanallara geçiyorum. Sevip de kavuşamayanlar konulu fi tarihinden kalmış diziler, üst üste gelen acıları ve feleğin ettiklerini anlatan başka diziler, ölenleri öldürenleri anlatan başka başka diziler ve tabii ki bunların tekrarları, bir takım garip içerikli yarışmalar, magazin programları… Bu kadar derdin tasanın içinde Ajda Pekkan’ı bikinili görebilir miyim göremez miyim hiç umrumda değil doğrusu… Cık bu da olmadı.

Ve son olarak herkesin sürekli izlediğini iddia ettiği belgesel kanalları… Gezelim görelimli program arayışı içindeyim. Fakat neyle karşılaşıyorum: motorcuların hayatı, Amerikan depolarından çıkan eşyaların açık arttırmaları, halâ daha aslanların, bizonların yaşayış tarzları(!) ilgimi çekmiyor.

Ülkemizde müzik kanalı olduğunu iddia eden kanallara hiç bakmadan geçiyorum. Bu bambaşka bir yazının konusu.

Bir saate yakın süre, elimde kumanda, bir şeyler izlediğimi sanarak geçmiş gitmiş. Yorgunluğum geçti mi? Hayır. Eğlendim mi? Hayır. Bu zap denen illetin bana kaybettirdiği zamanı sigortam karşılar mı? Hayır. Telafisi olmayan zamanı televizyon izlemek için geçirdiğim için kumandayı cezalandırıp bir köşeye atıyorum. Kendime bir kahve yapıyorum. En başta yapılması gereken şeyi en sonda yapan bir kimse olarak, sipariş ettiğim kitaplarımı alıyorum kucağıma, okuma sırasındaki kitabı açıyorum. En güzel dizi, en güzel film, en güzel belgeselin bana veremeyeceği en güzel şeyi yapıyorum; kitap okuyorum.

Önümüzde her zaman olmayan (!) 10 günlük bir tatil varken tavsiyemdir, bulduğunuzu izlemeyin, bulduğunuzu okuyun.