• 16 October 2017, Monday 19:29
Av.Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

Sonbahar Havaları

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

“Düşen bir yaprak görürsen beni hatırla demiştin.

  Biliyorsun seni ben, sonbaharda sevmiştim.

  Her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla,

  Kuru dallar arasında, sen gelirsin aklıma ...”

İçli, romantik şarkılarla, sonbaharın ilk yağmuru yağmış; toprak, rengini bulmuş vaziyette bir sabaha uyandık. Artık hafif ve ayaza çalan tatlı bir rüzgar perdelerimizi uçuracak, ta ki kış geldi diyeceğimiz güne kadar. Şimdi gri bulutlar, vagonlar gibi sıra sıra, resmi geçit telaşında. Hangisinin keyfi olursa o bırakacak nemini, suyunu.

Ben, sonbaharı, ağaçlardan dökülen yaprakların sayılabildiği günden başlayan, ağaçlarda kalan yaprakların sayılabildiği günde biten nadide bir mevsim olarak tanımlıyorum.

Bir adını da “çoraplara merhaba mevsimi” adını koyduğum hazan mevsimi, bayanlar için “kışlık elbisem yok” nidalarıyla başlamış durumda. Montlara, kazaklara yer açmak için mayoları dolap arkasına ittirirken ki gözyaşlarımız yumuşacık atkılarımızın tesellisiyle dinecek mecbur.

Güneş kremlerinin yerini nasıl dolduracağız diye hiç düşünmeyin zaten kökeninde hüzün barındıran mevsimi daha acılı hale getirmenin lüzumu yok. En iyisi bütün enerjiyi mutfakta toplamak, çeşit çeşit kışlık ürünler hazırlamak. Kurutulmuş patlıcanlar, biberler, mis gibi dolmalar yapmak için sizi bekliyor olacak. Kaynatılıp kavanozlara konulan domatesler soğumaya bırakılırken, size de camdan yağmuru seyretmenin keyfini yaşamak kalacak.

Meteoroloji uzmanı olmaya gerek yok, pencere kuşu olacağımız günlere hoş bulduk derken hava, ne çok üşütecek ne de kavuracak kıvamda. Bu arada klimaların uzaktan kumandalarını çekmecelere koyarken hafif bir burukluk yaşayacağız tabii ki.

Bir süre soba yakma derdimiz olmayacaksa da pijamalarımızı giyip battaniye altında ısınma çabalarımız olacak.

Gece çakan şimşekleri sayarken sabah göz alıcı bir güneşle uyanacağımız sonbaharın karakteri de bu değil mi? (Kendimi hava durumu spikeri gibi hissettim şimdi, ama realitelerden bahsediyoruz herhalde burada …)

Öğleden sonra hava kapanacak, “akşama yağmur varmış komşum” diye birbirimize haber uçuracağız. Balkonlar şimdi güzel. Sabah kahvesi şimdi lezzetli. Vıcık vıcık terlemeden ince bir şalla ayazdan korunarak yapılacak sohbetler de en şahanesinden hem de.

En çok bahçe sulamayı özleyeceğim ben galiba. Perdeyi açtığımda hazır sulanmış bahçeyi görmek ne kadar güzel ve rahatlatıcı olsa da terliklerimi giyip arada yanan kafamı ve kollarımı yıkaya yıkaya hem kendimi hem de çiçeklerimi suladığım günleri arayacağım. Gözüm ilkbahara kadar uykuya dalan çiçeklerimin üstünde olacak. Yağmurlarla kovalamaca oynayacağımız için bir süre cam silme işkencesi olmamasından memnunum.

Haberler “Kasım ayında Ege kıyıları yazı aratmıyor” diyecekse de yine de mevsimleri olduğu gibi yaşamak gerektiğini düşünüyorum.

Bırakın denize turistler girsin, garibanların memleketlerinde böyle olanakları yok, ne yapsınlar? Ama siz deniz kenarında çayınızı için, balığınızı tutun, mevsime onun sonbahar olduğunu hissettirin. Sen hissettirmezsen, ben hissettirmezsem, küresel ısınma baharları yok edip gidecek. Elimizde 3 aylık yerine 3 günlük bahar kalacak.

Eylül, Ekim, Kasım hepsi ayrı havalı ayrı duygulu… Ekim ayı hep bir fiyakalı… Cumhuriyet havasıyım ben demeye başladı da Kasım’ı 11’inden başlatasım geliyor. Şimdiden duyduğum siren sesleriyle Kasım ayı da hep bir Atatürk özlemi... Hep bir “Sarı Zeybek”…

Bugünden itibaren ben nar ağacımızı hasat ederken herkese bol bol gökkuşağı izleme keyfi dilerim …


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık