- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 27 March 2017, Monday 19:43
- 4212 kez okundu
düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ
Adalet, sonradan mı, doğuştan mı? Soyut mu, somut mu? Fırında peynirli poğaça, masada elmalı ıhlamur, hava -10 derece, pencereden bakınca lapa lapa kar... Bu durum adil mi diye sorulur mu? Sorulur ancak taraf gerekir. 2 taraf 3 taraf... Bu kadar da görecelilik vardır, çoğuldur, ne kadar çok taraf varsa o kadar hak vardır ve ne kadar hak varsa o kadar çok adalet duygusu vardır ki adalet 7’nci hissimizdir, hatta ve hatta iddialıyım 3’üncü gözümüzdür. Empati gerektirir. Sezar’ın hakkı Sezar’adır. Herkesin hakkını tanımaktır. Zıt yararlar arasında denge sağlamaktır, köprüdür.
Yanlış anlaşılmasın zıtlıklardan çıkan ahenk değil anlatmak istediğim, kesinlikle ahenk değildir istenen, dengedir önemli olan. Ne kadar da soyut... Adalet duygusunu oluşturan da bu soyutluktur. Fakat insanoğlu maddi gerçeklere ulaşmak amacında olduğundan adalete cins ve somut kelimeler eklemiştir: Adalet sarayı, Adalet kapısı, Adalet asası gibi, ama yine de adalet fazla anlaşılamasın, soyutluğuna soyutluk eklensin diyerekten adalet mekanizması, adaletli olmak, adil davranış kavramlarını oluşturmuşlardır ki kafalar karışsın ‘çıkar’ın soyutluğuna zarar gelmesin. İnsanlar yargı örgütüne, adliye işlerine de adalet demişlerdir ki (nasıl büyük, geri dönülemez, hatalı bir kavramdır bu) bu, duygu olan adaletten çok ama çok farklıdır. Soğuk ve mutsuzdur.
Ne yani kendine göre adalet sağlananın mutluluğu mutluluk değil midir? Değildir, olamaz, olabilemez. Madem mutluluk; bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumudur, o zaman adalete ulaşılabilmesi için çekişmeli haklardan her birinin sahibinin de mutluluğa ulaşması gerekmez mi?
Tam bu sırada kapı açılır ve esas oğlan içeri girer: ‘Durunuz, durunuz ya eşitlik ne olacak!’ der. O anda tarafların eşit sayılması sonucunu doğuran adalet çıkagelir. Der ki, herkes yasa önünde eşittir. Hoop somut bir bebeğimiz oldu ‘’yasa’’. Ama ne zıtlıktır ki ‘Kanunların Ruhu’ olduğu gerçeğiyle karşılaşılır. Hatta yasa koyucu diye biri vardır, o hiç bulunamaz, ortaya çıkmaz; bir bulunsa çekeceği vardır da yine de yasaların lafzi yerine ruhu konuşulur.
En güzeli, herkese hak ettiğini vereceksin diyeceğim, insan hakları kapıyı bile vurmadan küüt diye dalacak. Zenginliğe, makama, kabiliyete takıldın mı denge kaybolur ‘’çıkar’’ çıkar. Katkı payı, adalet pastanızdaki payla yarışır. Adaletkâr düzen aynı zamanda adaletsizliği doğurur. Adaletin memnun ettiği taraf, karşı tarafa baktığında, kediciklerin köpekçiklerin kafa aşağıda, göz yukarıda, dudaklar düşmüş durumdaki suratlarına benzer suratlar görmez mi? Görmezse, ‘’eeh’’ diye bir ünlem duymuşsa eşitlik sağlanmış mıdır?
Adalet mülkün temelidir, adalet olmadan devlet olmaz.
Buradaki mülk kelimesi mal anlamında değil, devlet anlamındadır. Halen daha mülkü, bağ, bahçe, ağalık, paşalık sananlar için tekrar etmek istedim. Yani adalet o kadar da doğuştan o kadar da sonradan değildir. Aslında hem doğuştan hem sonradandır ama sonradan görme değildir.
Adaletin kılıcı kestiği yeri görür ama kılıcı tutan nereye bakar bilemem. Nihayetinde o da elle tutulur gözle görülür bir nesnedir. Yoksa değil midir?
