• 20 April 2022, Wednesday 10:55
ÖzçelikARAL

Özçelik ARAL

MİLAS OVASI VE KIRSAL MAHALLELERDE YAPILAŞMANIN GETİRDİĞİ SORUNLAR

Bu yazıyı yazdığım için bir takım çevreler ve kişiler bana kızacak ve eleştireceklerdir. Varsın kızsınlar; gerçekler saklanarak değiştirilemez.

I.MİLAS OVASINDA YAPILANMA

Bu konuyu çok araştırdım. Bir arkadaşım, babasının Türbe Ortaköy’den Milas’a göçtüğünü ve kendisinin de 1955’de ilkokula Milas’ta başladığını anlattı.

İlk göçenler memnun olmuş ki, yakınlarını ve köylülerini göçe çağırdılar. Bu arada, Milas dağ köylerinin dışında, Yatağan’ın Bencik ve Katrancı köylerinden bir takım göçler oldu.

Gelenlerin 4 amaçları vardı:

1.Çocuklarını okutmak. Bunu da başardılar. Bu çocuklardan bir çok doktor, öğretmen ve memur olduğunu biliyorum. Amaçlarına ulaştılar.

2.Okumayan çocukları sanatkar yapmak. Bunda da başarılı oldular.

3.İş bulup çalışmak. O zamanın koşullarında bu iş zordu. İlerleyen yıllarda bu da oldu.

4.Tarım yapmak. Daha iyi koşullarda, sulama gibi olanaklardan faydalandılar.

Geldiklerinden 10-15 yıl sonra çocuklar büyüdü. Onlar için de ev gereksinimi doğdu. Çocuklarına ev yaptılar. Daha sonra torunlar büyüdü, onlara da ev yapmaya başladılar. Böylece bir parsel içinde, çok yapılaşma ortaya çıktı.

İlk geldiklerinde, köylerinde elektrik ve akarsu da olmadığından, buna da kolayca alıştılar.

70’li yıllarda elektrik ve su işleri Milas Belediyesi’nin yönetimineydi. Elektrik ve su istediler, belediyenin olanaklarının sınırlı olması nedeniyle kente çok yakın olanlar bunlardan faydalandı.

80 yılından sonra, populist politikalar gereği, elektrik ve suya tamamen kavuştular. İleriki yıllarda, belediye sınırları içinde yaşadıklarından, oy sahibi olarak, belediyeye baskı yaparak, ova yollarını soğuk asfalt yaptırdılar.

Bu arada, 70’li yılların sonunda, 80’li yılların başında uyanıklar çıktı. Şehrin kenarındaki tarlalarını, kendilerince 5’er metrelik yollarla parsellediler. Yasal boşluktan faydalanarak, önce hisseli tapu ile sattılar. Hisseli tapu satışları kaldırılınca, çaresini de buldular. Tapulu arazileri muhtar senedi ile sattılar. Bu şekilde yapılanmalar başladı. Bunun ilk örneği, Hayıtlı Mahallesi Kırk Evler Semtinde oldu. Mal sahibi araziyi satarak, Milas’tan ayrıldı. Bu işi temizlemek, Milas Belediyesi’ne düştü.

1989’da Fevzi Topuz Belediye Başkanı seçildi. Ben de İmar Komisyonu Başkanı idim. O zaman yeni çıkan 2981 sayılı İmar Islah Kanunu’nun bu bölgelerde uygulanmasını önerdim. Milas’a bitişik olan 3-4 bölgede uygulandı. Hisseli tapular bağımsız tapuya, muhtar senedi ile satılanlar once eski mal sahibinin üstüne, daha sonra da satın alanların üstüne intikal etti. Bu şekilde 250-300 ailenin tapularına kavuşmasını Fevzi Topuz başarılı bir şekilde sağladı.

Diğer parsellirin sorunlarının neden çözülmediğine gelince, bu parseller ovada benek şeklinde yayılıp, bir bütünlük oluşturmuyordu.

Aradan yıllar geçti. 2018’de İmar Affı kanunu çıktı. Vatandaş daha once kaçak yaptığı binaları, belli bir bedel ödeyelerek yasallaştırdı.

Geçenlerde, iki yıl once babası ölen bir arkadaşıma rastladım. Kendisine aşağıdaki soruları özellikle sordum:

  1. Babandan kalan yerleri üzerinize intikal ettirdiniz mi? Tapu işlem yapmıyor..
  2. İmar Affı’na başvurdun mu? Başvurdum, parayı ödedim.
  3. Tapularınızı alabildiniz mi? Tapu işlem yapmıyor.

İmar affı ile ödenen bedelle, yapılar yasallaştı, ama tapular çıkmadı. Yapılaşma oldu, fakat tapulaşma olmadı.

II.KIRSAL MAHALLELERDE YAPILAŞMA

Son yıllarda kır evi, hobi bahçesi, kır villası, hatta kır malikanesi modası çıktı. Milaslı hali vakti iyi olanlar ve yabancılar, bu modaya uydu.

Köylerin dışında bu tip evler yapılmaya başladı. Özellikle, tapusunda ‘ev’ deyimi bulunan yerler, daha değerli olarak satıldı.

Yapılaşma, hiç ümit etmediğimiz dağ köylerine kadar yayıldı. Yapılaşmanın ?’I köy yerleşim alanlarının dışında oldu.

Yerleşim alanlarının dışındaki bu yapılaşmalar için elektrik dağıtım şirketinden elektrik, Büyükşehir belediyesinden su, ilçe belediyesinden de yollarının yapılması ve temizlik hizmeti istendi.

Hatta, kadastral yolu olmayan parseller yol bile istedi.

Buna karşılık ne verdiler? Emlak vergisinden muaf oldukları için vergi ödemediler. Sadece su bağlantısı yapılmış ise, Milas Belediyesi’ne ayda 20 lira gibi katı atık bedeli ödüyorlar. Taksici esnafı deyimiyle, ‘çöpler ayda 4 defa toplansa, buraya 20 liraya mahalle seferi yapılmaz’.

Yapılaşmalar şu anda birinci kuşakta. Yarın ve sonrası, ikinci, üçüncü kuşak da yapılanırsa, ne olacağını bir düşünün..

Bu arada bu işleri organize eden emlak danışmanları ve simsarlar oluştu. Bu uyanıklar şimdi de, denizi 5-15 km uzaktan gören dağ köylerindeki tarlaları, yasaların arkasından dolanarak, deniz manzaralı diye, pazarlamaya çalışıyorlar.

III. 1/25000’LİK PLANLARLA GELEN YAPILAŞMALAR

İmar Bakanlığınca 1/25000 ve buna bağlı 1/5000’lik planlar hazırlandı ve bunlar belediye mücavir alanlarında belediyelere, bunun dışındaki olanlar da İl İmar Müdürlükleri’ne gönderildi.

Belediye ve İmar Müdürlükleri burada imara açılan yerlerin 1/5000’lik plana ve plan notlarına uygun olup olmadığını inceleyerek, yıllarca once, 1/1000’lik planları onadı ve buna göre yapılaşmalar yapıldı.

Geçenlerde bir işim için Milas Belediyesi’ne gitmiştim. Çıkarken, belediye binasının önünde yapılan bir gösteriyi gördüm. Sorduğumda, Tuzla’da Ağaoğlu’nun yapacağı binaları protesto ediyorlarmış. Bu konu 30-35 yıl once 1/25.000’lik planlara uygun olarak, Milas Belediye Meclisince Kabul edilen planlarla ilgiliymiş. Konunun aslını incelemeden Milas Belediye yönetimini kınıyorlardı. Asmında kınanması gereken, 1/25000’lik çevre planını hazırlayan İmar Bakanlığı idi. Yanlıs adrese başvuruyorlardı. Önce konunun aslını öğreneceksin, ondan sonra kınayacaksın.

IV.KIRSAL ALANDA TAPUSUZ YERLERDE YAPILAŞMA

Milas’ın kadastro geçmeyen iki köyü vardır. Bunlardan biri Kapıkırı köyüdür. 1980 öncesi CHP ilçe başkanı olduğum yıllarda, bu köyün tapusuz yerleri ile ilgilenmiştim.

Köyün göl kenarında, yayla diye belirtilen 400-500 dekarlık bir tarlası vardı. Orada köylüler eskiden pamuk tarımı yaparlar ve buradaki barakalarında yazlarlardı.

Yeni öğrendiğime göre, bazı uyanıklar, tapusuz olan bu yerleri, kullanan köylülerden muhtar senedi ile satın alarak, göl kıyısında kır evleri ve kır villaları inşa etmişler. İşte yeni bir sorun daha ortaya çıktı..

Köylü, köyün çoğunun tarihi eserle dolu olması nedeniyle, kadastro istemiyor. Göl kenarındaki tarlaların da hazine adına kaydı yok. Bazı zeytinlikler ve tarlalar mahkeme kararı ile tescil edilse, bu tescillerle tapu işlem yapmıyor; ancak kadastro çalışmalarında, hak sahibi olmak için bir belge olacaktır.

V.ORMAN ARAZİSİNDE YAPILAŞMALAR

Milas’ın kadastro geçmeyen ikinci köyü de Çallı Köyü’dür. Burada hiç tapu yoktur. Sadece tescilli mahkeme kararları vardır.

Köy yerleşemi tamamen orman hudutları içerisindedir. Kimsenin evinin tapusu yoktur.

Köylü orman içinde olduklarından, fıstık çamları ve evleri elden gidebileceği için kadastro çalışması istememektedir.

Al, bir sorun daha..

VI.SONUÇ

Sizlere bildiğim kadarıyla bu yapılaşmaları ve sorunları anlatmaya çalıştım.

Bu konuların çözümü, yerel yönetimleri aşmaktadır. Ancak imar, tapu, orman kanunları ve yönetmeliklerde yapılacak değişikliklerle çözülebilir.

Siyasilerimizin bu konuları inceleyip değerlendirmesini ve sonuca ulaştırmasını dilerim.

Haydi hayırlısı.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık