Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Hayata pozitif tarafından bakmak, olması gereken şeyse de, olan, her zaman pozitif olmayabilir ve negatiflikleri de hayatın bir parçası olarak görmek gerekir.

 

İçinden çıkılmaz sorunlar cirit ustası olarak karşınıza çıkarlar ve bu sorunlar sizinle saklambaç oynamazlar, körebe olmanıza da fırsat vermezler. Ce-eeee derler hep. Dolayısıyla bu sorunlara kucak açmak yapılacak en doğru şey sanırım. Çünkü inkar etmek ya da görmezden gelmek, sorunları yok etmeyecek, daha da yer etmesini sağlayacaktır.

 

Bir insan sürekli neşeli ve mutlu olamayacağına göre böyle görünen herkesin inkar yöntemini kullandığını rahatlıkla söyleyebilirim. Peki inkar ya da kabul neye göre tezahür edecek bünyelerde? Ki bence eski insanlarda inkara yer yoktu, kabul, insanları daha da hayata bağlıyor ve dinç olmalarını sağlıyordu. Bunun sebebi sosyal medyanın o zamanlarda olmamasıydı belki de. Sosyal medya yüzünden, değmeyecek şeylere kafa yoruyoruz, zamanımızı öldürüyoruz, hiç olmayacak şeyleri kafaya takıyoruz istemeden.

 

Bazen berbat anlar bile kabullenilmeyi beklemez mi? Yüzleşmek gibi doğal bir davranış, problemlerin çözülmesi için bir başlangıç bence. Asla bir yetersizlik ve boyun eğmek değil.

 

Çalışkan ve üretken ol, hep iyi ol, hep neşeli… Kendi işinin patronu ol, toplum seni hatasız bilsin. Spora git, aktif ol ama hırslı olma. Çocuk da yap kariyer de… Sağlıklı beslen, en güzel evlerde otur. Bunların hepsini aynı anda yaparken kendin ol, özenti olma, modayı takip et, yeniliklerden geri kalma, kıskanç da olma … dayatmaları, insanların en küçük parçasına en küçük yaşlarda işliyor. Bizim hayatı yönetmemiz gerekirken hayat bizi yönetmeye başlıyor.

 

Yönetim kurulunun da bizlere vermiş olduğu hiç azımsanmayacak haklar var. Dikkat ederseniz her yönetim kurulu da bu kadar hak vermez yani. Ayrıca bu kurul, hak verme işini başka bir tarafından anlamış gibi acayip haklar da veriyor. Mutsuz olma hakkı, hayal kırıklığına uğrama hakkı, hata yapma hakkı bu acayip haklardan bazıları mesela.

 

Burada söz konusu ettiğim benim hayal dünyamın yönetim kurulu olsa da, gerçekten bu hakları veren ülkemtrak bir yer var; Uzupis Cumhuriyeti.

 

Gezi notlarının yer aldığı internet sitelerinde geniş bilgilere ulaşılabilir ama ben burada sadece bu ülkemtrağın anayasasındaki birkaç maddeyi belirtmek isterim; “Herkes hata yapma hakkına sahiptir.”, “Herkes mutsuz olma hakkına sahiptir.”, “Herkes aylaklık yapma hakkına sahiptir.”, “Herkes hiçbir şey anlamama hakkına sahiptir.”… Benim gibi düşünenler ülke kurmuş dedim kendi kendime. Azıcık üzüldüm fazlaca sevindim.

 

İzninizle yazımı burada tamamlıyorum. Çok geçmeden bu minnoş ülkeye uçak bileti almam gerekiyor. Ben yokken negatif olmaktan korkmayın, zira sosyal medyada yer alan, her daim neşe fışkıran fotoğraflarınız çok yapmacık. Bir gün ağlarken görüldüğünüzde ciddiye alınmayacaksınız, yalancı çoban misali ...