Yapılacak şey: börek çörek yaparken her yerine peyniri eşit dağıtmak, 2 tarafı da eşit olarak iyice kızarana dek pişirmektir, eh kokusunda mest olmuş olanlara karşı adilane davranışla eşit parçalar halinde ikram etmektir. Kuru kuru gitmez şimdi bu, çay demlemek lazımdır.
Konu bütünlüğü bozulmasın şimdi; elmalı ıhlamurun elmasını ıhlamurunu iyi ayarlamak gerekir. Yoksa bardağınızda elmalı ıhlamur yerine ıhlamurlu elma yudumlayabilirsiniz. Bunu yudumlarken dışarıda yağan kara bakıp ılıman iklimlerde yaşayanlara gıpta edip sıcak ülkelere göç edesiniz gelir.
Ne işim var burada diye sorarsınız, arkasından bağrınızdan kopacak sorular: Allah’ım adalet mi bu? ya da Adaletin bu mu dünya? sorularıdır.
Şimdi, ilahi adalet darılmaz mı aklına yeni mi geldim diye.
Yok, ilahi adalet diye bir şey yoktur. Kendinizi kandırmayın.
Her şey doğal, olasılıklar dahilinde, mümkünat çerçevesi içindedir.
Doğumdan önce vardı, doğarken vardı, yaşıyoruz yine var ve hep OLACAK ...
Daha doğrusu: OLDURUNUZ...
-
21.05.2018 Evrenin oluşumu da bir kaos sonucuydu...
-
16.04.2018 Kuduz Aşısı
-
09.04.2018 Sihir
-
19.03.2018 RH Negatif
-
12.03.2018 Cehalet Dönemi
-
05.03.2018 Eşyasallık
-
26.02.2018 İnsanda biraz şans olacak!
-
12.02.2018 Deliler Koğuşu
-
06.02.2018 Yolcu yolunda gerek
-
29.01.2018 Savaş-Barış-Yine Savaş-Yine Barış …
-
22.01.2018 Dersimiz Temizlik
-
15.01.2018 Astrolojik tespitler
-
08.01.2018 İrdeleme nedir, nasıl yapılır?
-
18.12.2017 Çelebiler
-
11.12.2017 Çehov Kanunu
-
04.12.2017 Bir istifanın gerçekleşme hikayesi
-
27.11.2017 Medeniyetleştiremediklerimizden misiniz?
-
13.11.2017 Sinir Harbi
-
06.11.2017 Liste yapmanın incelikleri
-
30.10.2017 Cumhur Bey
-
23.10.2017 İnovasyonun bize etmedikleri …
-
16.10.2017 Sonbahar Havaları
-
04.10.2017 Yoğunum, Yoğunsun, Yoğun
-
25.09.2017 Masal Tarifi
-
18.09.2017 Ne olmuş yani gece ıslık çalsam?
-
11.09.2017 Konuşa(maya)n İnsan
-
28.08.2017 Grazie *
-
21.08.2017 Zap Zap Zap
-
14.08.2017 Isrartes’in Hayatı
-
07.08.2017 Şarj Aleti olan var mı?
-
31.07.2017 Hayat Bilgisi
-
24.07.2017 Bilinçlenmek ya da bilinçlenmemek … İşte bütün mesele bu!
-
17.07.2017 Dağ başını duman almış
-
10.07.2017 Tatil mi?
-
03.07.2017 Sözüm söz!
-
19.06.2017 Vaadetmenin Dayanılmaz Hafifliği
-
12.06.2017 Bekleme Odası
-
05.06.2017 Sus – Konuşma
-
29.05.2017 O mu? Bu mu? Şu mu?
-
22.05.2017 İki lafın beli
-
15.05.2017 Hukuku Bilimle aldatmak
-
08.05.2017 Ben ne bileyim?
-
02.05.2017 Öküzün Boynuzları
-
24.04.2017 Sistem Hatası
-
18.04.2017 “Reset”
-
10.04.2017 İdam izlediniz mi hiç?
-
03.04.2017 Fidye
-
20.03.2017 Hukuk Guşu
-
13.03.2017 Şaşı bak şaşır!
-
06.03.2017 Pardon, saatiniz var mı?
-
27.02.2017 Biliyorsun, öyleyse yoksun!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.