• 20 January 2023, Friday 10:33
ÖzçelikARAL

Özçelik ARAL

Çakırcalı Mehmet Efe’nin Milas baskını

50-55 yıl önce Nahit Menteşe’nin “Babam Halil Menteşe” adlı anı kitabı elime geçti. Bu kitabı okuduğumda, Nahit Menteşe, Çakırcalı Mehmet Efe’nin Milas’a geldiğini ve babasının O’nu misafir ettiğini anlatıyordu.

Bu konu aklımda kalmıştı. Daha sonra bunu araştırmaya karar verdim. Kütüphanemde, Çakırcalı Mehmet Efe ile ilgili araştırmalarımdan sonra yayınlanmış iki kitap vardı. Birincisi Sabahattin Ali’nin “Çakıcı’nın İlk Kurşunu” kitabıydı. Bu kitapta Milas’a gelişi ile ilgili hiçbir bilgi yoktu. İkincisi ise Yaşar Kemal’in kaleme aldığı “Çakırcalı Efe” isimli araştırması idi.

Yaşar Kemal, Çakırcalı devrinde yaşamış kişilerle konuşarak bu kitabı kaleme almıştı. Kitapta sadece Çakırcalı’nın Milas’ta arazi satın almak isteyip, Milas’a yerleşmek istediğini bir cümle ile belirtiyordu.

Halil Menteşe, kendi anılarında bu konudan hiç bahsetmez. Fakat Çakırcalı’nın fidye istediği Hacı Prodromos’un, babasıyla ilişkileri olan bir iş adamı ve çiftçi olduğundan bahseder, Halil Bey.

Fransa’dan 1908 yılında Türkiye’ye dönmüş ve 1912 yılında, Osmanlı Meclisi’nden mebus seçilmiştir. Çakırcalı Mehmet Efe de 1912 yılında zaptiyelerle giriştiği bir çatışmada öldürülmüştür.

Yaşar Kemal, Çakırcalı’nın iki defa affa uğradığını, dağdan düze indiğini eserinde yazmaktadır.

Büyük bir olasılıkla Çakırcalı’nın Milas ziyaretinin, dağdan düze indiği 1910 yıllarında olabileceğini var sayıyoruz.

Bu konuyu arkadaşlarımla konuşurken, değerli ağabeyim Mümtaz Birol, dedesi Süleyman Sezgin’in (Osmanlı komiseri olan), tanıdığı Sağıroğlu Fabrikası’nda daha sonra sabun işçiliği yapan Ali Tercan ile birlikte Çakırcalı’yı ziyarete gittiklerini, Çakırcalı Mehmet Efe’nin şu anda Sakarya Ortaokulu bahçesinde bulunan Demirci Mehmet Ali evinde görüştüklerini, Ali Tercan’dan dinlemiş ve bana anlattı.

Çakırcalı, içeri girdiklerinde sedirde kucağında silahı ile birlikte oturuyor, tedirgin ve şüphe ile etrafına bakıyormuş.

ÇAKIRCALI’NIN RUM ÇİFTLİĞİNE BASKINI

Dörttepe Köyü’nden olan rahnetli Hüseyin Üçpınar ağabey yayınlanmamış anılarında bu konuyu aşağıdaki şeklide anlatmaktadır.

“Biraz da Hacı Prodromos’tan bahsetmek istiyorum. Bu Rum, Varvil ve Meşelik köylerinin sahibiymiş, kendisi Meşelik-Kuyucak’ta oturuyormuş. Çocukluğumda anlatılanlardan hatırlayabildiğim; 1910’lu yıllarda Çakırcalı Mehmet Efe Kuyucak’ı basıyor. Efeler eve girerken, Hacı Prodromos’un kardeşi camdan pencereden kaçmak isterken Çakırcalı’nın adamları tarafından öldürülüyor. Çakırcalı Prodromos’tan yüklü bir para istiyor; para veremeyince O’nu yanlarına alarak yola çıkıyorlar. Yola çıkmadan önce Rum, para bulmaları için adamlarını Milas’a gönderiyor, Prodromos’un adamları Kıyıkışlacık civarında parayı yetiştiriyorlar, Çakırcalı da Hacı Prodromos’u, serbest bırakıyor.

Çakırcalı Kuyucak’a Rumu soymaya giderken Varvil kahvesinde vergi tahsildarına rastlıyor, tahsildardan paraları alıyor, kaç para olduğunu saydıktan sonra tekrar geriye veriyor. Kahvede olan köylülere diyor ki “ben buradan gittikten sonra bu tahsildar Çakırcalı beni soydu der, ben devletin parasına el sürmem, herkes şahit olsun.”

Çakırcalı hakkında başka bir anım da var, onu da buraya yazmadan geçmeyeceğim. Çakırcalı Mehmet Efe çeşitli tarihlerde Osmanlı devletinin yetkilileri ile anlaşarak dağdan düze iniyor, çeşitli sebeplerden tekrar dağa çıkıp eşkıyalık yapmaya başlıyor. Bu düze inmelerin birinde Milas’a geliyor. Çakırcalı her ne kadar düze inse de güvenlik tedbirini elden bırakmıyor. Akşam Yosef Levi’nin evinde toplanıyorlar. Toplantıya Halil Menteşe, Milas Jandarma Komutanı ve ev sahibi Yosef Levi katılıyor. Bir vakit sonra yüzbaşıyı dışarıdan çağırıyorlar. Yüzbaşı gittikten sonra Yosef Levi’yi çağırıyorlar. Epey sonra da Halil Menteşe de tuvaletinin geldiğini söyleyerek çıkmak istiyor dışarıya.  Halil Menteşe ayağa kalkınca, Çakırcalı dışarıda bekleyen adamlarına bağırıyor “hacı, kapıdan kim çıkarca devirin” diye emir veriyor. Halil bey şaşkın yerine oturuyor. Biliyor ki kapıya doğru gitse kurşunu yiyecek, evin içinde buz gibi bir hava esiyor. Biraz sonra ev sahibi Yosef, daha sonra da yüzbaşı odaya geri dönüyor. Onlar döndükten sonra Çakırcalı, Halil beyden özür diliyor. Jandarma komutanı dışarıya gitti, Yosef Levi de gitti, siz de gitmek isteyince pusuya mı düşürmek istiyorlar diye kuşkulandığım için mecburen size bu kabalığı yaptım, bizim gibi dağda yaşayanlar tedbirli olmak zorundadırlar, tedbirli olmayan yok olmaya mahkumdur diyor.”

KİM KİMDİR?

Çakırcalı Mehmet Efe (1872-1912)

Aslen Ödemiş’in Birgi nahiyesindendir. Babası öldürülür, intikamını almak için dağa çıkar, uzun yıllar dağda kalır. Zenginden alıp, fakire dağıttığı için, köylüler tarafından çok sevilir. İki defa affedilip, dağdan düze iner, tekrar dağa çıkar. 1912’de Nazilli yakınlarındaki Karacadağ’da zaptiyelerle girdiği çatışmada öldürülür.

Hacı Prodromos

Rum çiftlik sahibi ve iş adamıdır. Çoğu zaman İzmir’de otururmuş.

Yosef Levi

Milas’lı Musevi çiftlik sahibi, aynı zamanda İngilizlerden zeytinyağı ve pirina fabrikasını satın alıp, işleten iş adamı. Daha sonra bu fabrikaları Mustafa Terzioğlu’na (Terzizadeye) satmıştır.

Halil Menteşe

Milas’lı çiftlik sahibi, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularındandır. Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde mebusluk yapmıştır. Milas’ın yetiştirdiği en önemli siyasetçidir.

Hacı

Hacı Mustafa, Çakırcalı’nın baş kızanıdır. Birlikte Milas’a gelmiştir. 1912 Çakırcalı’nın öldürülmesinden sonra, başını tanınmaması için kesmiş ve kesik başla birlikte ortadan kaybolmuş. Yakalanmamıştır. Çakırcalı Mehmet Efe’nin Kuyucak baskınını bize anlatan, Hüseyin Üçpınar ağabeyi bu vesile ile rahmet ve saygıyla anıyorum.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık