Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Okula başlama yaşı 3’e indi.

Üniversiteden 65 yaşında mezun olan emekli amca ve teyze, kızlarının düğününde silahtan çıkan kurşun sonucu balkonda yaşamlarını yitirdiler.

Traktör devrildi, 20 ölü var.

Maçta yenilen takımın taraftarları tribünü savaş meydanına çevirdi.

Geline takılan altınları çalan hırsız kayıplara karıştı.

Oy verdiği partiyi protesto eden bir grup, seçimlerde yine aynı partiye oy vereceğini açıkladı.

Bir çekirdek aile daha kömür sobasından çıkan gazdan zehirlenerek uykuda hayatlarını kaybettiler.

Cadde ortasında dilenen adamın, Boğaz’da bir yalısının ve 10 adet yarış atının olduğu belirlendi.

Benzine % 100 zam geldi.

Mecliste yumruklar havada uçuştu.

Aralarında reyting rekorları kıran, liselilerin hayatını anlatan diziyi izleyen bir grubun da bulunduğu, taşlı, sopalı ve bıçaklı kavgada 3 öğrenci öldü, 5 öğretmen de yaralandı.

‘’Türkiye’de yağmur yağınca elektrik niye kesilir?’’ konulu konferans, yağmurdan dolayı elektriğin kesilmesi nedeniyle ertelendi.

İçki içmek yasaklandı.

12 yaşında evlendirilen X.Y., 13 yaşında ikiz sahibi oldu; üçüz beklentisini karşılayamadığı için töreye kurban gitti.

İşsizlerin sayısı % 100 arttı buna karşılık her ilçeye bir üniversite açılması planı hükümet programına alındı, vs. ...

Şimdi soruyorum hangi “haber”e şaşırdınız?

Hangisine; ‘bu nasıl olur’, ‘çok ilginç’, ‘felaket’, ‘aman aman’ dediniz?

Her gün haberlerde izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz, aslında fevkalade şaşırmamız gereken konulara bu kayıtsızlığı, uyuşmuşluğu, hipnotize olmuş hali nereden ve kimlerden öğrenmiş olabileceğimizi düşünüyorum.

Ne olursa olsun, her şey ne kadar normal, burası Türkiye, orası Avrupa, şurası Amerika, Afrika, Asya, Ortadoğu, Avustralya, Kutuplar demeye devam ediyoruz.

Sorunumuz şaşırmamak, çözümü ise yüz mimiklerimizden başlıyor:

Gözlerinizi kocaman açın, kaşlarınızı kaldırın, ağzınızı ‘Aaaa...’ dermiş gibi açın, ses çıkarırsanız tadından yenmez, bir de elinizle ağzınızı kapatırsanız daha bir inandırıcı olur.

Şimdilik böyle başlayalım.

Belki arkasından ‘’Kalk Hanım/Bey, memleket elden gidiyor!’’lar gelir.