Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ

Saymakla bitecek gibi değil ama;

Filmin en heyecanlı yerinde reklamlar başlar, sinirlenirsin.

Kuyrukta önüne geçerler, sinirlenirsin.

Komşun gürültü yapar, sinirlenirsin.

Trafikte mutlaka ama mutlaka sinirlenirsin.

Patron olumsuz bir iki laf eder, sinirlenirsin.

Evde domates kalmamıştır, sinirlenirsin.

Hava soğur sinirlenirsin, ısınır yine sinirlenirsin.

Benzine zam gelir doğal olarak sinirlenirsin.

Eve geç kalan çocuğuna sinirlenirsin.

Kocan çöpü atmayı unutur, sinirlenirsin.

Karın tam da o gün giyeceğin gömleği yıkamıştır, sinirlenirsin.

İzlediğin müzik programında solist söylediği şarkının ölçüsünü sayamayıp tempoyu tutturamamıştır, çoook sinirlenirsin.

Dolmuş zamanında gelmez, sinirlenirsin.

Maaşın gününde yatmaz, sinirlenirsin.

Gerim gerim gerilmelerden koptum kopacağım zannedersin, sinirlenirsin.

Son olarak sinirlendiğin için sinirlenirsin.

Bir gün içinde zibilyon kere sinirlenirsin.

İnsan neye sinirlendiğini bilir de nelerden mutlu olduğu sorulduğunda hık diye kalır, çünkü sinirlenmek çok kolay gelir.

Sinire Giriş (Başlangıç Seviyesi); Kaşlarını çat, dudakları düşür. Yüz kasları, bu hali, yer çekimine karşı gelmek zorunda kalmadıklarından ve rahat bulduklarından dolayı pek sever. Ekstra bir çaba gerektirmez, her daim hazırız bu pozisyona. Adeta fırsat kolluyoruz.

Sinir Dersi (Orta Seviye); Burundan hızlı nefes alma tekniğiyle başlanır, eller ayaklar hareketlenir, hafif titremelerle süslenir. Artık sinirli bir aura oluşturdunuz çevrenizde. Hadi benden bir tüyo; sınavda gözbebeklerinizi büyütmeyi başarırsanız tam puan veriliyor.

Sinir Dersi (Profesyonel); Mezuniyete az bir süre kaldı. Etraftaki eşyalara bir takım darbeler, ses seviyesinin yükselmesi, savaş boyaları konularını hep işledik.

Uygulaması çok da bir çaba gerektirmeyen sinirlenme haline geçişin, herkesin kolayca kullanabileceği bir yöntem olduğunu gördük. Fakat mutluluk için aynı şeyi söylemek zor. Pahalı ve efor gerektiren bir duygu olduğundan pek kullanılmıyor.

Yer çekimine karşı gelmek lazım mutlu olmak için. Dudaklar gülümsemek için yukarı doğru kavis yapacak. Göz kenarlarında kazayağı diye tabir edilen çizgileriniz oluşacak ki bu nedense kadınlar için istenmeyen bir durumdur. Şimdi dudakları büzüştürmek varken çekiştirmeye çalışmanın ne alemi var?

Pahalı demiştim mutluluk için. Tam üstüne bastım gerçekten çok pahalı. İltifat veya güzel selamlaşmalar için kelime hazinenizin geniş olması lazım. Bir çiçek bahçenizin olması şart, kendinize çiçekler toplayabileceğiniz. Sohbet edecek dost biriktirmeniz gerekecek hayat kumbaranızda. Mutluluk kredisi de henüz tüketiciye sunulmadı bildiğim kadarıyla.

Homo Sapiens olarak zor olanı seçmek doğamızda yok. Hatta zoru başaran insanlara karşı bile sinirleniyoruz. Belki mutlu olmanın karşıtı sinirli olmak değil ama artık isyan ve sitemlerin sinir sistemini tetiklediğini gördüğümden çok net biçimde karşılaştırma yapmanın bir sakıncasını görmedim.

Ben, denemekte fayda var diyorum. Ağacın en tepesindeki elmanın daha lezzetli olduğunu bile bile neden dibine düşen çürüklere sinirlenmeye devam edelim ki?