Özçelik ARAL

1960 öncesinde Ankara’da bir genç, Amerika’da yüksek öğrenim yapmak için devletten burs kazanmıştı. O sıralarda Türkiye döviz darlığı yaşıyordu. Okulların açılmasına çok az zaman kalmıştı. Bir türlü döviz kendisine verilmiyordu.

VEHBİ KOÇ DEVREDE

Derdini anlattığı bir yakını, bu konuyu Vehbi Koç’un çözebileceğini söyledi. Vehbi Koç her gün sabah 8’de Ulus’taki Koç Han’a gelir ve asansöre binerek, odasına çıkardı. ‘Sen sabah erkenden git, bekle, asansöre birlikte bin ve derdini anlat’ dedi.

Genç sabah erkenden gelip, Koç Han’da Vehbi Koç’un gelişini beklemeye başladı. Saat 8’de hiç gecikmeden Vehbi Koç geldi ve birlikte asansöre bindiler. Genç, üst katlara çıkıncaya kadar derdini anlattı. Vehbi Koç, genci odasına davet etti. Tekrar dinledi ve sonunda ben sana yardım edeceğim dedi. Ayrıca, ‘Amerika’da Ford şirketine yazı yazıp aylık, sana ayrıca bir ödenek verilmesini sağlayacağım’ dedi.

Ankaralı genç çok şaşırmıştı. Ayağa kalktı, Vehbi Bey’in elini öptü, teşekkür etti. Arkasından Vehbi Bey’e dönerek, ‘ben borcumu size nasıl ödeyeceğim’ diye sordu. V. Koç, ‘yarın sen de bir öğrenciyi okutursan, bana borcunu ödemiş olursun’ dedi.

TEV VAKFI

Genç, Amerika’da eğitimini bitirdi ve Türkiye’ye döndü. Bu arada Vehbi Koç, arkadaşları ile Türk Eğitim Vakfı’nı (TEV) kurmuştu.

Ankaralı genç, daha sonra iyi bir iş adamı oldu. TEV’e once bağışta bulundu. Daha sonra Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi. Daha sonra da TEV Başkanlığı’na getirildi. Halen bir değil, onlarca genci okutarak, Vehbi Koç’a verdiği sözünü yerine getiriyor.

MİLASLI GENÇ FEN LİSESİ’NDE

Bir yakınımın oğlu olan Milaslı genç, o zaman Türkiye’de 10 adet olan Fen Liseleri Sınavı’na girdi. Mersin Fen Lisesi’ni kazandı. Fen Liselerinin her birine 96 yatılı öğrenci alınıyordu. Öğrenciler yeme ve yatma giderlerini karşılıyorlardı. Genç, okul açıldıktan sonra, parasız yatılı sınavlarına girdi, başararak üç yıl parasız okuma hakkını elde etti.

Bu arada gencin babası, çalıştığı işyerinden bir siyasetçi tarafından, liyakatlı olmasına ragmen çıkartıldı, işine son verildi. Bu, genci daha da hırslandırdı. Çalışmalarını hızlandırdı ve başardı.

İkinci yılın başında bir öğretmeni, elinden tutarak, Mersin’in en iyi dersanesine götürdü. Dersane yöneticisine, ‘size en iyi öğrencimi getiriyorum, bu gence parasız ders vereceksiniz, yarın sizin yüzünüzü ağartır’ dedi. Önerisi kabul edildi.

GENÇ, TÜRKİYE 100’ÜNCÜSÜ VE MERSİN İL BİRİNCİSİ OLUYOR

O zamanlar Üniversite Sınavları iki basamak halinde yapılıyordu. Birinci basamak sınavında, Milaslı genç Türkiye 100’üncüsü, Mersin İl birincisi oldu. Dersane bunu gurur duyarak açıkladı.

TÜRKİYE 64’ÜNCÜSÜ OLUYOR..

İkinci basamak sınavında, Türkçe-Matematik dalında Türkiye 64’üncüsü oldu. Bu haberi Milas Önder Gazetesi, Milaslı gencin büyük başarısı diye duyurdu.

Babasının işine son veren siyasetçi o zaman görevdeydi. Önder gazetesini mutlaka okudu. Acaba o zaman ne düşündü?

