• 13 January 2023, Friday 9:34
ÖzçelikARAL

Özçelik ARAL

MİLAS BELEDİYESİ’NİN BİLGİLİ VE ÇALIŞKAN 4 ESKİ ÇALIŞANI

Aşağıda anlatacağım kişiler 1935-1998 yılları arasında Milas Belediyesi’nde çalışma astlarına ve diğer çalışanlara örnek olmuş, bilgili çalışkan kişilerdir.

MUSTAFA TURAN (BAŞTAKİP)

Mustafa Turan, 1935 yılında Şevket Gökbel’in belediye başkanlığı döneminde odacı olarak işe başlar. Zamanla katip, sonraları çalışkanlığı ve bilgisi ile başkatipliğe yükselir. 1580 sayılı belediye kanunu ve bununla ilgili tüzük nizamnamelerini ezbere bilirdi. Belediye Başkanı Nazmi Akdeniz’in en çok güvendiği memurdu.

1950 yılında yerel seçimler olur. Seçimleri Demokrat Parti kazanır. Yönetim DP’lilerin eline geçer. DP’nin tabanında, belediyedeki CHP’lilerin kökünü kazıyacağız diye bir söylenti vardı.

Seçimlerden bir süre sonra Belediye Başkanı Turan Akarca başkatibi çağırır, “Seninle çalışmak istemiyoruz, istifa et” der. Başkatip de “Ben Belediye Memur ve Müstahdemleri Tüzüğü’ne bağlı olarak çalışıyorum, istifa etmiyorum” cevabını verir. Başkan “Öyleyse, izne ayrıl, izin kağıdı yap” der. Mustafa Turan ise “Onbeş gün izinliyim. İzin kağıdına gerek yok, sizin sözünüz yeter” der.

Ertesi gün işe gelmez. Birkaç gün geçince belediyede çalışmalarda bir duraksama olur. Bunun üzerine Belediye Başkanı, Belediye Zabıta Amiri (zamanla müfettiş diye anılan) Mehmet Efendi’yi çağırarak, başkatibi geri getirmesini ister. Müfettiş oradan ayrılıp, o zamanlar Çaputçu Hanı Meydanı’ndaki Milas’ın en meşhur lokantası olan Yıldız Lokantası’na gider. Mustafa Turan rakısını içmektedir. Başkanın söylediklerini intikal ettirir. Aldığı cevap, “Ben onbeş gün izinliyim” olur.

Müfettiş bey cevabı Belediye Başkanı’na iletmez. İki gün sonra başkan, müfettişi çağırarak, “Ne oldu?” diye sorar. “Efendim bulamadım.” Cevabını alır. Başkan, “Git Yıldız Lokantası’nda oturuyor. Yanına bir zabıt memuru alarak, ihzarlı olarak getir” der. Müfettiş tekrar Mustafa Turan’ın yanına gider, “Ağabey beni zor durumda bırakıyorsun” der. O da “Yarın geleceğim.” cevabını verir.

Mustafa Turan ertesi gün işinin başına döner ve 10 yıl süreyle hiçbir sorun olmadan DP’li belediye başkanları ile çalışır.

Mustafa Turan, yılların deneyimiyle, belediye meclis ve encümen kararlarının yazılışında özel bir sistem düzenlemiştir. Bu sistem Milas Belediyesi’nde yaklaşık 30 yıl süreyle kullanılır.

1960 ihtilalinden sonra Milas Kaymakamı aynı zamanda, Milas Belediye Başkanlığı’na vekalet etmektedir. Kaymakam, tarikat kalemi (yazı işleri)’nde çalışan Yusuf Koç isimli memura “Yusuf Bey sen de istidat (kabiliyet) görüyorum. Tahtasız Mustafa Efendi gibi memur ol.” Der.

