- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 December 2017, Monday 18:52
- 4334 kez okundu
düşünen ayna ... / Av. Aytül ÖZTURAN YILMAZ
Bugün sinemaya gidelim.
İhtiyacımız olan malzemeler, bir adet bilet, bir kova mısır patlağı. Ya da sıcacık evimizde güzel bir film izleyelim. Malzemeler aynı sayılır; bir adet film, bir tencere dolusu mısır patlağı, belki çenemize kadar çekebileceğimiz bir battaniye.
Macera, Animasyon, Biyografi (Hayat Hikayesi), Komedi, Suç (Polisiye), Belgesel, Dram, Fantastik, Tarihi, Müzikal, Romantik, Bilim Kurgu (Sci-Fi), Korku, Savaş, Vahşi Batı… ‘Bu benim sevdiğim tür’ diyebileceğin bir tür varsa ne mutlu. Yoksa da itinayla her birinden birer tane izlenmesinde fayda var.
Günlerce hatta aylarca vizyona girmesini beklediğin filmler olmalı. Sevdiğin aktörler ve aktristler. Başıma bir şey gelmeyecekse söyleyeyim, film izlemeyi hiç sevmedim. 2 saat boyunca yağlı mısır yiyerek ve kola hüpleterek koskoca bir perdeye bakmayı ya da evde yapılacak o kadar iş varken ekrana bağlı kalmayı zaman kaybı olarak gördüm. Fikirlerim çok da değişmemekle birlikte ne zaman bir film izlesem iyi ki izlemişim diyorum. Öyle bir şey ki önyargılarla başladığım filmleri birkaç kez izlemişliğim bile var. Sadece müzikleri için izlediğim filmler sayılamayacak kadar çok. Uyumak ya da uyanık kalmak için yaptığım film koleksiyonları var.
Yeşilçam zaten cepte. Sevmeyen, bilmeyen yok. Hollywood ise kıtasal uzaklığa rağmen bizi bizden alan filmlerle çok çok yakın. Muazzam bütçelerle çekilmiş, güzel kadın, güzel adamlarla süslenmiş filmler hayli lezzetli. Boşuna 7. Sanat denmiyor. Sinemadan film biter bitmez koşarak uzaklaşanlardan değilseniz, “SON” yazısından sonra akan yazılara bir göz gezdirmişsinizdir. Kaç kişi çalışmış, neler neler kullanılmış, nasıl emekler verilmiş öyle. Ben de onu 2 saatte tüketiyorum.
Sinema konusunda itiraf da ettiğim üzere herhangi bir severkişiliğim ya da bilirkişiliğim olmadığını söyleyebilirim söylemesine de, yine de artık hep aynı olayları, aynı diyalogları, aynı efektleri gördüğümü söyleyecek kadar da çok sayıda film izledim. Çok nadir öyle “vaaovv” dediklerim. Her şeyde olduğu gibi filmlerin de kuralları kaideleri var. Kurallara uyunca “Oscar goesto…”, uymayınca sanat filmi oluyor. İki arada bir derede kalanlar gişe filmi olup çerez niyetine yeniyor, bitiyor ve sonsuzlukta kayboluyor.
Yakın zamanda yine Oscar ödül töreni yapılacak ve Türkan Şoray değil ama Çehov Kanunu’na uyan filmler minik heykelciği hakedecek. Birinci perde açıldığında duvarda bir tabanca asılıysa veya oyunculardan birisinin belinde, elinde tabanca görülüyorsa o tabanca ateşlenmelidir, şeklinde açıklanabilecek Çehov Kanunu kazanacak da diyebiliriz. Sanatın sanat için yapıldığı formül gibi bir şey.
Filmlerin, sinema eleştirmenleri tarafından teknik bakımdan ıcık cıcık edilmesinde de ‘sanat sanat içindir’ sonucunu çıkarıyorum. Ama ben ruh halimin gerektirdiği şekilde sadece güzel zaman geçirmek istiyorum. Sanatın benim için yapılmasını istiyorum. Soğuk sinema salonlarında beni nerede olduğumu unutturacak bir şeyler izlemek istiyorum. Ödüller için özel tasarlanan filmleri ve ödül oyuncularını sevenlere bırakıyorum.
Bir ara, ardı arkasına üç boyutlu filmler yapılıyordu. Sahi ne oldu onlara? Bitti gitti işte…
-
21.05.2018 Evrenin oluşumu da bir kaos sonucuydu...
-
16.04.2018 Kuduz Aşısı
-
09.04.2018 Sihir
-
19.03.2018 RH Negatif
-
12.03.2018 Cehalet Dönemi
-
05.03.2018 Eşyasallık
-
26.02.2018 İnsanda biraz şans olacak!
-
12.02.2018 Deliler Koğuşu
-
06.02.2018 Yolcu yolunda gerek
-
29.01.2018 Savaş-Barış-Yine Savaş-Yine Barış …
-
22.01.2018 Dersimiz Temizlik
-
15.01.2018 Astrolojik tespitler
-
08.01.2018 İrdeleme nedir, nasıl yapılır?
-
18.12.2017 Çelebiler
-
04.12.2017 Bir istifanın gerçekleşme hikayesi
-
27.11.2017 Medeniyetleştiremediklerimizden misiniz?
-
13.11.2017 Sinir Harbi
-
06.11.2017 Liste yapmanın incelikleri
-
30.10.2017 Cumhur Bey
-
23.10.2017 İnovasyonun bize etmedikleri …
-
16.10.2017 Sonbahar Havaları
-
04.10.2017 Yoğunum, Yoğunsun, Yoğun
-
25.09.2017 Masal Tarifi
-
18.09.2017 Ne olmuş yani gece ıslık çalsam?
-
11.09.2017 Konuşa(maya)n İnsan
-
28.08.2017 Grazie *
-
21.08.2017 Zap Zap Zap
-
14.08.2017 Isrartes’in Hayatı
-
07.08.2017 Şarj Aleti olan var mı?
-
31.07.2017 Hayat Bilgisi
-
24.07.2017 Bilinçlenmek ya da bilinçlenmemek … İşte bütün mesele bu!
-
17.07.2017 Dağ başını duman almış
-
10.07.2017 Tatil mi?
-
03.07.2017 Sözüm söz!
-
19.06.2017 Vaadetmenin Dayanılmaz Hafifliği
-
12.06.2017 Bekleme Odası
-
05.06.2017 Sus – Konuşma
-
29.05.2017 O mu? Bu mu? Şu mu?
-
22.05.2017 İki lafın beli
-
15.05.2017 Hukuku Bilimle aldatmak
-
08.05.2017 Ben ne bileyim?
-
02.05.2017 Öküzün Boynuzları
-
24.04.2017 Sistem Hatası
-
18.04.2017 “Reset”
-
10.04.2017 İdam izlediniz mi hiç?
-
03.04.2017 Fidye
-
27.03.2017 Öldürünüz değil oldurunuz
-
20.03.2017 Hukuk Guşu
-
13.03.2017 Şaşı bak şaşır!
-
06.03.2017 Pardon, saatiniz var mı?
-
27.02.2017 Biliyorsun, öyleyse yoksun!
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.