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNİ KAZANDI

Birinci tercihi olan Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazandı. Sabancı Bursu’na başvurdu. Başvurusu kabul gördü. Beş yıl bu burstan faydalandı. Ayrıca THY, İş Bankası ve ders aldığı dersane tarafından ödüllendirildi.

SÜPER DORM’A YERLEŞİYOR

Boğaziçi Üniversitesi’nde, iş adamlarının yaptırarak üniversiteye bağışladıkları yurt vardı. Bu yurtlar apartman dairesi şeklinde düzenlenmişti. 4 öğrenci ayrı ayrı odalarda birlikte kalıyorlardı.

Bu yurtlardan birini Vehbi Koç yaptırmıştı. Yurtların yarısında başarılı öğrenciler ücretsiz kalıyor, diğerlerinden ise diğer öğrenciler paralı olarak faydalanıyordu.

Milaslı genç, başarılı olduğu için, ödüllendirilerek Vehbi Koç yurdunda 3 yıl ücretsiz kaldı. Üniversiteyi onur derecesiyle bitirdikten sonra, Milas’ta komşularının bir kız torununa üniversite sınavlarına hazırlanmasında yardımcı oluyordu. Öğrencisi, çok memnun olduğunu, yakın bir kız arkadaşına söylemişti. O öğrenci, babasının işene son veren siyasetçinin kızıydı. Genç, öğrencisine, ‘seninle gelebilir ve ücret almam’ demiş. Kız bu olayı siyasetçi babasına söylediğinde, ‘onun babasını ben işten attım’ diyerek, gururla konuşmuş. Bu şekilde, liyakatli bir kişinin, siyaseten işine son verilmesinin, gurur verici bir olay da olduğunu öğrendik.

DOKTORA BURSU ARIYOR

Genç, Boğaziçi’nden daha mezun olmadan, yurt dışında doktora bursu olanaklarını araştırmaya başladı. Bu ancak, şu koşullarda olabiliyordu:

1.TEV bursu alabilirdi. Ancak TEV, çok az sayıda ve belirli konularda doktora bursuna destek oluyordu.

2.YÖK’ten burs almak. Bunun için sınava girdi, başardı, ama burs süresinin 1,5 katı kadar zorunlu hizmet vardı.

3.Yurt dışından burs bulmak. ABD’lerinde Stanfordu Üniversitesi’ne bağlı bir merkez, tüm dünya öğrencilerinin katılabileceği, GRE adı verilen bilim ve lisan sınavı yapıyordu. Doktora yapabilmek için bu sınavlardan yüksek puan almak gerekiyordu.

Genç, bu sınavlara girdi. Yüksek puan alarak, ABD’de Endüstri Mühendisliği dalında doktora programı olan 5 üniversiteye başvurdu. 2 üniversite burslu olarak kabul edeceğini bildirdi.

Teksas AXM Üniversitesini seçerek, 2001 yılında doktora eğitimine başladı. En iyi yabancı öğrenci seçildi. 2007 yılında mezun oldu.

TÜRKİYE’DE DURUM..

Size bunları niçin anlattım? Ülkemizde de bilim sınavı yapılıyor. Ancak yanında küçük bir eki var. Ayrıca sözlü sınav (mülakat) da ekleniyor.

Bilim sınavında yüksek puan alanlar, sözlü sınavda düşük puan verilerek eleniyor. Düşük puanlı yandaşların, sözlü sınavda puanları yükseltiliyor.

Yurt dışında sözlü sınav uygulaması yokken, bizde başarılı gençlerin önü kesiliyor, hakkı yeniyor.

Bu uygulamayı yapanlara gönderme yapıyorum. Gençlerin hakkını yemeyin, yarın bunun hesabını veremezsiniz.

DEVLET BABAYA BORÇ

55 yıl once Üniversiteden mezun oldum. İlk okuldan Üniversite sonuna kadar devlet okullarında okudum. Beni okutarak adam eden Türkiye Cumhuriyeti’ne ve devlet babaya kendimi borçlu kabul ediyorum. Her zaman bilgili ve liyakatli gençlere yardımcı oldum. Halen borcumu ödemiş değilim, ödemeye çalışıyorum.