Bana yukarıda anlattığım olayları, 1990 yılında, belediye meclisinde birlikte görev yaptığımız ANAP’lı üye Yusuf Koç anlattı. Yusuf Koç, aynı salonda odası olan Mustafa Turan’ın yanına gider. Sıkılarak kaymakamın sözlerini tekrar eder. Mustafa Turan başından geçenleri anlatır. “Kaymakam sana tahtasız (çok akıllı, bilgili olanlar için kullanılan bir deyim) Mustafa Efendi gibi çalışkan, kişilikli memur ol demiş.” Der.

Mustafa Tutan, 1961 yılında, kaymakam ile düştüğü bir çelişkiden dolayı emekli olur. Geçenlerde eski Milaslılarla ilgili yaptığım bir sohbette 1963-1973 döneminin belediye meclis üyesi olan Diş Hekimi Rüştü Birlik (1930 doğumlu), bana o dönemde dahi Mustafa Turan’ı çağırıp, bazı sorunlu konularda danıştıklarından bahsetti. Bu da Mustafa Turan’ın o dönemde ne kadar bilgili olduğunun kanıtıdır.

SALİH KOÇER

(SUCU SALİH USTA)

Belediyede eskiden çalışanların tamamı memur kadrosu ile çalışırdı. Salih Koçer 1945 yılında Milas Belediyesi’nde su ustası olarak göreve başlamıştır. Aslen Muğlalı’dır. O yıllarda sadece Kaymak Kavağı suyu ve sokak çeşmeleri vardı. Evlerde su aboneliği yoktu.

Daha sonra 1950’de Labranda, 1957’de de Sarı Çay kuyularından Milas’a su getirildi. İletim hattı ve şehir içi su şebekesinin ana boruları font (döküm)dü. Bunların birbirleriyle eklenmesi özel teknik isterdi. Boruları kesilir ve aralarına sıcak kurşun doldurulurdu. Salih Usta, bu işi çok iyi bildiği gibi yanında Emin ve Kadir ustaları yetiştirdi. Yıllarca su işini sorun çıkarmadan birlikte yürüttüler. Milas’ta su borularının hangi derinlikte geçtiğini çok iyi bilirdi.

1970 yılında emekli oldu. CHP’ye katıldı.  1973-77 döneminde birlikte belediye meclis üyeliği yaptık. Kendisinden Milas’ın su kaynakları ve şebekesi ile ilgili çok şey öğrendim. Uzun yıllar dostluğumuz devam etti ve 1990 yılında dünyadan ayrıldı.

HÜSEYİN ÜLTANUR

(BAŞ EFENDİ)

1955 yılında Milas Belediyesi’nde zabıta memuru olarak işe başladı. Daha sonra Mustafa Turan’ın emekliliğinden sonra belediye başkatipliğinle memur olarak görevlendirildi. M.Turan ile halef-selef olmamasına rağmen, O’nun belediye yazı işlerinde uyguladığı kalıpları korudu. 1973 yılından sonra bu kalıpları aynen kullanırken, ben kendisine Türkçeleştirilmesini söyledim. İhtilap (seçim), işari oy (işaretli oy), esami oy (ad belirtilerek) deyimlerinin kullanılmasını önerdim ve kullandı.

Tam bir Osmanlı kalem efendisiydi. Bugün ancak filmlerde gördüğümüz gibi elbisesinin kollarını kopya kağıdı ve mürekkepten korumak için kollukları vardı. Kolluklar O’nunla birlikte tarihe karıştı.

Belediye Reisi Erdal Çerçi ile çok uyumlu çalıştı. Reis O’na başefendi diye hitap ederdi. Reisin belediyede bulunmadığı saatlerde belediye memurlarının geliş, gidiş ve çalışma saatlerini dikkatle izler. Belediye reislerine intikal ettirmeden uyarıda bulunurdu. O’nu çoğu zaman koridorda ya da pencerede denetleme yaparken görürdüm.

Oğlunun da belediye memuru olması için bize ricada bulundu. Kabul ettik. Oğlu işe girdikten sonra, bir gün babasının odasına gider, “baba” der. Cevabı “çık dışarı” olur. Tekrar gelir, tekrar aynı cevabı alır. “Babalık evde kaldı” der. İşiyle evladını bile ayırt edebilen, eski terbiye almış memurdu. 1982 yılında emekli oldu.

