Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ...

düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ 

Hayat güzeldir tabii ki, hiç şüphesiz.

Güneşli bir güne uyanmak, gökyüzünün o fosforlu mavisinde göz gezdirmek, toprak kokusu, kocaman çiçekli ortancalar, çiçek basan ağaçlar, arkadaşlarla içilen kahveler, mandalina bahçeleri, nefes alıp vermek, sessizlikte kitap okumak, koşmak …

Bu kadarıyla yetinmeyip uzun yaşamanın sırlarını merak edenler var.

Özgürlük ve bağımsızlık da hayat için önemlidir ama insanda biraz da şans olacak be!

 

Öyle kahve falında çıkan şans göstergelerinde değil, avuç içindeki çizgilerden tahmin yürütülen şans yüzdesi oranında da değil, doğrudan insanın kaderinde olacak şans. Kendiliğinden gelecek. Kovalamaya pek gelemiyor.

O kadar nazlı ki, ‘işinizi şansa bırakmayın’ diyenleri yerden göğe kadar haklı çıkarıyor.

Bazen dönemsel patlamalar yaşatıyor. Kapıyı çalmadan, doğrudan kırıp giriyor. 

 

Çok şanssız hissedilen dönemlerde belki de çalacak bir kapı bırakmıyoruzdur şansa.

Tamamen milli piyango mantığı. Bilet almazsanız ikramiye çıkmaz.

 

İnsan şansını kendi yaratır ya, buna ruhani/ilahi bir ödül veya büyülü bir yetenek atfetmek de yanlış olur.

Biraz da zihinsel bir faaliyet olup olmadığını tartışmak lazım. 

 

Düşünce, duygu ve atılan adımlar da şansı yakalamamıza yardımcı olabilir.

İç sesi dinlemek ve şansızlıkların üzerine gitmemek de bir yöntem.

Bunları bir de zekayla birleştirince şanssızlığı kader olmaktan çıkarabiliriz.

 

Bir sıçrama tahtası bulmak için durmadan aranırken, hayatı kaçırmadan yaşayabilenler grubuna girebilmek de büyük şans ve bunun için gereken tek şey, kendini o güne hazırlayabilmektir.

 

İyi şans olduğu kadar kötü şans diye de bir şey olduğunu biliyoruz.

Çünkü şans her ne kadar algıda farklı yer işgal etse de illaki önüne bir sıfat bekler.

Şans, olmayanı olur yapabileceği gibi olanı da yok edip gidebilir.

Kazanma-kaybetme, ölüm-kalım, dost-düşman karşıtlığı kategorisine sokuyoruz iyi şans-kötü şans karşıtlığını. 

 

Dünyaya bir daha gelmeyeceğimize göre küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarma yeteneğimizi geliştirelim yeter.

Elimizdeki yün yumağından bir kazak yapmaya benzer, bir şansı yakalamak.

Kullanamadıktan sonra ‘iyi şanslar’ dilemek de çare değil ...