 

MEHMET EMİN ÇOBAN

(KALFA)

Ortaokuldan sonra Muğla Yapı Enstitüsü’nde okudu. Mezun olduktan sonra Milas Belediyesi’nden kalfa olarak işe başladı. Yapı enstitüsü mezunlarının unvan değişikliği ise, 657 sayılı devlet memurları kanunu ile oldu ve teknisyen ünvanını aldılar.

40 yıla yakın bir süre, Milas Belediyesi’nde çalıştı.

O zamanlar belediye kanununa göre 4 yıllık imar programları yapma zorunlulukları vardı. Bu programların hazırlanmasında uzun yıllar önerileriyle belediye meclislerine yardımcı oldu.

Milas’ı sokak sokak ev ev bilirdi. Yeni açılabilecek yollar konusunda ilginç önerileri vardı. Bu programlar 20 yıla yakın bir süre anlattı. Belediye başkanı ikna olarak işin teknik hazırlıkları ile ilgili olarak Mehmet Emin Çoban’ı görevlendirdi.

Bu şekille 1982-83 yıllarında Ulusal Egemenlik Caddesi’nin açılması, Kadı Ağa Caddesi’nin düzenlenmesi, Uncular Caddesi’nin Demirciler Meydan yoluyla Menteşe Caddesi’ne bağlanması, Nazmi Akdeniz Caddesi’nin başlangıç kısmının açılması, Tümbek Sokağın açılması, Tabakhane Caddesi’ndeki yanık kahvenin kamulaştırılması, Ulu Cami önündeki Selamların Evi’nin yıkılması vergi değeri üzerinden yapıldı. İşin fikri Mehmet Emin Çoban’ın olduğu halde başarı Belediye Başkanı Ünal Çetin’in hanesine yazıldı.

1989 yılında belediye yönetimi SHP’ye geçti. Ben de imar komisyonu başkanlığı görevini üstlendim. 5 yıllık imar programı yapılacaktı. Yılların deneyimiyle ben programın kamulaştırma kısmının geniş olmasını, gelecek kuşaklara örnek olup, önlerinin açılmasını istedim. Buradaki amacımın en önemlisi belediye başkanlarının geçici, inşaat ruhsatı vermesinin önüne geçmekti. Böyle bir durum olduğunda, başkan zorunlu olarak, meclise başvurup, kamulaştırılmanın kaldırılmasını istemek zorundaydı.

Çok ileriye dönük bir kamulaştırma programı, imar komisyonu ve ona danışmanlık yapan M.Emin Çoban’ın gayretleriyle meclisten geçti. M.Emin Çoban’ın yıllarca düşündükleri ve gerçekleştiremediklerini programa aldık. Halen bu programdaki, bazı yerlerin 30 seneyi aşmasına rağmen, sayıları yaklaşık olarak 25’e yakının yapılmadığını üzülerek görüyorum.

M.Emin Çoban’la Milas emlak vergilerini düzenleme komisyonunda iki kez çalıştık. Çok yardımlarını gördüm.

En son önerilerinden biri de, 1950’den beri vatandaşlar iyi niyetle duvarları geri çektiler, bu yerlerin tapularının düzeltilmesi idi. 100’ü aşkın bu yerin tapudan düşülmesi için belediye başkanına birlikte öneride bulunduk ve vatandaşın boşuna emlak vergisi ödemesinin önüne geçtik.

M.Emin Çoban’la akrandım, arkadaşlığımız ve dostluğumuz uzun yıllar devam etti. 2012 yılında belediye meclisi kararı ile İsmet Paşa Mahallesinde bir parka Emin Çoban adı verildi.

Milas Belediyesi’ne hizmet etmiş, çalışmaları ile örnek olmuş bu kişileri, genç belediyecilerin örnek almasını diler, 4’ünü de rahmet ve saygıyla anıyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık